Üniversitemi bitirip İstanbul’a geri döndüğüm zamanlarda ilk fark ettiğim şeylerden biri oturduğum bölgedeki köpek sorunlarıydı. Ben İstanbul Avcılar Ispartakule bölgesinde ikamet etmekteyim. Bizim bulunduğumuz bölge yeni yapılanma bölgesi olması münasebetiyle bulunduğumuz bölgenin etrafı boş arazilerle çevrili. Bu yüzden köpeklerin bakılması ve yaşaması için oldukça müsait bir bölge olduğu anlamına geliyor.
Geri döndüğüm günden bugüne bu köpeklerin genel olarak insanlara herhangi bir agresyon göstermediğini ancak geceleri ve beslenme saatlerinde çevresinden geçen insanlara, motorlarla hatta araçlara dahi hem maddi hem manevi zarar veriyorlar.
Bende bir hayvansever ve bir köpek sahibi olarak bu dünyanın bizler kadar onların da olduğunun farkındayım ve bunu istiyorum. Köpeklerin yaratılış gereği çevresini ve birbirlerini korumalarını anlıyorum, insanlarında canlarına ve mallarına zarar verilince sinirlenmelerini anlayabiliyorum ancak ne insanlar köpeklere ne de köpekler insanlara zarar vermemeli. Bu yüzden genel olarak ülkemizdeki köpek sorununa bir çözüm bulunmalı.
Şu an bakıldığında ise pandemi dönemi sahiplenilen köpeklerin birçoğu günümüzde sokaklara terk edilmiş durumda. Oturduğum bölgede de baktığımda insanların binlerce lira paralar verip aldığı cins köpeklerin sokaklarda yaşam mücadelesi verdiğini görüyorum. Sosyal medyada bir hayvansever olarak takip ettiğim bazı sayfaların sadece cins köpekleri kurtarmaya çalıştıklarını, bu köpeklerin sayılarının o kadar arttığını görmekteyiz. Yakın tarihte Hatay’ın Payas ilçesinde yaşanan yasaklı ırk köpeklerin saldırısına uğrayan kadın bu olayın üstünden haftalar geçmesine rağmen hala ciddi sağlık sorunları yaşıyor. Bu ve bu tarzda yasaklı ırk köpekler hakkında genel olarak böyle olaylarla çok karşılaşılmakta ancak bu köpeklere çok iyi bakan ve bu köpekleri çok uysal ve saldırgan olmayan şekilde yetiştiren birçok köpek sahibi bulunuyor. Aslında iş köpeklerde değil köpeklerin sahiplerinde bitmekte. Bu kişileri bilinçli ve bilinçsiz sahip olmak üzere ikiye ayırmalıyız ve bilinçsiz sahiplerin ellerine özellikle yasaklı ırk köpeklerin geçmesini engelleyecek düzenlemeler yapılmalıdır.
Bu yüzden öncelikle tabiri caizse merdiven altı üretim durdurulmalı ve bu işi sadece devlet onaylı işletmeler ve kişiler yapmalıdır. Bu şekilde bilinçsiz sahiplerin ellerine köpekler geçmeyecektir, sokaklarda tehlike arz eden köpekler olmayacaktır.
Böylece ilerleyen süreçte sokaklarda veya herhangi bir yerde köpek saldırı oranları azalacaktır. Ancak günümüzde insanların sokak hayvanlarından nefret dili kullanması ne de hayvanseverlerin bu insanlara nefret dili kullanmasıyla bu iş çözüme kavuşabilecek gibi gözükmüyor.

YORUMLAR