Yaşam

Çantasından çıkanlar herkesi ağlattı! Hayatını Osmanlı'ya adayan 'Zenci Musa'

Yaklaşık iki metre uzunluğundaki devasa görüntüsüyle her ortama girişinde tüm gözleri üzerine çeken biriydi. Ancak sadece fiziksel gücüyle değil, aynı zamanda sağlam bir karaktere de sahipti. Gönüllü olarak katıldığı Trablusgarp Savaşı'nda tanıştığı Kuşçu Başı Eşref ise onun hayatını tamamen değiştiren bir figür oldu. İşte Türk toprakları için cesaretle tüm tehlikeli görevleri üstlenen Zenci Musa'nın vefat ettiğinde çantasından çıkan ve herkesi ağlatan 4 şey...

Abone Ol

Hayatına Girit'te bir Türk mahallesinde başlayan Musa, Trablusgarp'tan Balkanlar'a, Çanakkale'den Yemen çöllerine kadar vatanı için koştu. 1880 yılında dünyaya gözlerini açan ve ömrünü "Zenci Musa" olarak anılarak geçiren bu cesur adam, erken yaşta babasını kaybetmesi sonucu Mısır'ın Kahire şehrine gönderildi. Türkçeyi dedesiyle birlikte öğrenerek büyüdü ve 2 metrelik boyuyla sadece fiziksel değil, aynı zamanda mental olarak da güçlü bir karaktere sahipti.

Trablusgarp Savaşı'na gönüllü olarak katılması, Musa için bir dönüm noktasıydı. Savaşta Kuşçu Başı Eşref (Eşref Sencer) ile tanıştı ve onun emir eri oldu. Musa, çok genç olmasına rağmen Arapça, İngilizce, Fransızca, Farsça ve Türkçe olmak üzere beş dil biliyordu. Bu yetenekleri, Sultan II. Abdülhamid'in kurduğu 'Yıldız İstihbaratı'nda subay olmasını sağladı.

Trablusgarp'tan sonra Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı ve Birinci Kanal Hareketi gibi pek çok yerde görev yaptı. En zorlu görevlerin askeri olarak bilinen Zenci Musa, Sudan'dan Yemen'e 300 bin altın taşıma gibi görevleri başarıyla yerine getirdi. Eşref Sencer'in emri altında, çatışma ve zorlu koşullara rağmen 7. Ordu'ya altın ulaştırdı. Zenci Musa, sadece askeri başarılarıyla değil, aynı zamanda İngiliz casusları arasına sızarak elde ettiği bilgilerle de dikkat çekti. İngilizlerin planlarını öğrenip İstanbul'a dönmeyi başardı. Britanya Ordusu Generali Charles Harington tarafından teklif edilen altınları reddederek bağımsızlığını korudu.

Hayatının son dönemlerinde maddi zorluklar içinde olan Zenci Musa, bir iş teklifi aldığında, "Ben bu fakir milletten maaş alamam" diyerek teklifi reddetti. Tüberküloz nedeniyle 1919'da yaşamını yitiren Musa, Özbekler Tekkesi'nde gömüldü. Vefatında çantasından Kur'an-ı Kerim, Eşref Sencer'in fotoğrafı, Osmanlı haritası ve bir tane kefen bezi çıktı. Mezar yeri tam olarak bilinmese de anısına mezarlıkta bir kitabe yerleştirildi.