2015’te iç savaşa müdahale ederek Esad’ın iktidarını korumasına destek olan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu kez yaşananlara dair sessiz kalmayı tercih ediyor. Peki, Moskova bu yeni döneme nasıl bakıyor?
ESAD'IN ÇÖKÜŞÜ VE MOSKOVA'NIN TEPKİSİ
Heyet Tahrir eş-Şam’ın (HTŞ) liderlik ettiği muhalifler, Şam’ı ele geçirerek elli yıllık Baas yönetimini sona erdirdi. Esad, Rusya’ya sığınmak zorunda kaldı. Ancak Moskova, bu gelişmeye doğrudan müdahil olmadığını belirtti. Rusya Dışişleri Bakanlığı, Esad'ın istifa ederek iktidarı barışçıl bir şekilde devretme kararını açıkladı ve herkesi siyasi çözüm aramaya çağırdı.
MUHALİFLERLE İLİŞKİLER VE STRATEJİK DENGELER
Rusya, HTŞ dahil olmak üzere Suriye’deki muhalif gruplarla temaslarını sürdürüyor. Ancak Moskova, Suriye'nin bu grupların kontrolüne geçmesini istemiyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, HTŞ’nin iktidarda olduğu bir Suriye’nin kabul edilemez olduğunu vurguladı.
TARTUS VE HMEYMİM ÜSLERİ HAZIRDA BEKLİYOR
Rusya, Suriye'deki Tartus ve Hmeymim askeri üslerinin savaşa hazır olduğunu duyurdu. Bu üsler, Rusya’nın Orta Doğu’daki askeri varlığını koruması için kritik öneme sahip. Senatör Konstantin Kosachev ise, Moskova'nın önceliğinin Rus vatandaşlarının ve askeri personelin güvenliğini sağlamak olduğunu belirtti.
RUSYA'NIN GELECEK PLANLARI
Rusya, Suriye’de tam ölçekli bir iç savaşa yeniden müdahil olmayı planlamıyor. Ancak Moskova, Suriye halkının talep etmesi durumunda destek sağlamaya devam edeceğini ifade ediyor. Türkiye, İran ve Katar ile gerçekleştirilen görüşmelerde, Suriye’nin daha fazla kaosa sürüklenmesini önleme hedefi öne çıktı.
Putin'in sessizliği devam ederken, Rusya'nın Suriye'deki rolü ve planları uluslararası arenada dikkatle izleniyor. Yeni Şam yönetimi ile Moskova arasındaki ilişkilerin nasıl şekilleneceği belirsizliğini koruyor.