Ürkütücü ritüelleriyle dünya tarihinin en gizemli 13 örgütü ve sırları…
Onedio’dan Özgür Altay’ın haberine göre, bu örgütlerden kimileri dünyadaki sistemi değiştirmek ve insanları yönetmek amacıyla kurulurken, kimileri şiddet içerikli eylemler gerçekleştirerek korku salmak amacıyla, kimleri ise ruhsal arınma ritüelleri düzenlemek amacıyla kurulmuştur.
Abone Ol
1. OPUS DEİ: KATOLİK MESLEK SAHİPLERİ
Opus Dei, 1928 yılında İspanyol bir papaz olan Jose Maria Escriva de Balaguery Albas tarafından kurulan Katolik bir örgüttür. Örgüt, 1950 yılında Vatikan tarafından tanındı ve 1982 yılında da özel bir statü kazandı. Opus Dei, anti-komünist bir misyona sahiptir ve Papa’ya büyük saygı duyar. Örgütün üyeleri, Katolik inancına bağlı meslek sahipleridir. Her ülkede, örgütü temsil eden bir Kardinal vardır. Opus Dei, gizli bir örgüt olarak bilinir ve pek çok eleştiriye maruz kalır. Örgüt, çok zengindir ve eğitim kurumlarına sahiptir.
2. İLLUMİNATİ: AYDINLANMIŞ OLANLAR
İlluminati, 1776 yılında Alman filozof Adam Weishaupt tarafından kurulan gizli bir topluluktur. Kuruluş amacı, kilisenin baskısına karşı aydınlanma felsefesini yaymak ve insanların özgürce düşünmesini sağlamaktı. Ancak zamanla, örgütün dünya siyasetine müdahale ettiği ve yeni bir dünya düzeni kurmaya çalıştığı iddia edildi. İlluminati, pek çok komplo teorisinin konusu oldu ve günümüzde de hala var olduğu ve güçlü kişi ve kurumları yönlendirdiği söyleniyor.
3. MASONLUK: GİZLİ İŞARETLER VE SEMBOLLER
Masonluk, 16. ve 17. yüzyıllarda ortaya çıkan bir kardeşlik örgütüdür. Mason, taş ustası demektir ve örgütün ilk üyeleri gerçekten bu meslekten olanlardı. Daha sonra, mason olmayanlar da örgüte katılmaya başladı ve bunlara “Hür ve kabul edilmiş mason” denildi. Masonluk, dünyanın birçok yerinde faaliyet gösteren ve beş milyon üyesi olan bir örgüttür. Masonlar, gizlilik ve sembolizme önem verirler. Örgütün ilkeleri, ritüelleri ve öğütleri, çeşitli işaretler, sözcükler ve simgelerle ifade edilir.
4. TRİLATERAL KOMİSYONU: YENİ DÜNYA DÜZENİNİN SAVUNUCULARI
1973 yılında, ABD’de David Rockefeller, Henry Kissenger ve Zbigniew Brzezinski tarafından kurulan bu gizli örgüt, Yeni Dünya Düzenini Kuzey Amerika, Avrupa ve Japonya’ya yaymak istemektedir. Masonik sistemin bir uyarlaması olan Komisyon, ilk olarak Carter hükümetinde etkili olmuştur. Hükümetin 20 önemli ismi, Komisyon’un üyesidir. Komisyonun diğer üyeleri ise finans, sanayi ve akademi alanlarında önde gelen kişilerdir. Carter’dan sonra gelen Bush ve Clinton da Komisyon’un üyelerindendir.
Komisyonun başkanlığını 1973-1976 arasında Brzezinski yapmıştır. Komisyonun simgesi, bir kürenin üç yanından uzanan ve kürenin ortasında birleşmeyen üç üçgendir. Bu üçgenler, Komisyon’un üç bölgesini temsil etmektedir. Üçgenlerin piramidi andırması, masonik bağlantıyı göstermektedir. Büyük üçgen ise büyük piramittir. Büyük piramidin birleşmemiş olması, tek dünya devletinin henüz kurulmamış olduğunu işaret etmektedir.
5. BOHEMİAN KLÜBÜ: ABD’NİN GİZLİ ELİTİ
1872 yılında kurulan Bohemian Klübü, ABD’nin batı yakasındaki zengin ve güçlü insanların oluşturduğu bir örgüttür. Cumhuriyetçi başkan ve başkan adaylarının çoğu bu örgüte dahildir. Örgütün faaliyetleri son derece gizlidir ve özel bir vadide gerçekleştirilir. Bu vadiye giriş ABD devlet güçleri tarafından yasaklanmıştır. Örgütün merkezindeki çiftlik, yüzlerce üyenin hafta sonu toplantılarına ev sahipliği yapabilecek kapasitededir. Örgütün ABD’nin hemen her eyaletinde tapınakları bulunmaktadır. Örgütün sembolü baykuştur ve ritüellerde baykuşa hitap edilir. Baykuş motifi de örgütün simgesi olarak kullanılır. Bohemian Grove ise Bohemian Klübü’nün daha üst düzey ve daha gizli bir alt grubudur. Bu gruba dahil olan bine yakın ABD’li elit, sürekli olarak hafta sonu California’da veya diğer eyaletlerdeki çiftliklerde toplanır ve gizli ritüeller uygular.
6. KU KLUX KLAN ÖRGÜTÜ: IRKÇI BİR TERÖR ÖRGÜTÜ
1865 yılında ABD’nin Tennessee eyaletinde kurulan bu örgüt, siyahlara karşı ırkçı bir tutum sergilemektedir. Kurucuları arasında Büyük Büyücü lakaplı Nathan Bedford Forrest ve diğer altı asker vardır. Örgüt, Amerikan İç Savaşı’ndan sonra siyahların kazandığı hak ve özgürlüklere karşı çıkmıştır. Amaçlarına ulaşmak için şiddet ve terör kullanmıştır. Örgüt, iki kez dağılmış ancak 1950 ve 1960’larda yeniden canlanmıştır. Günümüzde ise bazı bölgelerde yerel olarak faaliyet göstermektedir.
7. KURU KAFA VE KEMİKLER TARİKATI: GİZLİ BİR ÖĞRENCİ TOPLULUĞU
Yale Üniversitesi’nde 1832 yılında kurulan bu topluluk, Society of Skull and Bones adını taşımaktadır. Kurucuları William Huntington Russell ve Alphonso Taft’tır. Gizli yapısı ve üyelerinin seçkin kişiler olması nedeniyle, pek çok komplo teorisine konu olmuştur. Topluluğun amacı, yenidünya düzenini gerçekleştirmektir. Üye listesi, üniversite yönetimi dahil hiç kimse tarafından bilinmemektedir.
Topluluğun merkezi, Mezar adı verilen eski Yale kampüsündeki bir binadır. Bu binaya sadece üyeler girebilmektedir. Üye olmak için, Yale’de son sınıf lisans öğrencisi olmak şarttır. Adaylar, üçüncü sınıfta belirlenir ve bir yıl boyunca izlenirler. Son sınıfta ise üyeliğe kabul edilirler.
1960’lı yıllarda, iki Yale öğrencisi, ormanda buldukları bir gizli geçit sayesinde, binaya girmeyi başarmışlardır. Gördüklerini anlattıklarına göre, binada ezoterik bir atmosfer hakimdir. Çeşitli mabetler ve ritüelik malzemeler vardır. Üst katta ise, üç kuru kafanın yanında bir taç, bir asa ve bir kalem bulunan bir mezar resmi dikkat çekmektedir. Resmin altında Almanca olarak şöyle yazmaktadır: ‘Kim Kral, Kim Prens, Kim Dilenci? Ölüm Karşısında Hepsi Eşit’. Bu yazı, topluluğun felsefi yapısını ortaya koymaktadır. Bu olaydan sonra, topluluğa yönelik eleştiriler azalmıştır.
Topluluğun üyeleri arasında birçok ABD başkanı ve dünyanın en zenginleri bulunmaktadır. Topluluk, üyelerini daha iyi makamlara getirmek için çalışmaktadır.
8. GÜL-HAÇLILAR ÖRGÜTÜ: AVRUPA’NIN EZOTERİK TARİKATI
16. yüzyılda Avrupa’da ortaya çıkan Gül-Haçlılar Örgütü, ezoterik bir tarikattır. Adını, gül ve haçtan oluşan en önemli simgesinden almıştır. Tarikatın kurucusu Christian Rosenkreuz olarak bilinir. Ancak bazı kaynaklar, tarikatın eski Mısır kökenli olduğunu ve Platon, İsa ve İskenderiyeli Philo gibi sıra dışı din ve felsefe önderlerinin de tarikata üye olduklarını iddia ederler. Fakat bu iddiaları destekleyecek hiçbir kanıt yoktur. Tarikatın ritüelleri ve gizemleri, cinsel nitelikli oldukları için tartışma konusu olmuştur. Anglia’da bulunan 'Societas Rosicruciana’nın üyesi olan Hargrave Jennings, tarikatın felsefesinin Tantrik seks üzerine kurulu olduğunu savunmuştur. Jennings, bir mason simgesi olan Süleyman Mührü’nün iç içe geçmiş erkek ve kadın üçgenler biçiminde yaşamı simgelediğini açıkça belirtmiştir. Tarikat, 1630 yılında Malineler konseyi tarafından sihirbazlık ve dinsel sapkınlık suçlamasıyla kapatılmıştır.
9. MAJESTİC 12 ÖRGÜTÜ: UFO ARAŞTIRMACILARI
Majestic 12 Örgütü, ABD Başkanı Harry S. Truman tarafından 1947 yılında kurulmuş bir gizli örgüttür. Örgütün amacı, Roswell olaylarını ve görüldüğü söylenen Uçan daireleri (UFO) araştırmaktır. Örgüt, bilim adamları, askerler ve devlet yetkililerinden oluşan 12 üyeli bir ekiptir. Örgüt, FBI birimi ile işbirliği içinde çok gizli çalışmalar yürütmüştür. Dallas eyaletinde ve diğer yerlerde ortaya çıkan UFO ve uzaylı olaylarını ABD başkanına rapor olarak sunmuştur. Bu raporlar 1982 yılına kadar halktan gizlenmiştir.
10. TAPINAK ŞÖVALYELERİ: HAÇLI SEFERLERİ’NİN SAVAŞÇILARI
Tapınak Şövalyeleri, 1119 yılı civarında Fransız soylusu Hugues de Payen tarafından Kudüs’te kurulmuş bir grup şövalyedir. Grubun amacı, Hristiyan hacıları korumaktır. Katolik Kilisesi tarafından 1129 yılında resmi olarak tanınan tarikat, kısa sürede güçlenmiştir. En güçlü zamanlarında askeri varlıkları 20.000’i bulmuştur, ancak bunların sadece %10’u tarikata bağlı şövalyelerdir. Tarikatın ömrü, neredeyse Haçlı Seferleri’yle eş olmuştur. Beyaz renkteki eşyaları üzerindeki kırmızı haçlarıyla Tapınak Şövalyeleri, zamanlarının en korkulan savaşçılarından olmuşlardır. Tarikat, hiyerarşik bir yapılanma içerisinde bulunmuştur. Tarikatın başında her zaman Fransız asıllı bir şövalye bulunmuştur. Avrupa’nın belirli şehirlerinde ve ülkelerinde bu başkana bağlı birer temsilci ve temsilcilere bağlı daha küçük gruplar şeklinde örgütlenmişlerdir. 1307 yılında tarikatın başındaki isim olan Jacques de Molay, tarikatı Hospitalierlerle birleştirmek istemiştir, ancak bir anlaşmaya varamamıştır. Papa, Fransa Kralı IV. Filip’in baskısıyla tarikatı aforoz etmiştir. Tarikat üyeleri tutuklanarak işkence altında kabule zorlandıkları suçlamalardan dolayı idam edilmişlerdir.
11. THULE SOCİETY ÖRGÜTÜ
Bu örgüt, 1912 yılında Rudolf Von Serbottendorff tarafından kurulmuş ezoterik bir örgüttür. Hitler’in bu örgüt sayesinde yükseldiği söylentiler arasındadır. Thule örgütü’nün sembolü, çift boynuzlu Viking miğferidir.
Kökleri ve Amaçları
Thule örgütü’nün kökleri, kayıp kıta “mu” uygarlığına dayanan bir öğretiye dayanmaktadır. Bu öğretinin temel taşları, insan psikolojisinin bilinmeyen yanları ve zaman boyutlarıdır. Örgütün amacı, “zamanda insan ve taşıt naklini” gerçekleştirerek, Dünya’nın kaderini değiştirip üstün bir ırk meydana getirmek ve “üst zekâlılarla” diyaloğa geçmektir.
Nazi partisinin 7 kurucusundan biri olan Dietrich Eckardt, Thule tarikatının temel ifadesini şöyle açıklıyordu: ‘Thule’nin tüm sırları, eski kayıp bir uygarlığa dayanır. insanoğlu ile dış zekalar’ arasında bulunan bazı aracı varlıklar, bu sırlara erenlere büyük bir güç kaynağı oluşturmaktadırlar. Bu güç kaynağı Almancayı dünyaya egemen kılacaktır. Yine bu güç kaynağı, geleceğin üstün insanının ortaya çıkmasını ve insan türünün değişimini sağlayacaktır. ’ Thule örgütü’nün merkezi, birinci dünya savaşı’ndan sonra, İstanbul’a taşınmıştır. Örgütün başkanı, Hitler tarafından İstanbul’a gönderilen, ancak daha sonra İstanbul’da intihar süsü verilerek öldürülmüş olan (Türk literatüründe “Gizli Müslüman Baron” diye anılan), “Baron Rudolf von Sebottendorff” (diğer adıyla, “Rudolf Glauer”)dir. Araştırmacı yazar Jason Bishop, Baron Sebottendorff’un, İslam mistizmi ve Süfizmini tüm ayrıntıları ile çok iyi bilen ve tarikatlarla doğrudan teması olan bir kişi olduğunu belirtmektedir.
12. BİLDERBERG GRUBU
Bu grup, Hollanda Prensi Bernhard ve Polonyalı sosyolog Dr. Joseph Hieronim Retinger tarafından kurulmuş bir düşünce kuruluşudur. Retinger, Bilderberg’in babası olarak bilinir. Retinger’in ölümünden sonra kalıcı genel sekreterliğe Hollandalı ekonomist Ernst van der Beugel getirilmiştir.
Kurucular arasında bulunan Prens Bernhard ise 1976 yılına kadar Türkiye’nin de aralarında bulunduğu ülkelere Lockheed şirketinin askeri silah satışı ile ilişkin rüşvet skandalına adı karışana kadar komite başkanı görevine aralıksız devam etmiştir. Amerikalı onursal genel sekreterler arasında sırasıyla Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’ndan Joseph E. Johnson, Princeton Üniversitesi’nden ve aynı zamanda CIA elemanı ve Amerikan Başkanı John F. Kennedy’nin danışmanlarından olan William Bundy, Afganistan Büyükelçisi Theodore L. Eliot, Jr. ve Georgetown Üniversitesi Diplomatik Çalışmalar Enstitüsünden Casimir A. Yost yer almaktadır.
Bilderberg Toplantıları, dünya çapında etkin siyasi liderlerin yanı sıra iş dünyası, basın-yayın ve akademi çevrelerinin en önde gelen uzmanlarının bir araya gelmesiyle yapılan yaklaşık 120-150 kişinin katıldığı yıllık, özel toplantılardır. Bu toplantıların amacı, dünya gündemine ilişkin konuları tartışmak ve ortak bir vizyon oluşturmaktır. Bılderberg, birçok kaynakta ‘‘Dünyanın Efendileri’’ şeklinde tanımlanan çok uluslu bir hükümet gibidir. Bu gizli örgütün, dünyanın para akışını kontrol ettiği söylenmektedir.
13. ORDO TEMPLİ ORİENTİS
OTO, Carl Kellner tarafından kurulmuş bir masonik ve okült örgüttür. Kendi ifadesine göre üç kişi tarafından kendisine antik büyü ve mistisizmin sırları verilmiş ve Hermetik Işık Kardeşliği topluluğunun bir kolunu kurma görevi verilmişti.
Masonlardan farklı olarak kadınları da üye yapacaktı. Bunun dışında, örgüt yapısı, masonluğa çok benziyordu. OTO’nun yüksek derece yetkilileri zaten üst seviyelerdeki masonlardan oluşuyordu. Kellner’in 1904’de OTO’yu birlikte kurduğu Theodor Reuss daha önce Illuminati’yi canladırmaya çalışan isimdi. 33. derece İskoç Riti masonu olan Reuss, Kellner’in 1905 yılında ölümünü müteakip OTO’nun başına geçti.
Kellner ve Reuss’un ilgi alanlarından biri cinsel büyülerdi. Doğu’dan Tantra seks yöntemlerini çevirmişlerdi. Erkek ve kadının cinsel sıvılarının doğru şekilde kullanımının felsefe taşı gibi bir güç nesnesi üreteceğine inanıyorlardı. Locanın ritüellerinden bir bölümü bu tür cinsel törenleri içeriyordu. Kadınların üye kaydedilmesinin bir nedeni de buydu.
Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Google News’te İttifak Gazetesi sitemize
abone olun.