İttifak gazetemiz nezdinde Sözlü Tarih çalışmalarına devam ediyoruz. Hemen her meslek ve meşrepten bu toprakları şenlendirip âvâzelerini gök kubbeye Dâvut gibi salan, cemiyetin ortak hafızasında iz bırakan insanlarımızı günümüz neslinin irfanına arz etmek, ‘sadırda kalmaz satırda kalır’ mülahazasıyla kendilerinden tefeyyüz edeceğimiz şahsiyetlerin çalışmalarını, hizmetlerini, irfânî değerlerini, meslek sırlarını, sanat izzetlerini, zanaat kabiliyetlerini, insanlık erdemlerini kayıt altına almak ve dahi insani, vicdani, ahlaki güzelliklere ayna olmak mülahazalarıyla hazırladığımız Sözlü Tarih çalışmamızın altıncı bölümünde ülkemizin önde gelen sanayici ve iş adamlarından, Kostarika Fahri Başkonsolosu, rallici, FB Kongre Üyesi Ender Kitapçı’yı misafir ediyoruz. Bu yazıyı muhatabımızı Bebek’teki evinde ziyaret ederek hazırlamaya muvaffak kılındık.
Ailesinin Konya’daki mesleği kitapçılık
Ender Bey, Konya’nın önde gelen “Kitapçı” ailesinin bir ferdi. “Kitapçı” soy ismi bu yazının öznesinde bulunan büyüğümüzün ceddinin Konya’da kitapçılıkla iştigal etmesinden geliyor. “Kitapçı” ailesi bu mesleği, eskilerin, efradını cami’ a’yarını mani dedikleri tarzda ve büyük ölçekte icra etmiş. İç Anadolu bölgesinde ve İstanbul’da bulunmayan kitaplar Ender Kitapçı’nın dedesi Hamdi Bey’in tezgâhında yer almış. İlmî eserler, el yazmaları, ilmiye icâzetnameleri, yazma hadis, tefsir, usul kitapları ve âlet kitapları… Kitapçı Ailesi bölgede ve bölge dışında böylelikle birçok âlim şahsiyetin yetişmesine vesile olmuş. Netice itibarıyla ilim kitaplardan öğrenilir. Hele bir de sürece zor zamanlar girdiyse…
1937 Konya
Miladi takvimin yaprakları 1937 yılını gösterirken Konya’da hayata gözlerini açan Ender Kitapçı henüz 5 yaşındayken ailesi gördükleri lüzum üzerine İstanbul’a göç etme kararı almış ve taşı toprağı altın Âsitâne’nin yolunu tutmuş. Ender Kitapçı bu meyanda “Biz Konya merkezden 1942 yılında İstanbul’a gelmişiz efendim. O zamanlar İstanbul’da Yeldeğirmeni isimli meşhur bir mahalle vardı. Ailem oraya yerleşti. Babamın İstanbul’daki ortağı bizim için oradan bir yer almış ve bizi oraya yerleştirdi” cümlesini kuruyor.
Kitapçı Ailesi İstanbul’da yerleştikleri evi ihtiyaçları doğrultusunda restore ettirerek burada uzun yıllar ikamet etmiş.
Üç kardeşin en küçüğü
Ender Kitapçı üç kardeşin en küçüğü. Ağabeyi Tevfik Kitapçı ve ablası Handan Kitapçı garîk-i rahmet olmuş.
Küçük yaşlarda üretim tezgâhının başında
Ender Kitapçı henüz çocuk denilebilecek yaşlarda üretim süreçleriyle tanışıyor. Babasının. amcasıyla birlikte işlettiği Elit Çikolata Fabrikası’nda bir nevi mesleğinin çıraklığı yapıyor. Malum olduğu üzere çıraklığı yapılmayan bir işte ustalık da söz konusu olamaz.
Tahsil hayatı
Saint-Joseph Fransız Lisesi’ndeki ortaöğrenim yıllarının ardından üniversite eğitimine İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde devam eden Ender Kitapçı 1963-1964 yıllarında 2 yıl boyunca Niğde Aksaray’da yedeksubay asker öğretmen olarak görev yapmış.
1965 yılında Nursen Hanımla evlenmiş
Ender Kitapçı’ya, eşi Nursen hanımla tanışmalarının hikâyesini sorduğumda başını önüne eğerek şu cümleleri kurdu. “Şehir hatları vapurunda tanıştık kendisiyle. Her gün arabalı vapurla karşıya geçerdim. Bir gün aracım bozuldu, yolcu vapuruyla geçerken tevafuken Nursen Hanıma rastladım. Günlerce takip ettim. Daha sonra aileler devreye girdi ve 1965 yılında evlendik.”
Bir yastıkta 59 yıl
Ender-Nursen Kitapçı’nın evliliklerinin üzerinden tamı tamına 59 yıl geçmiş. Sohbetimize iştirak eden Nursen Hanım bu keyfiyeti, “Dile kolay 59 sene… Karşılıklı anlayış, sevgi, saygı ve günümüz evliliklerinde pek görülmeyen sabırla bugünlere geldik” diyerek telif ediyor.
Hakan ve Kemal isimli iki oğulları ve Hollanda’da yaşayan iki torunları bulunan Kitapçı Ailesi’nin Bebek Germencik yokuşunda, İstanbul boğazına nâzır evlerinde sâde kahvelerimizi yudumlarken sözlü tarih çalışmamız, mahdumları Kemal Kitapçı’nın butik atölyesinde ürettiği çikolatalarla tadlanıyor!
Aile fabrikasında üretimden sorumlu…
Hasbihalimize Ender Kitapçı’nın dedesinin kurduğu Ender çikolata fabrikasıyla devam ediyoruz. “Dedemin Konya’dan gelişinde Elit çikolata fabrikasıyla ortaklık düşüncesi var. Bilahare, Elit’in sahipleriyle iş ve piyasa süreçlerinde dair anlaşma söz konusu olmayınca dedem de kendi markasını kurarak müesseseye benim adımı verdi. Ben orada hemen her departmanda görev aldım.
1950 yılında o dönemde Eminönü’nde bulunan farikamızda çalışacak, çikolata üretimi yapacak usta bulmakta bir hayli zorlandık. Bu durumda bizler de üretim hattının içerisine girdik. Babam bana o dönemde yirmi beş lira haftalık veriyordu. Bu para benim masraflarımı karşılamadığı için okul ve fabrika dışında kalan zamanlarımda dolmuşçuluk yaparak harçlığımı çıkardım. Benim, iş hayatının dinamiklerine nüfuz etmem de bir nevi bu sayede oldu. Ayrıca işçilerin sorunlarıyla birebir ilgilendim. Üretimden sorumluydum çünkü. Makine alımlarına da nezaret ettim. Yurtdışından makine alınması söz konusu olunca gider, pazarlıkları yapar ve akabinde İstanbul’a getirilme süreçlerini takip ederdim. Fabrikamızda birbirinden lezzetli envâî çeşit çikolatalar ürettik ve hatırı sayılır bir pazar payına sahip olduk elhamdülillah. Aile şirketimizin yüzün üzerinde çalışanı vardı.”
Çikolata üreticiliği bir nevi sanattır.
Çikolata üreticiliğinin bu alanda engin deneyim, titiz çalışma, dürüstlük ve dikkat gerektirdiğini belirten Ender Kitapçı çikolata sanayi için “ayrı bir sanattır” cümlesini kuruyor. Eskiden en iyi şekercilerin Kastamonu’nun Araç ilçesinde yetiştiğini belirten Ender Kitapçı’nın fabrikası zaman içerisinde pek çok çikolata ustasının yetişmesine zemin teşkil etmiş. Kitapçı Ailesi böylelikle ülkemizin çikolata özelinde entegre gıda sanayiciliğine de ilave katma değerler üretmiş.
İlkeli ve dürüst çalışma
Gıda üreticiliğinde başarının sırlarını, üç kelimeli bir terkiple “ilkeli ve dürüst çalışma”yla izah eden Ender Kitapçı “her sabah saat 07:30’da işimin başında olurdum. Disiplinli bir çalışmayla fabrikamızdaki herkese örneklik teşkil ederdim” dedikten sonra ticari tavsiyesini de bir cümleyle özetliyor: “İşlerini en iyi bir şekilde severek yapsınlar ve dolandırıcılıktan uzak dursunlar.”
Kostarika Fahri Başkonsolosu
Orta Amerika ülkelerinden Kosta Rika’nın fahrî başkonsolosluk görevini 30 yıl boyunca sürdüren Ender Kitapçı, ülkemize çikita muzu ilk defa ihraç eden, ordusu bulunmayan Kosta Rika’ya birkaç defa gitmiş.
Büyük Okyanus’la Karayip Denizi’nin sınırlarını çizdiği Kosta Rika ile ülkemiz arasında kültür elçisi vazifesi gören Ender Kitapçı ülkemizin Kosta Rika’da sadece kahvesiyle tanındığını üzülerek belirttikten sonra bu topraklardan 3 bin mil uzaklıkta bulunan Latin Amerika’nın en mutlu memleketini, “muz, kahve ve kakao ülkesi, çok medenî ve eğitim seviyesi yüksek bir toplumu var” şeklinde tarif ve tavsif ediyor.
Anavatan Partisi İstanbul İl Başkan Yardımcısı
Zor yıllarda “Halka hizmet Hakk’a hizmet” şiârıya Türk siyasetinin orta yerine bir sığınma sahnesi olarak eklemlenen Anavatan Partisi’nde (ANAP) uzun yıllar hizmet etmenin gayreti içerisinde bulunan Ender Kitapçı, nevişahsına münhasır devlet adamı Turgut Özal’ın yok yakınında bulunmuş.
Dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın yurtiçi gezilerine eşlik eden Ender Kitapçı, ANAP’ın meşhur seçim otobüsü PETEK’in idaresini de üstlenmiş. ANAP İstanbul İl Başkan Yardımcılığı görevini de deruhte eden, bu süreçte merhum, teşkilatın il başkanı Eymen Topbaş’a yol arkadaşlığı yapan Kitapçı, Turgut Özal’ı rahmet ve minnetle yâd ediyor. ANAP İstanbul milletvekilliğine Fatih-Beyoğlu Seçim Bölgesi’nden aday olan Ender Kitapçı vekilliği az bir farkla kaybetmiş.
Hasbihalimizde Turgut Özal’ın Türkiye’ye vizyon, şahsiyet ve özgüven kazandırdığının altını çizen Ender Kitapçı “Turgut Bey Türkiye’yi tabir caizse ayaklandırdı. Onunla birlikte epeyce yol yürüdük. ANAP Türk siyasi tarihinde dört siyasi eğilimi ilk defa bir çatı altıda toplamayı başardı. Bu süreçte ülkemiz resmen çağ atladı. Turgut Bey’in vefâtından sonra işin başına Semra Hanım geçince biz de “bu kadar yeter” cümleleriyle vakt-i merhunu geldiğinde vakitlice “Allahaısmarladık” demenin lüzumuna işaret ediyor.
İlim Yayma Vakfı’nın kurucularından
Ender Kitapçı sahip olduğu infak ahlâkı mucibince ticaret hayatı boyunca veren el olmuş bir zat. İlim Yayma Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer alan, mezkûr müessesede Mustafa Nazif Çelebi, Sabri Ülker, Asım Taşer, Sebahattin Zaim, Mehmet Üretmen ve diğer kurucu arkadaşlarıyla birlikte öğrenci yurtları inşa eden, talebe okutan, burslar veren, memleketin ilim ve irfanına maddî ve manevî destek olan Ender Kitapçı’nın çocukları da bugün babalarının yolunda ilerliyor.
Mühim bir ralli pilotu
Ender Kitapçı haddizatında mühim bir ralli pilotu. Türkiye’de ve Avrupa’da neredeyse koşmadığı etap kalmamış. Kendi ifadesiyle 20 yıl boyunca “rallicilik” yapmış. 1969 yılında tertip edilen 1. Balkan Rallisi Türkiye ayağında ülkemiz, hem genel klasmanda hem de takımlarda birinciliği göğüslerken, pilot Ender Kitapçı’nın, içinde copilot Hâluk Görkem ile birlikte bulunduğu Fiyat 850 Coupe, finişi ikinci olarak geçerken Ford Mustang ile birincilik tabelasına ise Oral ve Hayri Tan adlarını yazdırıyordu. 28 Eylül 1969 sabahı İzmit Kandıra koşusuna lider gelerek Bulgaralpine 110 ile kazacaklarından emin olan İlia ve Kolu Chubrikov günün sonunda üçüncü olduklarına şükrediyordu! Ender Kitapçı’nın bu meyanda 17 kupası ve onlarca madalyası bulunuyor.
Dinazorlar!
Kelâmın bu yerinde Ender Kitapçı’yi dinliyoruz: “Efendim adlarımız Ali Sipahi, Ayhan Tokyay ve diğer arkadaşlarımızla birlikte “Dinazorlar”a çıktı. Bize “Dinazorlar Kupası da verdiler. 50 yıl önce Türkiye’de kimse rallinin ne olduğunu bilmiyordu.”
FB Kongre Üyesi
Ender Kitapçı Fenerbahçe sevdalısı bir şahsiyet. Sarı lacivert renklere gönlünü kaptıran Ender Kitapçı, FB sevdasına örneklik sadedinden kulübe yakın olmak için evlerini Moda Yoğurtçu Parkı’na taşıdığını belirtiyor. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün 280 numaralı Kongre Üyesi Ender Kitapçı, Başkan Ali Koç’un elinden 2021 yılında 70’inci yıl üyelik plaketini almış.
Ender Bey, kendisiyle Fenerbahçe’nin henüz ezelî rakibi Galatasaray deplasmanına çıkmazdan önce gerçekleştirdiğimiz sohbette “Sarı Kanarya’nın durumunu nasıl görüyorsunuz?” şeklindeki sualimi “Daha iyi olacak. İnşallah bu sezon şampiyon alacağız” şeklinde cevapladı. Ne diyelim, çıkmayan candan ümit kesilmez!
Nursen Hanım tezhip ustası
Ender Bey’in eşi Nursen Kitapçı tezhip ustası. Bebek yokuşundaki evlerinin duvarları Nursen Kitapçı’nın her biri diğerinden âlâ keyfiyeti hâiz tezhip eserleriyle müzeyyen. Çamlıca Kız Lisesi mezunu olan Nursen Hanım, Kültür Bakanlığı Topkapı Sarayı Geleneksel Türk Süsleme Sanatları Kursu’nun efsane hocalarından Melek Antel’in –rahmet olsun- talebesi. Müzehhibe Nursen Hanım, günümüzün hüsn-i hat ustaları, Hattat Hamit Aytaç’ın talebeleri Hüseyin Öksüz’ün, Hüseyin Kutlu’nun, Mehmet Memiş’in ve Ali Hüsrevoğlu’nun nesihten sülüse, dîvânîden ta’lik kalemine kader pek çok yazı nevindeki kalem güzellerini klasik üslupta tezyin etmiş. Yaşı ilerlediğinde fırçayı bir kenara bırakan Nursen Hanım bezediği hilye-i şerîfelere nazar ederek tezhip yaptığı günleri özlemle yâd ediyor.
En yakın arkadaşları ebediyet yurduna sırlanmış
Seksen yedinci yaşını sürmekte olan Ender Kitapçı’nın çocukluk arkadaşları da dâhil olmak üzere pek çok yakını ebediyet yurduna sırlanmış. En yakın arkadaşı Sipa Press fotoğraf ajansının kurucusu, gazeteci, foto muhabiri Gökşin Sipahioğlu ise 2011 yılında vefât etmiş.
Kollektif şirketten anonim şirkete, çikolatadan grissiniye…
1992 yılına gelindiğinde Ender Çikolata Kollektif Şirketi, Ender Kitapçı’nın büyük oğlu Hakan Kitapçı eliyle Ender Kitapçı Çikolata Gıda Sanayii A.Ş.’ye dönüşürken ar-ge departmanına ve gıda laboratuvarına sahip olan mezkûr şirket grissini üretiminde öncü rol üstlenmiş.
Ailenin küçük oğlu Kemal Kitapçı da kahve ve çikolatanın hoş kokulu dünyası içerisinde bir taraftan “Çuku Çuku” markasıyla butik çikolata üretimi yaparken diğer taraftan da içinden kırk yıllık hatırların geçtiği cafe iişletiyor.
2010 yılında kendini emekliye ayırmış.
Ender Kitapçı 2010 yılında “bu kadar çalışma yeter!” mülahazasıyla aktif çalışma hayatından çekilerek kendini emekliye ayırmış. Şimdiki zamanda ilerleyen yaşında da hayatla ve çevresiyle barışık kalmayı başaran Ender Kitapçı her sabah ilk gün ışığı Bebek sahilini aydınlattığında kravatını takarak yürüyüşe çıkıyor. Yorgunluk kahvesi için Bebek Kahve’nin ahşap sandalyesine oturduğunda Uşşak makamında bir şarkının sözlerini işitiyor:
“Hey heeeeey
Şu Sille'nin aman sokakları sekili aman
Pencerede gül karanfil ekili aman
Kimler olsun nazlı yârin vekili aman
Dolan da gel haydi boylarına bakayım aman
Aman aman neler olacak
Meram’daki bağlar bizim olacak”
İbrahim Ethem Gören 15.05.2024 Yazı No: 589