A Milli basketbol takımımız Dünya Basketbol Şampiyonası`na Japonya`yı 86-67`lik skorla farklı yenerek iyi başlangıçyaptı. Japonya grubumuzun en zayıf takımı olsa da turnuvanın ilk maçları zor geçer. Rakibi küçümsemeden, oyun disiplinine sadık kalarak galip geldik. Çok iyi savunma yaptık, rakibi top kaybına zorladık, sonucunda da hızlı hücumlarla kolay sayılar bulduk. Farkı çift haneye çıkardıktan sonra rakibin geri dönmesine izin vermedik. Sakatlığı bulunan Scottie Wilbekin`in oynamadığı maçta Doğuş Balbay ve Buğrahan Tuncer oyun kuruculuk görevini çok iyi yerine getirdi. İlk yarıda rakibe 10 top kaybı yaptırdık, yüksek yüzdeyle üçsayı attık. Savunma kaynaklı hücumlarla skor bulduk. Rakip kadro kalitesi olarak zayıf olsa da ırkının özelliği olan savaşmaktan geri kalmadı. Farklı galibiyeti getiren unsur oyun disiplini, iyi savunma, topun iyi paylaşılması ve oyuna giren her basketbolcunun katkı vermesiydi.
Takımın skor yükünü Melih Mahmutoğlu ve Ersan İlyasova çekti. Melih sadece boş üçlüklerle değil birebirde bulduğu orta mesafe şutlarla da sayı buldu. Ersan ise takımın en tecrübeli ismi olmasına karşın arkadaşlarının sorunluluk almasına izin verdi. Topla az buluştu, gereksiz zorlamalar yapmadı. Takım arkadaşları da ona güzel pozisyonlar hazırlayarak ceza şutu sokmasını sağladı. Daha çok savunmaya konsantre olan Ersan, rakibin gençyıldızı Rui Hachimura`nın etkili oynamasına izin vermedi. 17 sayı, 9 ribaunt ve 3 asistle galibiyetin mimarı oldu. Kenardan gelen oyun kurucu Buğrahan Tuncer asistlerle uzunların skor bulmasını sağladı. Doğuş Balbay savunmadaki etkin oyununa asistleri de ekledi. Şut performansı iyi olmayan Furkan Korkmaz deliciliğini gösterdi ve rakip savunmanın üzerine giderek skor buldu. Cedi Osman çift haneli sayıyla galibiyete katkı verdi. Semih Erden, SertaçŞanlı, Metecan Birsen oyunda kaldıkları sürede verimli oynadılar.
Grupta bir sonraki maçımızı iki gün sonra Amerika ile yapacağız. Kazanırsak büyük sürpriz olur ancak hedef maçımızın son karşılaşmamız olan Çekya maçı olduğuna belirtmeliyim. Tıpkı Japonya maçında olduğu gibi topu iyi paylaşmalı, iyi savunma yapmalı ve top çalıp, hızlı hücumlarla kolay sayı bulmayız. Çekya Japonya`ya oranla çok daha deneyimli ve basketbol kültürü yerleşmiş bir ekip. O maççok daha zor geçecek. 2000 ve 2010`lu yıllarda olduğu gibi süper yetenekli basketbolculara sahip değiliz. O nedenle takım oyunu oynamalı, topu iyi paylaşmalı ve iyi savaşmalıyız. Ayrıca sete sette kaldığımızda sayı bulmakta zorlanıyoruz. Sanıyorum KoçUfuk Sarıca zaman zaman Cedi`nin 4, Ersan`ın 5 numara oynadığı kısa beşler kullanarak oyunu hızlandırmayı deneyecektir. Hafif sakatlığı nedeniyle oynamayan Scottie Wilbekin Amerika maçında da dinlendirebilir belki ama Çekya maçında mutlaka sahada olacaktır. Onun varlığı hücumda rahatlamamızı sağlar, Melih, Cedi, Ersan ve Furkan gibi skorer oyuncularımızın da verimini artırır.
Japonya maçına dönecek olursak farklı galibiyetten çok kazanma şeklimiz umut verdi. Bu maçın ışığında gruplardan çıkacağımızı düşünüyorum. Avantajlı bir eşleşme de yakalarsak turnuvayı iyi bir derce ile tamamlayabiliriz.