Kadim uygarlıkların mirası “Harran”

Mezopotamya'nın bereketli topraklarından doğan Harran mutfağı, binlerce yıllık bir mirasın izlerini taşır.

Abone Ol

Buğday, arpa, mercimek ve nohut gibi baklagillerin hakim olduğu bu mutfakta, Anadolu'nun en eski ve en özgün lezzetleri bir nevi hayat buluyor.  

Anadolu’nun mistik ve mümbit bir köşesi “Harran”

‘UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde bulunan Harran, günümüzde küçük bir ilçe de olsa bence biraz bağımsız düşünmek gerekiyor, binlerce yıllık tarihi ve bereketli toprağıyla. Harran, bu kadim tarihinin yansıra verimli topraklarının Belih ırmağının kolları olan Cüllâb ve Deysan ile sulanması sayesinde uzun yıllar boyunca önemli bir ziraat merkezi olmuştur. Benim alanıma giren de Harran’ın bu yönüdür. Henüz belki tam olarak tespit edilemese de yapılan kazılarda ortaya çıkacak bulgular sayesinde bu bölgenin kadim medeniyetlerin mirası sayılabilecek bir yemek kültürü olduğu ortaya çıkacaktır. Kuru tarımdan sulu tarıma geçen Harran Ovası ise yaklaşık 852.000 dekardır ve Türkiye'nin pamuk ihtiyacının neredeyse yarısını karşılamaktadır.

Harran'da Tarihin Lezzeti: Gastronomi Günleri

Geçtiğimiz yıl Harran'a adım attığımda, gastronomiye olan ilginin her geçen gün arttığını fark etmiştim. İlçenin merkezinde kurulan "Harran Gastronomi Merkezi", bu alandaki gelişmelere öncülük ediyor ve yöresel lezzetleri korumak ve tanıtmak için önemli çalışmalar yürütüyor.

Bu sene de özel bir davetle bu tarihi beldeye tekrar gittim ve Harran Gastronomi Günü etkinliğine katıldım. Harran Kaymakamlığı tarafından "Leader Yerel Eylem Grubu" sponsorluğunda düzenlenen bu gibi etkinliklerin, yöresel ürünlerin tanıtımı ve gastronomi turizminin geliştirilmesi için önemli bir adım oluşturacağı kanaatindeyim.

Sayın Harran Kaymakamı İbrahim Gültekin'in misafirperverliği eşliğinde Harran'ın kültürel ve sosyal yaşamını anlatan fotoğraf sergisini gezdik. Ardından "Türk Mutfağının Yurt Dışında Önemi" konulu bir söyleşi programını gerçekleştirdim. Türk mutfağının uluslararası alandaki yeri ve önemi hakkında biraz bilgi verdikten sonra, Harran'ın meşhur lezzetlerinden oluşan enfes bir menünün tadına baktık. Kuzu dolması ise tek kelimeyle muhteşemdi. 

Etkinlik, misafirlere hediye takdimi ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi. Harran'dan ayrılırken, bu kadim kentin lezzetlerinin ve kültürel zenginliklerinin gelecek nesillere aktarılması için gösterilen çabalara duyduğum takdiri bir kez daha dile getirmek istiyorum. Harran Gastronomi Günü, sadece bir etkinlikten öte, Anadolu'nun kadim mutfak geleneklerinin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması için önemli bir adım. Bu tür etkinliklerin çoğalması ve gastronomi turizminin gelişmesi dileğiyle...

Tarih ve ticaretin kesişme noktası

Başta kümbet evleri, kalesi, medresesi ile beni tarihin derinliklerine çeken bir cazibe merkezidir Harran. Hala birçok bölümü ile ayakta duran kalesini gezerken o dönem itibariyle yapılanlara inanamayacaksınız. Kalenin içinde bulunan hamamda ısıtılan suyun zemin taşlarının altından götürülerek bugünün teknolojisi ile bile zor yapılan işlere imza atılmış. Harran, ismini Akkadca'dan alan, "yol, yola çıkma ve kervan" anlamlarını taşıyan Şanlıurfa'nın kuzeybatısında tarihi MÖ 6000'li yıllara kadar uzanan kadim bir şehir. Anadolu, Suriye ve Mezopotamya'yı birbirine bağlayan kervan yollarının tam kesişme noktasında ve en eski yerleşim yerlerinden biri olarak kabul ediliyor. "İnsanlık uygarlığının beşiği" olarak da bilinen bu kadim şehir, yüzyıllar boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği ve hatta başkentlik yapmış ve zengin bir kültürel mirasa sahip olmuştur. Dünyadaki üç büyük felsefe ekolünden birisi de "Harran Ekolü" dür. 

İlk İslam medresesi burada 

Harran Üniversitesi arkeoloji bölümü, dünyanın en eski yerleşim bölgelerinden Harran Ören Yerinde 12.yy. ait medrese kalıntıları ortaya çıkardı. Böylece Harran Medresesinin dünyanın en eski İslam Medresesi olduğu tescil edildi diyebiliriz. 

Puglia’nın Gizli Hazinesi: Trulli Evleri

Puglia'nın Bari şehri yakınlarında Alberobello adında turizmin gözdesi küçük bir kasaba bulunuyor. Bu kasaba, tıpkı Şanlıurfa'nın Harran ilçesinde olduğu gibi, konik çatılı evleriyle meşhur ve çok gezeni var. Bölge halkı tarafından "Trulli" olarak adlandırılan bu evler, Harran'daki kümbet evlere çarpıcı bir benzerlik gösteriyor. Beyaz badanalı taş duvarlardan yükselen bu konik yapılar, adeta masalsı bir atmosfere sahip. Bence Harran’da aynen Trulli evleri gibi Harran Kümbet evlerini de dünyaya rahatlıkla pazarlayabilir. 

Dini merkez “Harran”

Binlerce yıllık yazılı tarihi, Bereketli Hilal’in kuzeyinde yer alan konumu, gizemli ay tanrısı Sin ve güneş tanrısı Şamaş'ın kutsal tapınaklarının memleketi ve Tevrat’a göre tek tanrılı dinlerin atası Hz. İbrahim’in uzun yıllar yaşadığı şehir olmasıyla Harran, insanlık tarihinin tartışmasız birçok açıdan önemli bir merkezidir. Harran; Ay, Güneş ve gezegenlerin kutsal sayıldığı eski Mezopotamya"daki Assur ve Babillerin politeist inancına dayanan Paganistliğin (Putperestlik) önemli merkezlerinden biri  olması yönüyle de iyi biliniyor.  Bir rivayete göre tufandan sonra yeryüzünde inşa edilen ilk şehir Harran'dır ve Nuh peygamberin torunu Kaynan tarafından kurulmuştur. İbrahim peygamber de Ur şehrinden Filistin'e gitmeden önce Harran'da yaşamış ve bu şehirde adını taşıyan bir mescidin yanı sıra onun otururken yaslandığı söylenen bir taşın da varlığından bahsediliyor. 

Harran'ın Helenistik ve Roma Dönemleri:

MÖ 4. yüzyılda Büyük İskender'in fethi ile Harran, Helenistik dünyanın bir parçası haline gelmiştir. Bu dönemde şehirde Grek kültürü ve mimarisi hakim olmuştur. MÖ 1. yüzyılda ise Harran, Roma İmparatorluğu'nun egemenliğine girmiştir. Roma döneminde şehir, önemli bir ticaret ve dini merkez olmaya devam etmiştir.

Harran'ın İslam Dönemi:

MS 7. yüzyılda Harran, Arap orduları tarafından fethedilmiştir. İslam döneminde şehir, önemli bir bilim ve kültür merkezi haline gelmiştir. Harran'da astronomi, matematik, tıp ve felsefe gibi alanlarda önemli çalışmalar yapılmıştır. Ayrıca şehir, farklı dinlere ve mezheplere ev sahipliği yapmıştır. Şeyh Yahya Hayat El-Harrani (Hayat B. Kays-Hayat B. Abdülaziz) Türbesi ve Camii Harran tarihi mezarlıkların içinde bulunmaktadır.

Harran'ın Ortaçağ ve Modern Dönemleri:

Harran, 13. yüzyılda Moğol istilasına uğramış ve büyük bir yıkıma uğramıştır. Bu olaydan sonra şehir eski önemini kaybetmiştir. 16. yüzyılda ise Harran, Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliğine girmiş ve o dönemde şehir bir kaza merkezi olmuştur.

Günümüzde Harran 

Harran, günümüzde tarihi ve turistik açıdan oldukça önemli bir yerleşim yeri olduğu için dikkat çekmektedir. Gastronomisi de gün çektikçe önem kazanmaktadır. Şehrin tarihi dokusu ve UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer almasından dolayı Harran'a gelen turistler, şehrin tarihi evlerini, höyüğünü, kalesini, şehir surlarını, ulu camisini, çeşitli mimari kalıntılarını, tarihi mezarlıklarını, kiliselerini ve çarşılarını ziyaret etmektedirler. Geceleyin gökyüzünde görülen pırıl pırıl yıldızları ise turistlerin büyük ilgisini çekmektedir.

Özetle, Harran'ın tarihi, yüzyıllar boyunca farklı uygarlıklara ev sahipliği yapan ve zengin bir kültürel mirasa sahip olan bir şehrin hikayesidir. Bu kadim şehir, günümüzde de turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Harran Gastronomi Merkezi de bu ilgiye hizmet ederek gelen turistlere yöreye ait nefis lezzetler sunmaktadır.