Gürdoğan’a göre, “Şairler toplumlardaki dönüşümlerin habercileridir” “Toplumların savaş dünyasından, barış dünyasına taşımasında, romancılar en önemli görevi üstlenirler.”
Öğrenmenin kesintisiz bir süreç olduğuna inanan Ersin Nazif Gürdoğan’ın hayatı kesintisiz okuma, yazma, üretme ve birikimlerini sadece üniversite koridorları, konferanslar ile sınırlı tutmaksızın her karşılaştığı insana aktarmak yol haritası çizmek ile geçmiştir. Bir söyleşi sonrası, kitap fuarı, Ramazan programları, otururken, yürürken, girdiği bir mekânda bilgisayar başında bir genç görünce, her halükârda iletişime geçer, meşguliyetini öğrenir ve kişi özelinde tavsiyelerde bulunurdu.
Kitap okumak hayatımın her döneminde benim için su gibi hava gibi temel ihtiyaçların başında gelirdi. Hayat serüveninde okuduğu okullar, çevre, iş hayatı insanın okuma tecrübelerini, birikimini etkiler. Ersin Nazif Gürdoğan Hocamız ile birlikte çalıştığımız dönemde zaman içinde şunu fark ettim ki, farklı farklı çiçeklerden polenleri toplayıp kovana taşımışım ama kovanda bir dağınıklık var. Hocamız insanlara uzmanlık alanı, mesleği, bölümü ile ilgili kitaplar tavsiye ederken, benim nasibim biraz daha geniş perspektiften okumalar olurdu.
Ağaçların Gölgesinde kitabım ilk çıktığında benden çok heyecanlanmış, “Martin Lings’in ‘Öze Dönüş’ kitabını çok seveceksin, çiçeklerle ağaçlarla konuşan Bilge. ‘Yirminci Yüzyılda Bir Veli’ de çok çarpıcı bir kitaptır. Bereketli çalışmalar” demişti .Seyyid Hüseyin Nasr’ın “İnsan ve Tabiat” kitabını mutlaka okumam gerektiğini söylerken arada Martin Lings ile British Muzeum’da çay içtiğini, Seyyid Hüseyin Nasr’ın müthiş bir adam olduğunu, hatıralarını da anlatırdı. Konu bu isimlerden açılınca Rene Guenon okumalıydım ve Mustafa Tahralı hocamızın da “Çağ ve Hakikat” kitabını incelemeliydim. Muhammed Esed, Leo Schaya devam eden isimler. Kitabımın ikinci baskısını konuştuğumuz şu günlerde de Necip Fazıl, Sezai Karakoç, 7 Güzel Adam’ı incelemem gerektiğini, tabiatla ilgili alıntı yapabileceğin bir şeyler var mı bak, beğenirsen de “Ağaca düşman olan hayata ve insana dost olmaz” başlıklı yazımızı kitaba koy tavsiyeleri arasındaydı.
Bir üniversite proje çalışması için konuşmacı olduğunda, Keıth Ferrazzı- Tahl Raz’ın “Asla Yalnız Yeme”, Muhammed Yunus’un “Sosyal İşletme Kurmak”, Salman Khan’ın “Dünya Okulu” mutlaka tavsiyeleri arasında olurken, ticari bir işletmeye ziyarete gittiğimizde Peter Senge’nin “beşinci disiplin” kitabından bahsetmeden geçmezdi.
Mehmet Akif İnan Vakfı Yayınları’na değer verir, önemser, kendisi hakkında iki kitap çalışması olan Mehmet Akif İnan Vakfı Başkanı Hıdır Yıldırım’a sık sık yönlendirmeler yapar, Vakfın kitapları ile insanları buluşturur, kütüphanelerine değer katardı. Seyahat kitapları denilince başta Nuri Pakdil “Batı Notları”, Cahit Zarifoğlu “Yaşamak”, Erdem Bayazıt “İpekyolu’ndan Afganistan’a” mutlaka okunması gerekenlerdendi. Kitap, kahve, muhabbet söz konusu ise Meva Kitap, Yedi İklim okur yazarların yuvası ve bir kültür merkezi olarak kıymetlisiydi.
Ersin Nazif Gürdoğan’ın yoğurduğu kütüphanem düşünce ve eylem dünyamı değiştirdi, dönüştürdü, geliştirdi. Dere yatağında gür, heyecanlı, çılgınca akan suya girişimci, hocaların hocası Gürdoğan bir baraj kurdu ve suyun israfını önledi, yönünü belirledi, okuma disiplini, yazma disiplini, vakti değerlendirme disiplini sağladı.
Ersin Nazif Gürdoğan’ın yoğurduğu kütüphanemde, bir elimde Mesnevi bir elimde Mukaddime, “Yunus gibi yaşayıp Sinan gibi düşünmek” düsturum, Ersin Nazif Gürdoğan kitapları temel ders kitabım ve onun işaret ettiği her bir eser yeni bir açılım. Okuduklarımı paylaşacak, sorularımı cevaplandıracak, yazdığım bir yazı için heyecan duyup beni tebrik edecek, yeni ödevler verecek Hocam dönüşü olmayan bir yolculukta ebedi istirahatte. Kendimi hep Görünmeyen Üniversite’nin “görünmeyen talebesi” olarak tanımladım, doktora belgem de Kıymetli Hocamın duasıydı. Hâlen hissettiğim duası ve manevi gücü ile Hocamızın verdiği ödevleri hakkı ile yapabilmek tek teselli kaynağımız.