Okurlarımla çok sağlılı bir iletişim kurduk. Birçok bilgiyi gönderiyor, yazıyor, uyarıyor ve paylaşıyorlar. 
Ü lkemizin son yıllardaki en büyük sorunu Tarım  Politikaları oldu; İthalat, yerli üreticiyi derinden etkiledi. Bunun üzerine gelen yüksek zamlar ile çiftçi perişan oldu. 
Bu konuda İSO üyesi, değerli iş insanı ve 26 yıldır  İstanbul Türk Müziği Festivali sponsorumuz olan Mehmet Koç Bey,   Hollanda örneğini yazmış ve göndermiş.. Birlikte okuyalım:
'Bakalım, Hollanda nasıl dünya tarım devi olmuş ?
Hollanda da bu işler nasıl oluyor?
Araziyi aldınız veya onceden babadan kalma araziniz var diyelim; Kafamıza göre 'şunu bunu ekeceğim, dikeceğim' falan diyemiyorsunuz.
Önce tarım arazinizin kayıtlı olduğu kooperatife gidiyorsunuz!
Kooperatif yetkilisi 'arazinizde şu şu ürünleri yetiştirebilirsiniz' diye birkaçalternatif sunuyor.
'Olur mu? Geçen yıl domates`in kilosu kaçliradan satıldı, ben domates ekeceğim' filan diyemezsiniz.
Bir ürünü seçtikten sonra ayrıca 'ek olarak şunları da dikeyim' filan diyemezsiniz, izin verilmiyor.
Ölçek ekonomisi çok önemli tek ürün seçebiliyorsunuz.
Bu arada kooperatif yetkilileri ürün maliyetlerini/giderlerini hesaplıyor.
Amaçhasat sonunda ne kazanacağını kısaca tahmini bilançoyu çıkarıyorlar.
Bu arada,  yeterli sermaye yoksa kredi veriyorlar.
Uygulama
Kooperatifin tarım mühendisine yönlendirmesi ile başlıyor.
Mühendis ve kooperatifin teknik elemanlarıyla araziyi teftişe gidiliyor.
Mühendisler yetiştirilecek ürün hakkında üreticinin ne kadar bilgi sahibi olduğunu ölçüyor.
Yeterli bilgiye sahip değilseniz eğitim ve bilgi desteği ile size yardımcı oluyorlar.
Bu arada arazide kullanacağınız makine parkındaki araçlarınızı bildirmek zorundasın.
Eksik veya arızalı aracınız varsa tamamlıyorlar.
Ekim bu fizibilite ve desteklerin sonrasında, ekim için program yapılıyor ve çalışmalar başlıyor.
Öncelikle arazide kullanılacak olan ilaçlar, gübreler, su 
ihtiyacı,  yapılacak ekim,kesim ve kontroller kooperatif yetkilileri tarafından yazılı olarak bildiriliyor.
Tüm kurallara uyduktan sonra sonunda hasat zamanı geldiğinde
'Tek başına değilsiniz'
Kooperatif hasat zamanı personel desteği veriyor.
Ü rünler hasat edilip toplandıktan sonra kooperatifin öncülüğünde kiralık depoya kaldırılıyor.
Sonrasında yeminli eksperler geliyor ve taban fiyatı belirliyorlar.
Fiyatlar küresel şirketlerin inisiyatifine bırakılmıyor.
Bunlar yeminli eksper!
Ne üreticiden , ne de alıcılardan etkileniyor.
Taban fiyat belirlendikten sonra ürün, kooperatif tarafından açık arttırmayla satılıyor.
Tabiiki üreticinin onay şartı geçerli olmak zorunda.
Ü rünlerin satılabilmesi için üreticinin satış belgesini imzalaması gereklidir.
Satış sonunda; Kooperatif, hizmet faturaları düşüldükten sonra üreticinin parası hemen ödeniyor.
İlk yılı geçirdikten sonra
'A sınıfı' ya da 'Yeşil' üretici sertifikasını almak gerekiyor.
Bunun için kaliteli ürün yetiştirmek şart.
Burası önemli !
Sertifikayı aldığın anda devlet desteklerine hak kazanıyorsun !!!'
İlginçolan çok başarılı Tarım Bakanlarımız bunları bilmezler mi?
Eğitim-Kültür-Sanat alanı gelişmeleri takip için @drgoktanay