BM: 130 milyon insan aşırı yoksulluk pençesinde...
İnsana hizmet etmeyen, değer vermeyen, adalet ve güvenliği sağlamayan bir sistemin başarı şansı yoktur.
Mevcut küresel sistemin ne insanı ne tabiatı koruması mümkün değildir.
Salgın hem mevcut düzenin çarpıklıklarını gözler önüne sermiş, hem de tüm insanlığın aynı gemide olduğunu hatırlatmıştır.
BM 130 milyon insanın daha aşırı yoksulluk tehdidiyle karşı karşıya olduğunu bildirdi. Zorlukların en çok yoksulları vurduğunu belirten BM, "küresel ticaret politikaları değişmeli" çağrısı yaptı.
Küresel ekonomideki hızlı gerileme özellikle de güney yarımküredeki devletleri etkiledi.
130 milyon insanın aşırı yoksulluk tehdidiyle karşı karşıya.
Dünya Bankası tanımlamasına göre günlük geliri 1 dolar 90 centin altında bulunanlar aşırı yoksul olarak kabul ediliyor.
Yoksul ülkelerde işsizliğe karşı bir güvencesi bulunmayan pek çok insan için işini kaybetmenin ekonomik çöküş anlamına geldiğine işaret edilen raporda, 1998 yılındaki Asya krizinden bu yana dünyada yoksulluğun ilk kez yeniden tırmanışa geçtiği kaydedildi.
O nedenle çok uluslu kurumları yeniden revize ederek ilerlemek gerekmekte…
G20 ZİRVELERİ NEDEN HAYAL KIRIKLIĞI?
FAKİRLEŞEN HALKA BORÇ VAR, YARDIM YOK…
Türkiye-Çin Orta Koridoru
Sizlerle bir süredir yükselen Asya’yı konuşuyoruz. Bu konuda bazı öneriler getirelim. Ankara aslında çoğunu mekanizmasal olarak yürütmekte.
“Türkiye Çin Yatırım Fonu” kurulması ve paydaşlarının belirlenmesi, sürdürülebilirliği sağlayacak
parametrelerin oluşturulması ile bölgesel ve küresel bir model olacak.
Küresel iş modeli ve tüm konvansiyoneli dönüştüren “Biyoteknoloji”, “Robotik”, “Yapay Zekâ”,
“Nanoteknoloji”, “Uzay” ve “Stratejik Hizmetler” alanlarında pazar, ekosistem ve kapasite
geliştirmek için güçlü işbirliği yapılması ve muhatapların eşleştirilmesi referans alınmalı.
Makro ve sektörel “politika ve dönüşümleri karşılaştırmalı çalışan ve paylaşan mekanizmalar”
kurulması başlangıç noktası niteliğinde.
Türkiye ile Çin arasında öncelikle olası salgınlarla ilgili bir “mükemmeliyet merkezi”
kurularak ortak mücadele için yol haritası belirlenmesi, tecrübe paylaşımı açısından önemli.
Kriz yönetiminin yeni baştan kurgulanması, bu tür salgınların afet yönetim mantığında
nasıl yönetilmesi gerektiğine dair araştırmalar yapılıp sofistike sistemler kurulması mümkün.
Kovid-19 benzeri salgınlara hazırlıklı olunması ve gerçekleştiğinde başa çıkılabilmesi için ilgili
multi-disipliner alanlarla desteklenebilecek ortak “viroloji araştırma merkezleri” kurularak yakın
işbirliği sağlanması da olası.
Her iki ülkenin de teknolojik seviyeleri giderek artmakta, daha güçlü ilerleme için ortak
“teknoloji merkezleri” kurularak işbirliği imkanları da geliştirilebilir.
“Kuşak ve Yol İnisiyatifinin” özellikle demiryolu güzergâhının baş aktörleri olan Türkiye ve Çin bu
alanda güvenlik boyutu dâhil taşımacılık, demiryolu inşaatı gibi alanlarda ortak mekanizmalar
geliştirebilirler.
Öyle ki Türkiye; Çin ve Avrupa arasındaki ulaşımı ve ticari ağı geliştirecek koridor
için “Trans-Hazar-Orta Koridor” projesini hayata geçirmeyi amaçlamakta. Bu girişimler
çerçevesinde Çin ve Türkiye arasında; “Orta Koridor” projesini uyumlu hâle getirmeyi hedefleyen
mutabakat muhtırası imzalanmıştı.
Ticaret Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı tarafından ortak takip edilen
ve ülke ekonomisini yakından ilgilendiren “Orta Koridor” projesine dair çalışmalar geliştirilerek
sürdürülmekte.
Ticaret Bakanlığı’nın “Kuşak ve Yol İnisiyatifi” ekseninde
önemli bir girişim olan “Edirne-Kars Demiryolu Projesi” kapsamında “Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu
Hattı” hizmete açılmıştı.
Nahçıvan önemini korumakta.
Bakü-Tiflis-Kars güzergâhında aylık 4 bin ton olan yük taşıma kapasitesi,
ayda 28 bin ton seviyelerine çıktı.
Ticaret Bakanlığı;
Azerbaycan, Hazar Denizi, Kırgızistan, Türkmenistan ve Çin gibi bölgelerde tarihî bağlar
üzerinden “Orta Koridor” güzergâhının canlı tutulmasında demiryolu taşımacılığının önem ve
işlerliğini ortaya koymakta.
Milli stratejilerimiz bu yönde güçlenmekte.
Geleceğe ışık tutabilmek için iki ülkenin
ortak “stratejik öngörü merkezleri” kurması da değerlendirilmeli.
Yeni güvenlik risklerinin
tespiti bu merkezlerde yapılarak tedbirler geliştirilmesi de böylece mümkün olacak.
Artık sınırötesi işbirlikleri daha yoğun konuşulur oldu.
Biz de köşemizde bu hatlara sık sık yer vereceğiz.