Bu yazımı, birkaçsaat önce Cenab-ı Hakk`ın irciî ` emrine ittiba eden, eşim Özlem Gören`in öğrencilerinden Havva Temizer hanımefendinin kıymetli hayat arkadaşı, Fatih Belediyesi önceki dönem başkan yardımcılarından Talip Temizer beyefendinin aziz hatırasına ithaf ediyorum. İttifak gazetesi camiası olarak Temizer ailesine sabırlar niyaz ediyoruz. Merhumun ruhu için Fatihalar okuyalım.- İ. Ethem Gören
Güzel gören güzel düşünür
Güzel gören güzel düşünür. Netice itibarıyla güzel, güzel gözle görülür. El-Hakk güzeli mutlak güzeli her göz de göremez. Hâsılı, gören, göz de değildir, gönüldür, ruhtur; Mahza et olan göz neyi görecek ki? Hakikati, mutlak hakikati gören kalp gözüdür; Kalp, gönül gözü; Gönül gözü hakikat âlemine sefere çıktığında hayırlar fethedilmeye, şerler defedilmeye başlanır. Gönül gözü hakikat caddesinde mütemadiyen seyrettikçe güzel ve güzelliklerle irtibatı da sürekli olur. Bu durumda sanatkâr güzeli görür, güzeli düşünür, güzeli konuşur ve Yıldız Holding Kadın Sanatçılar Esmâlar ve Hilyeler Sergisi`nde olduğu gibi birbirinden güzel müzeyyen eserleri ortaya koyar. Bizlere de mâşallah, bârekallah demek düşer.
Mâşallah, bârekallah;
'Kadın Sanatçılar-Esmâlar ve Hilyeler', Yıldız Holding`in rahmet ve bereket ayı Ramazan-ı Şerif`e hürmeten düzenlemekte olduğu geleneksel sanatlar etkinliklerinin yeni bir halkası; Bu halkada günümüz tezhip sanatkârlarının Cenab-ı Hakk`ın güzel isimlerini, Efendimizin (sav) pak hususiyetlerini tezhip sanatının naif diliyle günümüz insanının irfanına arz etme çabasına şahit olunuyor. Bugünkü yazımız, mezkû r serginin kataloğu için kaleme aldığımız öznesinde tezhip sanatının dünden bugüne uzanan gelişim sürecine odaklanıyor. Sayfamızı şenlendiren her biri diğerinden âlâ keyfiyeti hâiz tezhip çalışmalarına imza atan kıymetli kadın sanatkârlarımızın emeklerine mâşallah, bârekallah diyoruz.
Hemen herkesin malumu olan 'Güzel gören güzel düşünür' sözüyle, 'Allah güzeldir ve güzelliği sever' mealindeki hadis-i şerif, insanların yaşadıkları çevrelere bakışlarını şekillendiren önemli düsturlar olmuştur.
İnsanoğlunun fıtratında iyiye, iyiliğe, güzele ve güzelliğe doğru tabii bir yöneliş vardır. Bu yönelişle güzel sanatlar ortaya çıkmıştır. Bu sürece Türk milleti de ortaya koyduğu birbirinden kıymetli sanat eserleriyle katkıda bulunmuştur.
Hattatlarımız kelâm-ı ilâhî nin tecellisi olan hüsn-i hat sanatıyla asırlar boyunca Mushaf-ı Şerifleri en güzel bir şekilde yazmak için tüm hünerlerini ortaya koymuştur. Bu keyfiyete eş zamanlı olarak tezyinat da yıldan yıla, asırdan asra gelişerek çok kıymetli müzehhep Mushaf-ı Şerif`ler bezenmiştir. Mushafların yanı sıra, edebî ve ilmî eserlerin süslenmesine ilave olarak 19`uncu yüzyıldan itibaren levha tezhipçiliği ortaya çıkmıştır.
Necip milletimizin yazıya, sanata ve sanatkâra verdiği önem öz sanatlarımızın gelişip yaygınlaşmasını bir adım öteye geçip kurumsallaşmasını temin etmiştir. Günümüzde müze ve kütüphanelerde bulunan binlerce yazma müzehhep eser ecdadımızın sanat ve estetik kabiliyetlerini ortaya koymaktadır.
Tezhibin ana malzemesi altındır
Arapça 'zeheb' kökünden türeyen 'tezhip', altınlamak manasına gelir. Tezhip altın ve çeşitli boyalar kullanılarak dini, edebî , tarihî ve ilmî elyazmalarını, hat levha ve albümlerini, tuğra ve fermanları, minyatür detaylarını, kubur, kutu ve kitap kaplarını süsleme sanatıdır.
Tezhipte ağırlık olarak altın, bunun yanı sıra su bazlı akrilik, guaj ve sulu boyalar kullanılmaktadır. Tezhiplenmiş eserlere müzehhep eser tezhibi yapan sanatçı erkekse müzehhip, kadınsa müzehhibe denir.
Tezhip sanatının oldukça geniş bir kullanım alanı vardır
Tezhip sanatının oldukça geniş bir kullanım alanı vardır. Tezhip sanatımız Kur`ân-ı Kerî m ve hadis-i şerif kitabetlerinde, dua mecmualarında, tarihi, ilmî , edebî ve dini kitaplarda, güzel sözlerde, tuğra, berat ve fermanlarda, murakkaa gibi asılabilen levha eserlerde kullanılmaktadır. Bunların yanında minyatürlerde, kubur, kutu, sandık gibi kullanım eşyalarında, sivil ve dini mimari öğelerinde de tezhip sanatının örnekleri görülmektedir.
Tezhip sanatı Türklerde tarihsel gelişim itibariyle 10 bölümde incelenebilir. Bunlar sırasıyla İslâm Öncesi Dönem, 13. ve 14. Yüzyıl Selçuklu Beylikler Dönemi, Erken Osmanlı Dönemi ve 15. Yüzyıl, Sultan II. Bayezid Dönemi, 16. Yüzyıl Tezhip Sanatının Yükseliş Dönemi, 17., 18. Yüzyıl Batı Etkisi, 19. Yüzyıl Tezhip Sanatı (Barok, Rokoko), 20. Yüzyıl Tezhip Sanatı ve 21. Yüzyıl Tezhip Sanatında Yeni Akımlar başlıkları altında ele alınabilir.
Tezhip sanatında kullanılan başlıca motifler bitkisel motifler, hayvansal motifler, münhaniler, bulutlar, geçmeler, Batı etkili motifler ve çintemanilerdir.
Tezhip sabır sanatıdır
Tezhipte desen çizmek ve uygulamak öncelikle iyi bir eğitim, sonra da beceri ve sabır gerektirir. Bunun yanı sıra çalışmada kullanılan malzemelerin kalitesi de önemlidir.
Günümüzde tezhip sanatının uygulanması daha çok bu sanatın altın çağı olan 16. yüzyıl motifleri baz alınarak gelenek ekseninde icra edilmektedir. Bununla birlikte gelenekten ayrılmadan yeni yorumlar da yapılmaktadır. Tezhipte geleneğe bağlı olarak kurgulanan yenilikler bu sanatın geleceğini teminat altına almaktadır.
İslamiyet`te sû ret tasvirinin makbul görülmemesi Müslüman sanatkârları hat, tezhip ve minyatür gibi tezyî nî sanatlara yönlendirmiş, böylelikle ecdadımız asırlar boyunca birbirinden güzel eserler ortaya koymuşlardır.
Anadolu Selçuklu Devleti, Beylikler Dönemi ve nihayet Osmanlı Cihan Devleti asırlarına imzasını atan önemli şahsiyetler, bir yandan Türk süsleme sanatlarının en güzel örneklerini verirken diğer yandan da yetiştirdikleri talebelerle öz sanatlarımızın günümüze kadar ulaşmasını temin etmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu`nda Fatih Devri`nden itibaren Topkapı Sarayı`nda kurulan nakkaşhanede Anadolu başta olmak üzere, İran, Kafkasya ve Türkistan yörelerinden İstanbul`a gelen sanatkârlar tezhip sanatı alanında önemli eserler ortaya koymuştur.
İslam sanatlarında hüsn-i hat asıldır
Malum olduğu üzere İslâm sanatlarında hat asıldır, tezhip de bu aslın en önemli tamamlayıcı unsuru, yardımcısı tabiri caizse yazının elbisesi durumundadır. Hattatlarımız Kur`ân-ı Kerî m`i en güzel bir şekilde yazmanın gayretinde bulunurken tezhipçilerimiz de &ndash az önce ifade ettiğimiz üzere&ndash başta Mushaf bezemeleri olmak üzere dua kitaplarında, edebî kitaplarda, ilmî eserlerde Türk tezhip sanatının en güzel örneklerini ihdas etmiştir.
Kanuni Dönemi`nde tezhip sanatının efsanevî isimlerinden Karamemi ile Cihan Devleti`nin hemen her alandaki üstünlüğü tezyinî sanatlara da yansımış kitap sanatları kadar mimaride de benzersiz eserler ortaya çıkarılmıştır.
Türk Rokokosu
17. yüzyılda bir miktar duraklamaya giren tezyî ni sanatlarımız 18`inci yüzyılda Batı etkisine girerek Ampir, Barok ve Rokoko tezyinatıyla yeni bir alana yelken açmıştır. Bu toprağın sanatçıları kısa süre içerisinde yeni tezyinat unsur ve yaklaşımlarında da yetkinlik kesbederek 19`uncu yüzyılda Türk Rokokosu adı verilen bir tarzı ortaya koymuştur.
Adı, 'Hattatlar Mektebi' olarak da anılan Medresetü`l-Hattâtî n`de Osmanlı`nın son münevverlerinin eliyle hat, tezhip, ebru, cilt ve çini sanatlarımız tabiri caizse küllerinden yeniden doğmuştur.
20`nci yüzyılda Muhsin Demironat, Rikkat Kunt ve Süheyl Ü nver gibi ustaların yetiştirdiği talebeler klasik döneme sahip çıkarak Batı etkisinde bir nevi yönünü kaybeden tezhip sanatımızı ana eksenine klasiğe oturtmuştur.
Ord. Prof. Dr. Süheyl Ü nver`in bu konudaki çabaları Topkapı Sarayı Nakkaşhanesi`nin 1950`li yılların başında tekrar faaliyete girmesiyle müşahhas bir hâl almıştır. Medresetü`l-Hattâtî n`in bir nevi devamı mahiyetinde olan Şark Tezyî ni Sanatlar Mektebi, geleneksel sanatlarımız alanında ve özellikle tezhipte usta isimlerle sanatımızı yaşatma yönünde gayretlerde bulunmuştur.
Önceleri Sanayi-i Nefise Mektebi ismiyle anılan ve daha sonra Mimar Sinan Ü niversitesi bünyesine katılan ve şimdiki zamanda Mimar Sinan Güzel Sanatlar Ü niversitesi Geleneksel Türk Süsleme Sanatları bölümünde ve ülkemizin sair hüsn-i hat mektep ve merkezlerinde teneffüs edilmekte olan Medresetü`l-Hattâtî n`in ruhu, Türkiye`nin en mahir sanatkâr hocaları eliyle tezyî ni sanatlara serrehberlik görevi üstlenmiştir.
Son çeyrek asırda İstanbul`da ve Anadolu`da birbiri ardına açılan güzel Sanatlar Fakülteleri de kıymetli kadrolarıyla tezhip sanatımıza araştırma ve uygulama alanlarında hizmet etmektedir.
Yerel yönetimler ve STK`lar da açtıkları kurslarda geleneksel sanatlarımıza katkı sağlamaktadır.
Gelecek gelenek üzerine kurulur
Gelecek gelenek üzerine kurulur. Klasik üsluptan şaşmadan, sanatçının bir ayağı geleneğin üzerine basarak, tezyî nî sanatlarda yeni arayışlara çıkmak, tezhip sanatımızı gelecek kuşaklara taşıyacaktır.
YARIN: En güzel isimler Allah`ındır.