Dünya

Gazze’de çocuk katliamı: İsrail, 3 haftada 4 yıllık ölüm sayısını geçti

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları bir aydan fazla bir süredir sürüyor. Bölgede insani kriz giderek büyüyor. İsrail’in saldırılarında en çok zarar görenler ise siviller, özellikle de çocuklar. İnsan hakları örgütlerine göre, İsrail’in Gazze’de 3 haftada öldürdüğü çocuk sayısı, son 4 yılda dünyadaki çatışma bölgelerinde ölen çocuklardan daha fazla.

Abone Ol

Gazze’de 12 bin kişi hayatını kaybetti

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 12 bini aştı. Ramallah merkezli Al-Haq insan hakları örgütünün hukuk danışmanı avukat Ahmed Abofoul, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze’de bin 50’den fazla katliam yaptığını, aileleri nüfus kayıtlarından sildiğini belirtti.

Abofoul, “İsrail 125’in üzerinde sağlık tesisini bombaladı, 20 hastane kullanılamaz hale geldi. Savaşın ilk haftasında Gazze’yi, ABD’nin Afganistan’ı bir yılda bombaladığından daha fazla bombaladı. İlk 25 günde Rusya’nın Ukrayna’da 1,5 yılda öldürdüğünden daha fazla sivili öldürdü. Bir ay içinde Gazze’ye iki Hiroşima nükleer bombasına eşdeğer bomba attı. İşgal ordusu, Gazze’de kişi başına 10 kilogram patlayıcıya eşdeğer bombardıman gerçekleştirdiğini itiraf etti. İsrail şu ana kadar Sırpların Bosnalı Müslümanlara yönelik soykırımında öldürülenden daha fazlasını Gazze’de öldürdü. Bu bir soykırım. Buna artık son verilmeli.” dedi.

Gazze’de çocuklar ölüyor

Abofoul, Gazze’de yaşanan insani krizin en çok çocukları vurduğunu söyledi. Abofoul, “BM Güvenlik Konseyi, savaş zamanlarında çocuklara yönelik 6 ağır ihlal tanımladı.

İsrail bu ihlallerden 3’ünü, ‘Çocukların öldürülmesi ve sakat bırakılması, okullara veya hastanelere saldırılar ve çocukların insani yardıma erişiminin engellenmesi’ Gazze’ye karşı gerçekleştirilen saldırılar kasıtlı ve sistematik olarak işledi. Silahlı kuvvetlerin uluslararası insancıl hukuk uyarınca, çatışma dönemlerinde savunmasız bir halde olan çocuklar başta olmak üzere kadınları ve sivilleri koruyucu tedbirler almakla yükümlü.

Sivil altyapı, özellikle de hastaneler, uluslararası insancıl hukukta özel koruma statüsüne sahip. İşgalci İsrail ordusu henüz bu korunan yerlerin bu özel korumayı kaybettiğine dair ciddi veya ikna edici kanıtlar sunmadı.” diye konuştu.

Abofoul, eldeki tüm verilerin İsrail’in çocuk ve kadınları kasıtlı olarak hedef aldığına işaret ettiğini belirterek, şunları dile getirdi:

“İsrail’in çoğu kadın ve çocuk olmak üzere korunan sivilleri, hastaneleri, ambulansları, BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) okullarını, fırınları, UNRWA gıda depoları ve su rezervlerini sistematik olarak hedef alması, insanların Gazze Şeridi’ni terk etmesi için kasıtlı aç bırakma politikasına işaret ediyor. Bunlar aç bırakma, zorla yerinden etme, etnik temizlik ve işkence de dahil olmak üzere bir dizi savaş suçu ve insanlığa karşı suçtur. Bu, gözlerimizin önünde gelişen ve sık sık ciddi soykırım belirtileri gösteren bir başka Nekbe.”

"Tarih, İsrail'in çocuklara yönelik işlediği suçları normalleştirenleri affetmeyecek"

Abofoul, Gazze'deki nüfusun yarısından fazlasını çocukların oluşturduğunu belirtti. Abofoul, "Gazze'deki çocukların çoğu, İsrail'in önceki bir ya da birkaç saldırısını zaten deneyimledi. Bazıları daha önce de yaralandı ve ebeveynlerini veya sevdiklerini kaybetti. Dünyada hiçbir çocuk böyle bir acı çekmemeli. Filistinli çocukların bunları yaşamak zorunda kalması insanlık için utanç verici bir leke olarak kalacak." ifadelerini kullandı.

Abofoul'un dediğine göre Gazze'deki sağlık personelinin Filistinli çocuklar için "Ailesi Hayatta Olmayan Yaralı Çocuk" (Wounded Child No Surviving Family) ifadesinin kısaltması olan "WCNSF" ifadesini kullanmaya başladığını belirterek, "Bu var olmaması gereken bir kısaltma. Hiç kimse bunu hak etmez. Bu tür bir zulmün ve insan hayatını hiçe saymanın hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Ebeveynlerini ya da ailelerini kaybeden çocuklar için kalbim acıyor. Filistinli çocukların katlanmak zorunda kaldığı acılar hayal edilemez ve insanlık dışı" dedi.

"Bu kişilerin ellerinde Filistinli çocukların kanı var"

Filistinli çocukların ağır travma geçirdiğine de değinen Abofoul, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son saldırıdan önce hazırlanan çeşitli raporlarda, Gazze Şeridi'ndeki çocukların yüzde 91'inden fazlasının bir tür travma yaşadığı ortaya konmuştu. Tek başına bu oran bile insanlığın bilincini sarsmaya yetmeliydi ancak ne yazık ki Filistinlilerin çektiği acılar normalleştirilmiş ve hoş görülmüş gibi görünüyor. Tarih, İsrail'in çocuklara yönelik işlediği suçları normalleştiren ve rasyonelleştirenleri affetmeyecek çünkü bu kişilerin de ellerinde Filistinli çocukların kanı var."

"BM Filistinli çocukları korumakta utanç verici şekilde başarısız oldu"

Abofoul, BM'nin çatışmalarda çocuk haklarını ihlal eden ülkelere dair hazırladığı kara listede İsrail'in olmadığını hatırlatarak o listede Rusya'nın yer aldığını belirtti.

"BM'nin çatışmalarda çocuk haklarını ihlal eden ülkelere ilişkin yıllık kara listesinde İsrail'in hala yer almaması tam anlamıyla skandal. BM sadece Filistinlileri ve çocuklarını hayal kırıklığına uğratmakla kalmıyor, aynı zamanda kutsal görev ve sorumluluğunu da utanç verici şekilde yerine getirmiyor. BM'nin Filistinli çocukları dünyadaki diğer çocuklar gibi koruma konusundaki başarısızlığı ve isteksizliği, güvenilirliğini ve etkinliğini sorgulanır hale getiriyor."