Eski İstanbul un suları arasında yer alan Sırmakeş in ünü bütün Avrupa Saraylarına yayılmış. Geleneksel tarzda süslenmiş Sırmakeş su şişeleri, yabancı elçilere hediye edilirdi.
Eski İstanbul da kaynak sularına (âb-ı leziz) derlerdi.  Çırçır suyu, Kestane suyu, Taşdelen suyu, Sırmakeş suyu, Çubuklu suyu, Karakulak suyu, Hamidiye suyu, Tomruk suyu, Hünkâr suyu, Kısıklı suyu, Libade suyu, Kayışdağı suyu; Çok değil, yaklaşık yarım yüzyıl öncesinin İstanbul`unun bir özelliği meşhur içme sularıydı. Şehrin bu özelliğinden dolayı eski İstanbul`da su meraklıları ve su tanıyıcıları bulunur, bu su meraklıları, içtikleri suyun Taşdelen mi, Karakulak mı, Sırmakeş mi olduğunu tadından anlardı.
PADİŞAHLARIN TERCİH ETTİĞİ SU
'135 senelik maziye sahip padişahların 93 sene içtikleri Vakıf Karakulak Menba Suyu İstanbul`da. En düşük sertlik derecesine sahip, en üstün kaliteli su; ' diye bir zamanlar reklamlarının İstanbul`u süslediği Karakulak suyunu Londra`ya götürülmüş ve çok beğenilmişti. Şöhreti dört bir tarafa yayılan Karakulak suyu, Mekke Emiri Şerif Abdullah Paşa`ya dahi gönderilirmiş.'
ALEMDAĞ SUYU HACCA GÖNDERİLMİŞ
Alemdağ`dan çıkan Taşdelen suyu için 'Zemzem`in yol arkadaşı' denirmiş. Neden? Çünki Hâc farî zası için yola çıkan Surre Alayı`nın küplerine doldurulur, yol ihtiyacı karşılanır, Hâc dönüşü bu küpler zemzem doldurularak geri getirilirmiş.
Bir başkasının ünü bütün Avrupa Saraylarına yayılmış. Geleneksel tarzda süslenmiş Sırmakeş su şişeleri, yabancı elçilere hediye edilirdi. Dış ülkelere gönderilen hediyeler arasında bir damacana veya şişe Sırmakeş Suyu da bulunurdu. Beykoz sırtlarından çıkan Sırmakeş suyu her gün kağnılarla rıhtıma indirilir, oradan kayıklarla İstanbul`a sevk edilirmiş. Misafir kahvesi Sırmakeş ile pişirilirmiş. Hâc ve umreye gidenler de Araplar pek beğendiğinden yanlarında Sırmakeş Suyu`nu hediye olarak götürürmüş.
ÇEŞMELER DİYARI İSTANBUL
Farklı membalardan getirilen kaynak suları birbirine katılır, çeşme, sebil ve şadırvanlardan İstanbul halkına hizmet verilirdi. Sakalar, memba sularını kırbalarlar ve damacanalarla evlere taşırdı. Evlerin hemen hepsinin bahçe veya avlusunda kuyu suyu da bulunurdu ama, bunların pek azı içmek için kullanılır, çeşmelere rağbet edilirdi. Mustafa Aşir Efendizâde nin (1797) 'Mehah-ı Miyâh' isimli taş baskısı kitabı İstanbul`un lezzetli içme sularını anlatır. Bu suların çeşitli özelliklerinin yanı sıra, suların sertlik derecelerini de verir.
İstanbul`un târihe karışan kaynak içme sularını bugün içme suyunun isminin yazılı olduğu pullar ve mühürlerde mevcut. Ayazma, Büyükdere, Kısıklı Büyük ve Küçük Çamlıca, Çırçır, Göztepe, Hünkâr, İmrahor, Kara Kulak, Kanlı Kavak, Kayış Dağı, Keçe, Silâhtar ve Taşdelen gibi meşhur içme sularının damga pulları ve mühürleri günümüze yâdigâr kalmıştır.
Bugünkü plastik su damacanaları yoktu, damacanalar, camdı ve sık örgülü özel sepetleri vardı.
İSTANBUL`un EN ESKİ SUYU ÇAMLICA`
1461 senesinde Fâtih tarafından akıtıldığı söylenen Büyük Çamlıca Suyu`nun kaynağı, Büyük Çamlıca tepesinin eteğinde, Boğaz yönündeki bir ağacın altından çıkmaktaydı.
Çamlıca Suları`yla Ü sküdar ve civârının su ihtiyâcı karşılanmış, çeşme ve sebillerin suyu sağlanmıştı. Bunlar farklı isimlerle anılırdı. Çamlıca tarafındaki Tomruk, Şekerkaya, Tiryal Hâtun, Kısıklı ve Ömer Efendi Suları, çeşitli yollarla câmi, sebil, tekke gibi vakıf kuruluşlara ulaştırılırdı.
Kayış Dağı Suları
Kayış Dağı`nın şehre bakan batı ciheti eteklerinden çıkardı. Kayış Dağı`ndan çıkan bu suyun özelliği çam suyu olmasıydı, yâni yağmur suyu çamların altından süzülerek kaynaklardan fışkırmaktaydı.
Kara Kulak Suyu
Beykoz`da Dereseki Köyü`nün güneyinden ve kısmen de doğusundan çıkan Kara Kulak suyu hâlâ akar.. çeşmesinin tâmir kitâbesi 'Kara Kulak Suyu`dur çeşmesi olmuşdu harâb / Kıldı ihyâ yeniden pâdişeh-i deryâ-cû d' diye başlayan sözlerle Sultân Mahmû d a övgü sergiler.
Hamî diye Suları
İstanbul da Rumeli Yakası nda Kâğıthâne`nin Ayazma Suyu, Sultan Abdülaziz döneminde Yıldız Sarayı`na getirildi. II. Abdülhamid devrinde Ayazma Suyu`na pek rağbet edilirmiş.
Hamî diye Suları ise Kemerburgaz`ın doğusundan başlayıp güneye doğru sık ağaçlar ve sık fundalıklar arasından, sert taşlı arâzi içinden akan altmıştan fazla kaynak bir araya getirildi. 133 çeşme vâsıtasıyla İstanbul halkına ulaştırıldı. Hamî diye Suyu, 1902 târihinde sokak çeşmelerinin yanı sıra saraya, hastânelere, okullara vb mekânlara da verildi.
Kanlı Kavak Suyu
Zavallı Kanlı Kavak Suyu`nun membaı, İstanbul`un Rumeli yakasında Baltalimânı vâdî sine inen dere yatağının sağındaydı. Mehmed Hafid Efendi, bu suyun idrar söktürücü olduğunu yazar.
Mermer ve hazneli Emirgan Hamî d-i Evvel Çeşmesi (1781) üstündeki tabelada bu çeşmeden Kanlı Kavak Memba Suyu`nun akıtıldığı yazılıdır ama artık su, o leziz su değil, berbat bir sudur!