Yaşam

İskenderiye Kütüphanesi’nin sonunu Hristiyanlar getirmişti!

İskenderiye Kütüphanesi’ndeki tüm eserler şehrin hamamlarına dağıtılarak yaktırıldı. İnsanlık tarihinin en önemli bilim ve kültür hazinelerin biri de yok oldu.

Abone Ol

İskenderiye Kütüphanesi, M.Ö. 4’üncü yüzyılın başlarında Mısır'ın İskenderiye şehrinde Ptolemaios hanedanı tarafından kurulmuş olan antik bir kütüphanedir. İskenderiye Müzesi olarak bilinen araştırma enstitüsünün bir bölümü olarak inşa edildi.

İskenderiye Kütüphanesi hakkında genel kanı, çıkan çeşitli fanatik görüşler nedeniyle, antik Pagan tapınakları ve yapıların imhası sırasında Hristiyanlar tarafından yakıldığı yönündedir. Yaygın anlatılan hikâyeye göre, 391 yılında Doğu Roma'nın Mısır Valisi Theophilos, İskenderiye’de Mısır’ın eski din mensuplarına ait Osiris tapınağında olan bir arsayı, kilise inşa etmeleri için Hristiyanlara verdi.

Romalıların verdiği arasada yapılacak kilisenin temel kazıları sırasında üzerinde eski dine ait yazılar bulunan bir taş çıktı ve Hristiyanlar bunu alay konusu yaptılar. Yaşanan bu hadise sonrasında şehirde hayli kalabalık olan Pagan inancına mensup insanları kızdırdı ve sonunda İskenderiye’de dini bir ayaklanma çıktı. Taraflar şiddetli şekilde çarpıştı ve insanlar toplu halde kılıçtan geçirildi. İskenderiye Kütüphanesi’nin olduğu bölge yerle bir edildi.

İmparator I. Theodosius, valiye diğer büyük şehirlere göre eski dinin İskenderiye’de, neden kadar canlı olarak sürdüğünü sordu. Aldığı yanıt, “İskenderiye Kütüphanesi’nin eski putperestlik kültürünü devam ettiren kitapları” oldu. İmparator buna öfkelendi ve kütüphanedeki bütün kitapların yok edilmesini söyledi.

İskenderiye Kütüphanesi’ndeki tüm eserler şehrin hamamlarına dağıtılarak yaktırıldı. Böylelikle insanlık tarihinin en önemli bilim ve kültür hazinelerin biri de yok olmuş oldu. Çok eskiden İskenderiye Kütüphanesi’ndeki kitapların, şehrin Müslümanlar tarafından fethedilmesinden kısa bir süre sonra ikinci İslam Halifesi Ömer’in emriyle Mısır Fatihi Amr İbnül-As tarafından yakılarak yok edildiği ileri iddia edilmiştir.

Tarihçi Bernard Lewis (1916-2018) İskenderiye Kütüphanesi hakkındaki makalesinde, kütüphanenin Müslümanlar tarafından yok edildiği hikâyesinin, Alfred J. Butler, Victor Chauvin, Paul Casanova ve Eugenio Griffin gibi Batılı bilim adamları tarafından reddedildiğini kaleme almıştır.

İskenderiye Kütüphanesi’nin Sezar tarafından, İskenderiye'yi kuşattığı sırada yok edildiği görüşüne de çeşitli tarihi eserler de yer verildiği görülmektedir. Kütüphanenin varlığını M.S. 5. yüzyıla kadar sürdürmüştür. Sezar'ın kuşatmasında sadece bir bölümünün zarar görmüş veya yıkılmış olduğu da iddialar arasındadır.

İskenderiye Kütüphanesi, M.Ö. 4’üncü yüzyılın başlarında Mısır'ın İskenderiye şehrinde Ptolemaios hanedanı tarafından kurulmuş olan antik bir kütüphanedir. İskenderiye Müzesi olarak bilinen araştırma enstitüsünün bir bölümü olarak inşa edildi. Eski Mısır'da Büyük İskender'in himayesindeki yöneticiler dünyadaki bütün bilgileri bir çatı altında toplama amacıyla yola çıktılar.

İskenderiye'ye kütüphane yapma fikri ise Büyük İskender tarafından ortaya atılmıştır. Adını verdiği şehirde, bilgi imparatorluğu kurmak isteyen Aristo'nun eski öğrencisi, kütüphanenin inşası başlamadan önce ölünce varisi I. Ptolemaios Büyük İskender'in müze ve kütüphane için planlarını gerçekleştirdi.

Mısır'da Ptolemaioslar hanedanını başlatan I. Soter ve onu izleyen Philadelphos (MÖ. 285-246) ilme merakları sebebiyle İskenderiye'yi dünyanın en ileri ilim ve kültür merkezi haline getirdiler.

Kütüphaneyi büyütmek için kitap avcıları tutuldu. Söz konusu kitap avcıları yeni metinler bulmak için tüm Akdeniz'in altını üstüne getirdiler. İskenderiye yöneticileri ise parşömen yapımında kullanılan Mısır papirüsünün ihracatını sonlandırarak rakiplerini bastırmaya çalıştılar. Bu çabalar sonucunda yüz binlerce kitap İskenderiye'ye geldi.

Sarayın yakınında inşa edilen müzede, dünyadaki tüm ülkelerden gelen hayvan ve bitki örneklerinin olduğu botanik bahçesi ve rasathane, insan vücudunu incelemek üzere bir anatomi salonu vardı. Eski kaynaklar da, kütüphanede, 150 bin cilt el yazması eserin toplandığını bildirilir.

M.Ö. 48 yılında ise Jül Sezar İskenderiye'yi kuşattı ve limandaki gemileri ateşe verdi. Araştırmacılar yıllarca, yangın şehre yayıldığı için kütüphanenin de yandığına inandılar. Genişleyen koleksiyonun yangında kül olmuş olması muhtemel ancak eski kaynaklardan biliyoruz ki, araştırmacılar, kuşatmadan yüzyıllar sonra bile kütüphaneyi ziyaret etmeyi sürdürdüler.

Neticede, şehir Yunanlardan, Romalılara, Hristiyanlara ve sonunda Müslümanlara geçince kütüphane yavaşça yok oldu. Başa geçen her yeni yönetici kütüphanenin içeriğini korumak yerine onu bir tehdit olarak gördü. Dahası, M.Ö. 415'te Hristiyan yöneticiler, Antik Yunan metinlerinin çalışılmasını dine aykırı gördükleri için Hypatia isminde bir matematikçiyi öldürdüler.

Kütüphane, İskenderiye’deki ilim merkezi büyük âlimlerin yetişmesine ve eşsiz eserlerin yazılmasına olanak sağlarken Yunan ilminin İslâm medeniyetine girmesine vesile oldu. Müslümanlar Aristoteles, Öklides, Hippokrates, Calinos, Ptolemaios gibi filozof, tabip ve matematikçileri hep İskenderiye kütüphanesi ve bu kütüphane çevresinde oluşan bilimsel faaliyetler neticesinde tanıma imkânı buldular.

Bir üniversite kampüsü şeklinde tasarlanan müze ve kütüphane hocalarıyla birlikte Helenistik dünyanın en büyük üniversitesi olarak kabul edilmektedir. Ancak şehrin kraliyet bölgesinde olan İskenderiye Kütüphanesi’nin mimarisinden günümüze gelen hiçbir iz yoktur.

Birbirlerinden faydalandıkları anlaşılan bazı VII. (XIII.) yüzyıl müellifleri, o günlerde Amr b. Âs’ın Halife Ömer’in emriyle ünlü İskenderiye Kütüphanesi’ni yaktığına dair bir rivayet naklederlerse de konuya 19. yüzyılda vâkıf olan Batılı bilim insanları bu rivayetin tarihî gerçeklere uymadığını ortaya çıkarmışlardır.

Bilim insanları, bu iddianın Haçlı seferleri sırasında Müslümanları kötülemek amacıyla uydurulmuş olabileceğini ifade etmişlerdir. Kütüphanenin milattan önce 47 yılında Sezar’ın şehri tahribi sırasında yandığı da iddia edilmektedir.

Yinelemek gerekirse, İskenderiye Kütüphanesi hakkında genel kanı, çıkan çeşitli fanatik görüşler nedeniyle, antik Pagan tapınakları ve yapıların imhası sırasında Hristiyanlar tarafından yakıldığı yönündedir. Yaygın anlatılan hikâyeye göre, 391 yılında Doğu Roma'nın Mısır Valisi Theophilos, İskenderiye’de Mısır’ın eski din mensuplarına ait Osiris tapınağında olan bir arsayı, kilise inşa etmeleri için Hristiyanlara verdi.

Romalıların verdiği arsada yapılacak kilisenin temel kazıları sırasında üzerinde eski dine ait yazılar bulunan bir taş çıktı ve Hristiyanlar bunu alay konusu yaptılar. Yaşanan bu hadise sonrasında şehirde hayli kalabalık olan Pagan inancına mensup insanları kızdırdı ve sonunda İskenderiye’de dini bir ayaklanma çıktı. Taraflar şiddetli şekilde çarpıştı ve insanlar toplu halde kılıçtan geçirildi. İskenderiye Kütüphanesi’nin olduğu bölge yerle bir edildi.

Günümüzde İskenderiye Kütüphanesi’nde sergi salonları, rasathane ve müzeler bulunmaktadır. Yeni İskenderiye kütüphanesinde 2 milyondan fazla kitap, 120 bin doktora tezi, 150 bin elektronik kitap yer almaktadır.

Kültür ve bilim merkezi olarak inşa edilen kütüphanede, 13 araştırma merkezi, 9 enstitü, 4 müze ve 15 kalıcı sergi bulunmaktadır. 70.000 metre karelik okuma salonu ve 8 milyon kitaplık kapasitesi kütüphanenin en çarpıcı özelliklerinden biridir.

Yeni İskenderiye Kütüphanesi'nin görüntüleri 30 Kasım 2023 tarihinde Şef, Gastronom, Gazeteci ve Yazar Recep İncecik tarafından çekilmiştir.