Caligula’nın dünya tarihinin gelmiş geçmiş en zalim imparatoru olduğunu gösteren 11 kanıt! Duyanları dehşete düşürüyor!
37-41 yılları arasında Roma İmparatorluğu yapan asıl adı Gaius Julius Caesar Augustus Germanicus olan Caligula’nın akılalmaz derecede sapık, vahşi ve zalim olduğunu gösteren 11 özelliği…
Abone Ol
Caligula, asıl adı Gaius Julius Caesar Augustus Germanicus olan, Julio-Claudian Hanedanı’ndan gelen ve Roma İmparatorluğu’nun üçüncü imparatoru. Sadece dört yıl, 37-41 yılları arasında tahtta kalan Caligula, bu süre içinde akılalmaz derecede sapıklık, vahşet, delilik ve zulüm yapmıştır. Savurganlığı, çılgınlığı, ahlaksızlığı, acımasızlığı ve işkenceleriyle ün salmış, tiranlığıyla anılmıştır.
41 yılında muhafız birliği komutanı Cassius Chaerea tarafından suikaste uğrayarak öldürülen Caligula hakkında bugüne kadar ulaşan kaynaklar, Caligula’nın ne kadar zalim ve deli olduğunu anlatan hikâyelerle doludur. O dönemin en objektif tarihçisi sayılan Tacitus’un Caligula’nın saltanatıyla ilgili yazdıkları ne yazık ki kayıp.
Ancak Albert Camus’nun Caligula adlı tiyatro oyununda Caligula şöyle söyler: “Canlılar evreni doldurmaya, sıkıntımı yok etmeye yetmiyor. Hepiniz karşımda olduğunuz zaman, bakamayacağım kadar büyük bir boşluk duygusu veriyorsunuz bana. Ancak ölülerimin arasında rahatım. Onlar sahici. Onlar bana benziyor. Beni bekliyor, gelişimi önceden seziyorlar.”
İşte Caligula'nın dünya tarihinin en zalim imparatoru olduğunu gösteren akılalmaz özellikleri...
1. Kendinden nefret ederdi
Caligula aslında bir takma isimdir ve “küçük botlar” demektir. Babası onu küçükken minik bir Roma askeri gibi giydirip savaşlara götürdüğü için askerler ona bu ismi takmışlardır. Çekici bir görünüşü yoktur, uzun boylu, ince kollu, saçları seyrek, ama vücudu kıllarla kaplıdır. Taç giyme töreninde Roma halkı onunla alay etmiş ve keçiye benzetmişlerdir. Bu durum onu yavaş yavaş çıldırtmıştır.
2. Tüm ailesini katletti
Caligula tahta çıktığı anda, önceki hayatından getirdiği paranoyak kişilik özellikleri ortaya çıkmış ve tüm Roma halkını kendisine düşman görmeye başlamıştır. Tahta çıktıktan birkaç ay sonra şiddetli bir hastalığa yakalanmış, Caligula kendisini zehirleyenler olduğunu sanmıştır. Bu hastalıktan sonra akıl sağlığı iyice bozulmuştur. Bu olay onu daha da paranoyak yapmış, kendisine güvenmediği herkesi, sevdikleri dâhil, öldürtmüştür.
3. Hastalandı ve delirdi
Başlarda Roma halkı onun imparator olmasına sevinmiştir. Cömertliğiyle, adaletsiz vergileri kaldırmasıyla ve yasa dışı davrananları cezalandırmasıyla hem ordusunun hem de halkın gönlünü kazanmıştır. Ancak hastalığı sonrası davranışları tamamen değişmiş, dengesiz davranmaya başlamıştır. Tarihçiler onun epilepsi hastası olduğunu ve sık sık krizler geçirdiğini söylemektedir. Beyin iltihabı, şizofreni gibi hastalıkları da olabileceği ileri sürülmektedir. Yani delirmesi için elinde her türlü sebep varmış aslında.
4. Öldürmek onun için bir tutkuydu
Korkunç paranoyası, duygusal dengesizliği ve sınırsız gücü birleşince ortaya gerçek bir canavar çıkmıştır. Belki de tarihin ilk “ne baktın birader” cinayetini işleyen odur. İmparatorluğunun ilk birkaç ayı içinde aklına gelen herkesi öldürtmeye başlamıştır. Beraber olduğu kadınların kulağına “istersen burada boynunu kırarlar” diye fısıldamış ve kırdırmıştır da.
5. İşkence ise ayrı bir meraktı…
İnsanları ikiye yarmak, başlarını kesmek Caligula için normal şeylerdi. Ama o öldürmekten değil işkence etmekten hoşlanan bir psikopattı. İşkence gören insanları seyretmekten keyif alırdı, hatta bu işkenceleri halkın gözü önünde yapılmasını isterdi. Bir defasında halkın ortasında bir adamın ellerini ve ayaklarını bağlayıp demir zincirlerle 3 ay boyunca dövdürmüştü. Cesetleri kokana kadar sokaklarda, caddelerde bırakırdı.
6. İnsan vücudunun kesilip parçalanmasına bayılırdı
İnsanların vücutlarını kestirip parçalatmak en sevdiği işkence yöntemiydi. Vücutları özel tasarlattığı aletlerle parçalatırdı böylece onların hemen ölmesini engellerdi. İnsanların kolları ve bacakları kesilir, omuriliği çıkarılır ve insanlar bunu son ana kadar hissederdi.
7. Korkunç bir hobisi vardı
Kurbanlarını baş aşağı çevirir, özel tasarım testeresiyle testislerini çıkarttırır ve onları sakız gibi çiğnerdi. Günlerce aç bırakılmış vahşi hayvanların önüne insanları attığı da görülmüştür. İşin en korkunç yanı da bazen gösteriyi izleyenler arasından rasgele seçtiği insanları da hayvanların bulunduğu bölmeye atar ve bunu keyifle izlerdi.
8. Kendisini Tanrı ilan etti
İnsanların kendisine tanrı gibi davranılmasını emretti. Diğer tanrılarla buluşup görüşebilmek için saray ile Jüpiter tapınağı arasına köprü yaptırdı. İmparatorluktaki tüm tanrı heykellerinin yüzünün kendi yüzüyle değiştirilmesini emretti. Roma tanrıları ve tanrıçaları gibi giyinirdi.
9. Atını rahip ve senatör yapmak istedi
Takıntılı bir at sevgisi olan Caligula, atını rahip ve senatör yapmak istedi. Bu konuda gerçekten ciddiydi ve bunun için atına mermerden bir ahır yaptırdı, içini de en lüks mobilyalarla döşetti. Atını altından yapraklar ile besledi.
10. Babasından en küçük çoğuna kadar bir ailenin tamamını katletti
Kendisine hakaret ettiğini iddia ederek, halkın gözü önünde, bir aileyi babalarından en küçük çocuğuna kadar işkencelerle öldürttü.
11. İnsanlar artık onun içine şeytan girdiğini düşünüyordu
Hemen hemen herkes kendisinden nefret ettiği Caligula’nın içine şeytana girdiği düşünülüyordu. Sonu ise korkunç oldu.
Bir gün en sevdiği etkinliklerden biri olan, vahşi hayvanların önüne insan atma etkinliğinden sonra kendi muhafız birliğinden askerler tarafından defalarca bıçaklanarak öldürüldü. Cesedi ise köpeklerin yemesi için orada bırakıldı.
KAYNAK: HABER MERKEZİ
Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Google News’te İttifak Gazetesi sitemize
abone olun.