Sağlık

Kanseri ve salgın hastalıkları kökten kurutacak! Türk bilim insanları geliştirdi

Kanser, koronavirüs, otoimmün gibi hastalıklara neden olan sitokin fırtınasına karşı Akdeniz Üniversitesi tarafından geliştirilen ilaç tup dünyasına ışık oldu. Deneme aşamasına gelinen proje başarılı olursa Türkiye'de bir ilk olacak.

Abone Ol

Sitokin fırtınasını durduracak yerli ve milli bir ilaç geliştirmek için çalışmalar yürütmeken Akdeniz Üniversitesi'nden güzel haber geldi. Proje kapsamında üretilen ilaç hayvanarda deneme aşamasına geldi. Projenin sonuçları başarılı olursa, ilaç dünyada beşinci, Türkiye’de ise ilk olacaktır.

SİTOKİN FIRTINASI NEDİR?

Sitokin fırtınası, vücudun bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan ve hayati organlara zarar verebilen bir durumdur. Sitokinler, bağışıklık sisteminin enfeksiyonlara karşı savaşmasını sağlayan moleküllerdir. Ancak bazen sitokinler çok fazla salgılanır ve vücudun kendi dokularına saldırmasına neden olur. Bu da iltihaplanma, ateş, kan basıncında düşüş, organ yetmezliği ve ölüme yol açabilir.

Sitokin fırtınası, kanser, organ nakli, otoimmün hastalıklar ve viral enfeksiyonlar gibi çeşitli durumlarda görülebilir. Özellikle Covid-19 hastalığına neden olan koronavirüs, sitokin fırtınasını tetikleyebilen bir faktördür. Covid-19 hastalarının yoğun bakıma alınmasının ve ölmesinin en önemli nedenlerinden biri sitokin fırtınasıdır.

Sitokin fırtınasını önlemek veya tedavi etmek için, sitokin salgılanmasını veya etkisini azaltan ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlardan biri de monoklonal antikorlardır.

MONOKLONAL ANTİKORLAR NELERDİR?

Monoklonal antikorlar, laboratuvarda üretilen yapay antikorlardır. Tek bir kaynaktan üretilirler ve belirli bir antijeni hedef alırlar. Antijenler, bağışıklık sisteminin tanıyıp tepki verdiği yabancı maddelerdir. Antijenler, virüs, bakteri, mantar, parazit, toksin, ilaç, aşı veya kanser hücresi gibi çeşitli kaynaklardan olabilir.

MONOKLONAL ANTİKORLAR, BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN YARALANMA VEYA ENFEKSİYONA TEPKİSİNDE YER ALAN BİR GRUP

Akdeniz Üniversitesi’nin projesi, yerli ve milli hedefler doğrultusunda nitelikli ürünler ortaya koyma amacıyla desteklenmektedir. 10 milyon TL bütçe ile hayata geçirilen ve hayvan denemeleri aşamasına gelen projenin sonuçları başarılı olursa, ilaç dünyada beşinci, Türkiye’de ise ilk olacak.

“GECE GÜNDÜZ ÇALIŞTIK”

Projenin amacı, otoimmün hastalıklar tedavisinde hedefe yönelik monoklonal antikor ilaçlarının pazar büyüklüğü göz önüne alındığında, proje çıktılarının iç piyasada ilaç endüstrisinin rekabetçi gücünü artırması ve ithal ikame ve ihracat yoluyla güçlü bir katma değer oluşturmasıdır. Ayrıca, proje ile kazanılacak teknolojik ve bilimsel deneyim sayesinde ileride yeni ilaç adaylarının akademi-sanayi iş birliği ile üretimi mümkün olabilecektir.

Proje ile ilgili Akdeniz Üniversitesi Senato Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) Komisyonu Üyeleri de hazır bulundu. Proje hakkında bilgi veren Rektör Özkan, bilim ve teknoloji politikalarını belirlerken uzun vadeli hedeflere odaklanılması gerektiğini, pandemi sürecinde hazırlıksız yakalandığımız bir durumla karşı karşıya kaldığımızı ve gelecekte bu ve benzer süreçlerin yaşanması ihtimaline karşı hazırlıklı olmamız gerektiğini vurguladı. Ayrıca, bilimsel araştırmaları teşvik etmek ve bilimsel çalışmalara daha fazla kaynak ayırmak gerektiğini, üniversitenin ve ülkenin bilimsel seviyesini yükseltmek, kaynakları verimli bir şekilde kullanarak topluma ve insanlığa faydalı olmak için hocalarıyla birlikte gece gündüz çalıştıklarını belirtti.

“ÖNÜMÜZDE 5 YIL GİBİ BİR SÜREÇ VAR”

Prof. Dr. Mehmet İnan, “Biz burada üniversitemizin altyapı projesi olarak 2,5 yıl önce bir proje başlattık. Vücuttaki sitokin fırtınası durduran bir molekül gerçekleştirdik. Denemelerimiz oldu, maya hücrelerinde çok iyi sonuçlar aldık. Genden sıfırdan başlayıp bunu mayaya aktarıp, laboratuvar ortamında küçük tüplerde daha sonra biraz büyüğüne rekatör sistemine geçirerek ürünü saflaştırıp formülüz ederek insanlara ya da önce farelere denememiz gerekiyor. Biz farelerde sitokin fırtınasının durduğunu ve bunların fareye zarar vermediğini göstermemiz gerekiyor. Bunları da gösterdikten sonra endüstriyel ortamda Türkiye’den bir firmalarla teknoloji transferini yaparak iyi üretim uygulamalarını yaparak insan denemelerini başlatacak sürece giriyoruz. Bizim ilacımızın 5 yıl gibi önünde bir süreç var. 10’un üzerinde hocamız ve öğrencilerimizin katkısıyla bu işi gerçekleştirdik" sözlerine yer verdi.

İLAÇ PAZARINDA ÖNEMLİ BİR YER TUTACAK

 “Projemiz, gelecekteki sağlık risklerine karşı hazırlıklı olabilmek adına alt yapı oluşturma amacını taşıyor. Ben bu projenin de gelecekte kanser aşısı başta olmak üzere çok önemli çalışmalara önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum” ifadelerini kullanan Özkan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Geliştirme aşamasında olan ilacımız özellikle organ naklinde vücudun organ reddetme riskini azaltmak amacıyla kullanılan bir ilaç grubunda yer alıyor. Bu ilaçlar, dünya genelinde toplamda yaklaşık 30 milyar dolarlık bir pazara sahip. Her yıl ülkemizden de bu ilaçlar için milyonlarca dolar yurt dışına çıkıyor. Aynı orijine sahip benzer bir ilacın ABD’de patent hakkının 1 milyar dolara satılmış olması bile, bu ilacın değerini gösteriyor. İlaç adayımızın Ar-Ge çalışmaları tamamlanarak hayvan deneyleri aşamasına geldi. Bu aşamasının tamamlanması ile endüstriyel üretim ve klinik çalışmalarının tamamlanması için teknoloji transferi yapmaya hazır hale gelecektir. En kısa sürede ilaç firmalarımızdan haklı bir ilgi görerek ticarileşmesini, böylece ülkemizden çıkan milyonlarca doların ülkemizde kalmasını diliyorum. Bu projenin başarısı, sadece bilimsel bir kazanım değil, aynı zamanda üniversitemizde ilaç geliştirme altyapısının ve insan kaynağının oluşturulması ile ekonomimize önemli bir katkı sağlayacaktır. Savunma sanayisi ne kadar önemli ise sağlık sektörü de o kadar önemlidir. İlacın ülkemize de çok ciddi katkısı olacak. Onaylanırsa dünyada beşinci ilaç olacak.”