Cemil Meriç`in 'Düşüncesi bir medeniyetin son sözüdür. Çöküş halinde bir dünyada muhatap bulamamıştır. Doğu rönesansı onunla biter. Asya karanlığa gömülür. Meşale Asya`dan Avrupa`ya geçer'. şeklinde betimlediği İbn-i Haldun 1332 yılında Tunus`da doğar. Endülüs`ün ve Kuzey Afrika`nın siyasi hayatına tesir eden Hadramut Kökenli bir Arab ailedendir. Babası fıkıh ilmiyle uğraşan tanınmış bir bilgindir. Bu nedenle İbni Haldun`un tanınmış alimlerden ders almasını sağladı. İlk önce Kur`an-ı ezberledi ve 21 defa 7 kıraat üzerinden hatmetti. Arap dili ve edebiyatı, Fıkıh ve hadis ilmi, edebiyat okudu. Zamanla akli,ilmi ve dini bilimlerde geniş mulamat sahibi oldu. Kuzey Afrika Gırnata, Mısır , Tunus , Şam gibi merkezlerde idari, ilmi ve siyasi birçok vazife aldı.
Haldun`nun yaşadığı dönem Kuzey Afrika`da Berberi kabileleri arasındaki çatışmaların şiddetlendiği bir dönemdir.
İbn-i Haldun`nun yaşadığı çağda Müslüman Araplar Endülüs,Magrip ve Doğu Müslümanları olmak üzere üçe bölünmüşlerdir.Endülüs sürekli Hristiyan tehdidi altındaydı.Doğuda ise iktidar Araplar`da değil Türklerdeydi.Kuzey Afrika`nın durumuda pek parlak değildi.Kuzey Afrikaya altın çağ yaşatan El Muravit ve El Muvedhid devletleride artık tarihe karışmıştı.Burada şimdi kendi aralarında sürekli çatışan üçhanedan bulunuyordu.Bunlar Fas`ta Merinid,Cezayir`de Abdel Vedid ve Tunusta Hafsit hanedanları idi.Her üçünün de hayali aynıydı.Oda El Muvahhid devletini yeniden kurabilmekti.
İbni Haldun işte bu dramatik olaylarla dolu sahnede yaşadı. Büyük mağrip ideali onun içinde çok cazipti.
Dünya ve Kuzey Afrika çapında oluşan dramatik olaylarla içiçe yaşayan İbni Haldun,aynı zamanda kendi özel hayatında da dram üzerine dram yaşıyordu.Kimi zaman bulunduğu yerde en büyük ilim adamı,en büyük devlet adamı olarak addedilip saygı duyuluyor,kimi zaman da zindanlara tıkılıyordu.Bir gün vebadan yakınlarını,kalan yakınlarını da başka bir gün açık denizlerde boğularak kaybediyordu.
İniş çıkışlarla dolu bir hayat süren, çalkantılarla dolu Kuzey Afrika ve Dünya hayatına şahid olan İbni Haldun un yaşadığı dönem ve o dönemin olaylarından etkilenmemesi imkânsızdır.
Mukaddime ve Dünya Tarihi`nin yazarı, Cemil Meriçin deyimiyle 'Bulutları dağıtan bir rüzgar' İbn-i Haldun 1406 yılında Kahire de vefat eder.
Müslüman-Arap kültürünün çöküş dönemindeki en büyük tarihçi ve toplum bilimci olarak kabul edilen İbni Haldun`a bu payeyi almasında büyük etkisi bulunan mukaddime adlı eseridir.
İbn-i Haldun mukaddime ve Berberiler Tarihini 1375`de, bugünkü Cezayir`in Tieret şehri yakınlarındaki Beni Saleme Kalesine çekilerek kaleme aldı. Dört yıl burada çalışan Haldun tekrar Tunus`a dönerek Berberilerin tarihine devam etti.
Mukaddime Osmanlı Türkçesine, İngilizce, Fransızca ve Portekizce olmak üzere 4 dile çevrilmiştir. İlk tercümesi Türkçedir Prizade Sahip Molla tarafından,yarım kalan bu çeviriyi Cevdet Paşa 1860`da tamamlamıştır.Diğer dillerdeki çevriler daha sonraları yapılmıştır.
Sentezci bir eser olan Mukaddime altı bölümden meydana gelmiştir.
Birinci bölümde tarihin ilim olarak yeni bir tarifi verilir. Coğrafya ve gıda sisteminin insan ve toplum yapısına olan etkilerinden, iklimin insan zümreleri üzerine olan etkilerinden,büyü ve din olaylarından söz edilir.
İkinci bölümde göçebe ve şehir olmak üzere iki hayat tarzı karşılaştırılır.
Ü çüncü bölüm siyaset sosyolojisi bölümüdür.
Dördüncü bölüm şehir sosyolojisine, beşinci bölüm ekonomik sosyolojiye altıncı bölüm de bilgi ve eğitim sosyolojisine ayrılmıştır.