Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Hakan ÖZDEMİR
Hakan ÖZDEMİR

Hamilelik, anne sütü ve akupunktur tedavisi

Hepimizin bildiği gibi anne sütü bebek için inanılmayacak derecede yararlı bir besin. Sakın sevimli bebelerimizi anne sütünden mahrum etmeyin.

Bugün bütün tıp otoriteleri aynı şeyi söylüyor. Anne sütü bebeğin büyümesine, gelişmesine, ileride sağlıklı bir çocuk olmasına yarayan en doğal besin kaynağı.

Sakın bebeğinizi bu mükemmel besinden mahrum etmeyin.

Hem anne sütü, ilk altı aylık dönemde ‘beslenme’ adına bebeğinize ne lazımsa hem de tek başına hepsini içerir. Hatta ilk üçay, sütünüz bebeğinizin su ihtiyacını bile giderir. Anne sütü işte böyle mükemmel bir besin kaynağıdır. Doğumla birlikte, bebeciği var eden yaratıcı, onun besinini de anne sütünde vermiştir. Anne sütü bebeğinizi aynı zamanda enfeksiyonlara karşı da korur. Bebeğinizin hastalanmasını da önler.

Çünkü anne sütünde antikorlar bulunur. Bu antikorlar, hastalığa sebep olabilecek birçok mikrobu öldürücü etkiye sahiptir. Anne sütüyle beslenen bebekler sadece gıda almakla kalmaz, bu tür mikroplara karşı da doğal olarak en iyi bir şekilde korunmuş olur.

Siz şimdi ‘İyi güzel de benim sütüm yok, ne yapayım?’ mı diyorsunuz?

O zaman size bir müjdemiz var, lütfen okuyun. Sütü olmayan annelere müjde!.. Anneler, doğum sonrası dünyanın en mutlu insanı olur. Artık onun bir bebeği vardır. Bu mutluluğun tarifini kimse yapamaz. Ancak kimi annelerin bu mutluluğu yarım kalır. Çünkü göğüslerinde bebeğe verecek süt olmaz. İşte o zaman anne, haklı olarak endişelenir, kederlenir. Bebecik, mini mini ağzıyla süt ister ama göğüsten süt gelmez ya da yetersizdir.

Durun hemen koyuvermeyin göz yaşlarınızı. Ü zülmeyin… Birçok anne gibi hüzünlenip kendinizi suçlamayın.

Hele bu duygunuzu, çocuğa ilk günlerden mama yedirmeye çalışarak bastırmaya yönelmeyin.

– Bebeğinizi bu kadar az sevemezsiniz? Onu, doğal besin kaynağı olan ve enfeksiyonlardan koruyan anne sütünden mahrum edemezsiniz. O sizin bir taneniz çünkü…

– Sütünüzün gelmesi için niçin çare aramıyorsunuz?

Haklısınız. Bu dönemde ilaçalmaktan çekiniyorsunuz. Kendinize ya da bebeğinize yan etkisi olabileceğini düşünüyorsunuz.

Akupunktur vücudun hayati enerji akışını düzenliyor

Akupunktur penceresinden vücudumuza bakıyoruz… İnsan vücudu kendi enerjisini kendi üreten bir yapıya sahip, ta doğuştan… ‘çi’ adı verilen bu oto enerjiye… Ve bu enerji vücutta on iki tane ana meridyen iki de ekstra meridyen denilen hat boyunca dolaşıyor.

‘Çi’ adı verilen ve insanın bünyesinde yaratılıştan itibaren var olan ve onu yaşatan bu hayati enerji, 24 saat gece gündüz sürekli bu on iki meridyen üzerinden akıyor akıyor akıyor…

Sağlıklı bir insanda bu akış sayesinde, tüm organlar ve tüm sistemler normal olarak bir saat gibi tıkır tıkır çalışıyor.

Ancak hayata başlayan insan vücudu gerek beslenmeden gerek yaşama tarzından gerekse doğadaki birçok faktörden etkileniyor… Ve herhangi bir sebeple bu akış bazen kimi noktalarda sekteye uğruyor. Tıkanmalar oluyor yer yer…

O zaman ne oluyor? Vücutta arıza meydana geliyor. Biz buna ne diyoruz? Rahatsızlık. İşte rahatsızlıkların meydana gelmesi, bu tıkanma ya da tıkanmalar sebebiyle oluyor. Öyleyse soruyoruz. ‘Birçok annenin sütü var da sizin niye yok?’

Demek ki sizin vücudunuzda enerji akışında bir aksama var. Akupunktur tedavisiyle beyinde (hipofiz) prolaktin yüksekliği sağlanıyor. Bunun lokal etkilerinden biri de süt kanallarından sütün gelmesini sağlamış olmasıdır.

Doğumdan sonra anne sütünün çok fazla gelmesi, sütün bir türlü kesilmemesi de bir başka problem. Bu durumunda akupunktur tedavisi bunu da düzeltmiş oluyor. Bundan daha önemlisi doğumdan sonra üçgün içinde gelmeyen anne sütünü getirmeye yönelik akupunktur tedavisi de çok başarılı sonuçlar veriyor.

Akupunktur bu kadar ciddi bir şey mi?

Evet bu kadar ciddi… Avrupa`da ve Amerika`da her yüz kişiden altmışı rahatsızlandığı zaman ilk önce alternatif tedaviye yöneliyor. Elbette akupunktur çok ciddi bir bilim dalı. Öyle ki akupunktur dünyasında her hastanın ve hastalığın bir haritası vardır ve birbirinden farklıdır.

Örneğin siz hamilelik dönemindeyken bu konuda bilgi sahibi olsaydınız hamilelikte çektiğiniz sıkıntılar en aza inecek veya hiçkalmamış olacaktı. Rüya gibi olmasa da daha kolay geçecekti dokuz ayınız.

– Yine akupunktur sayesinde mi? demeyin.

– Evet, yine akupunktur tedavisi sayesinde…

Anlaşıldı, biraz daha geniş bilgi istiyorsunuz siz. Öyleyse akupunkturun hamilelikte nasıl faydalı olduğunu da anlatalım. Belki yeni hamile olmuş bir yakınınıza anlatırsınız.

Hamilelik dönemindeki şikayetlere son

Biliyoruz her kadın anne olmak ve bir çocuğa sahip olmak için can atar. Çocuğu olmayan eşlerin başvurdukları tedavi metotları içerisinde, artık akupunkturun da vazgeçilmez bir yeri var.

Ne var ki hamilelik dönemi denilen, dokuz ay gibi uzunca bir süre vardır. Bu sürede anne adaylarını birçok sıkıntı bekler. Neler mi onlar? Hamileliğin başlangıcından itibaren meydana gelen:

&bull Mide bulantıları,

&bull Migrenden de beter baş ağrıları,

&bull Kiminde nefes darlığı,

&bull İlerdeki aylarda çekilen bel ağrıları, omuz ağrıları,

&bull Bağırsaklarda gaz ve şişkinlik hâlleri,

&bull Kabızlık ya da ishal vakaları.

Daha neler neler… Bütün bunları düşününce hemen her anne adayı, dokuz ayın burnundan geleceği endişesini yaşar.

Ü stelik bu dönemde ilaçda alamaz. Çünkü bebek zarar görür.

Ama bebeğin zarar görmemesi için annenin onca ağrıyı sıkıntıyı çekmesi mi lâzım. Anne olmak için bunca sıkıntıyı çekmek zorunda mı hamile olan?

– Kesinlikle hayır…

Akupunktur tedavisiyle bu şikâyetler çok çok azalıyor veya hiçkalmıyor. Hamileliğin her trimestrinde (her üçer aylık döneminde) uygun şekilde yapılabilir. Çünkü akupunktur, bünyenin ritmini düzeltme vasıtasıdır.

Bu, WHO denilen Dünya Sağlık Örgütü`nün onayıyla kabul edilmiş bir gerçektir. Dolayısıyla akupunktur, hamilelik dönemindeki bir anne adayının:

&bull Migrenini geçirir,

&bull Astımını düzeltir,

&bull Bel ağrısını geçirir,

&bull Omuz ve kas ağrılarını geçirir,

&bull Kabız ya da ishal gibi herhangi bir bağırsak problemini düzenler,

&bull Alerjik bünyedeki kaşıntı, kızarma, yanma vs. karşı dirençkazandırır.

Özetle, artık anne adayları kusma ve bulantı olmadan, baş ağrısız, bel ağrısız diri, canlı, yaşama sevinci içinde bir hamilelik dönemi geçirebiliyorlar. Hem kendileri rahat ediyor hem doğacak çocukları… Sağlıklı olmak, sağlıklı yaşamak ne güzel bir duygu değil mi?

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER

ÖNE ÇIKANLAR