Necmettin Erbakan Üniversitesi’nden Burak Kurubaş tarafından yapılan “Geçmişten Günümüze Âşıklık Geleneği ve Erzurum’da Yetişen Son Dönem Âşıklarının Ürettiği Eserler” başlıklı araştırma ilginç sonuçları da beraberinde getirdi. İSTEM Dergisi’nden yayınlanan araştırmanın sonuç kısmında, ozanlık/âşıklık geleneğinin Türk kültüründe geniş bir alanı kapsadığı, Dede Korkut hikâyelerinde, Oğuz boylarında ve Memlûk ordularında eski Türk inanç kültürleriyle karşımıza çıkan ozanlık geleneğinin ve ozanların, yerini daha sonra 16. yüzyıldan itibaren Türk-İslâm senteziyle çeşitli değişimler geçiren âşıklık geleneğine ve âşıklara bıraktığı ifade edildi.

Erzurum’da yaşayan ve yaşatılan bir gelenek

Özellikle Anadolu’nun Ardahan, Erzurum, Erzincan, Kars, Sivas doğu ve kuzeydoğu yörelerinde varlık gösteren âşıklık geleneğinde, Erzurum yöresi, yörede yetişen önemli temsilcileriyle geçmişten günümüze kadar olan süreçte âşıklık geleneğinin yaşatılmasına, yerelden ulusala ve uluslararası tanıtımına büyük ölçüde katkı sağladığı ve önemli bir merkez olduğu belirtilerek, “Araştırma kapsamında Âşık Mevlüt İhsani’nin “Baba Gözyaşımla Mektup Yazdım Rüzgâra“ ve Âşık Mustafa Ruhani’nin “Yola Bakın Belki Gelen Babamdır“ adlı uzun hava formundaki eserler, usta sanatçı Yıldırım Budak’ın yorumuyla notaya aktarılmıştır. Uzun hava formundaki eserlerin notaya aktarılması, Türk halk müziği açısından pek uygulanmayan bir durumdur. Âşıkların kaynaklık ettiği uzun hava türünde serbest bir şekilde icra edilen eserlerin notaya alınması, bu gibi eserlerin öğretimini ve aktarımını daha verimli kıldığı göz önünde bulundurulursa, yapılacak diğer çalışmalara önemli bir örnek oluşturmuştur.” denildi.

Eserler notaya alınabilir

Çalışmada ayrıca Nuri Çırağı’nın “Seni Görmüş İdim On Bir Yaşımda“, Âşık Sıtkı Eminoğlu’nun “Dadaşa Sor“, Âşık İhsan Yavuzer’in “Garip Gönlüm“ ve Âşık Rahim Sağlam’in “O Vefasız Gelmesin“ adlı kırık hava türündeki eserler, âşıkların kendi icra kayıtları esas alınarak notaya alındı. Notaya alınan eserlerin video kayıt tarihleri, Erzurum’da âşıklık geleneğinin ve âşık müziğinin, gelenekten kopmadan hâlâ üretiminin devam ettiğini gösterdiği ifade edilerek, şöyle devam edildi, “ Notaya alınan eserlerin başka icracılar tarafından seslendirilen yorumlarında birbirleriyle benzer kalıp ezgilere sıklıkla rastlanılmış, yorumcu veya kaynak kişinin tavrının, yörenin icra üslûbuyla büyük ölçüde benzeştiği görülmüştür. Araştırmada analiz edilen eserlerin yüksek bir niteliğe sahip olması sebebiyle, ustalardan dinlemenin yanında ozanların/âşıkların eserleri, hem geleneğin devamlılığına ve varlığını korumasına katkı sağlaması, hem de öğretim/aktarımının daha mümkün kılınabilmesi amacıyla yöre üslûbuna sahip yorumcuların veya ulaşılabilirse kaynak kişilerin icraları referans alınarak notaya alınmalıdır.”

Kaynak: iha