Üzerinden 19 sene geçen ve bu süreçte güncelliğini koruyan musahabeyi İttifak gazetesi camiamızın değerli okuyucularının irfanına arz ediyorum.
İbrahim Ethem Gören: Ahlâk merkeze alındığında medeniyet ölçeğinde İslâm nasıl bir meydan okuma ile karşı karşıya kalmıştır? Medeniyet bilinci ve onun vazettiği Ahlâk, bugünün dünyasında nasıl okunmalıdır?
Erhan Erken: Ahlâk, bir değerler sistemi içinde ve o değerler sisteminin temel dinamiklerine bağlı olarak anlamını bulan bir kavramdır. Dünya üzerinde bugün hâkim durumda gözüken batı medeniyeti ve onun vazettiği ahlâk anlayışı, İslâm dini tarafından örnek alınması tavsiye edilen ahlâk anlayışından bir çok noktada farklılık göstermektedir.
İslâm dini açısından örnek insan Hz. Peygamber(a.s)’dir. Güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildiğini ifade eden İslâm peygamberi, genel anlamı ile ideal bir insan prototipi çizmiş ve O’nun izinden gitmeye çalışanlar, O’na yaklaştıkları oranda ideale yaklaşmışlardır. Bu vasıftaki insanların sayısının nisbî olarak çoğaldığı toplumlar, tarih boyunca göreceli olarak huzur ve güvenin hüküm sürdüğü topluluklar olmuşlardır.
Dünyanın, özellikle son 200 yıllık tarihi içerisinde, Batı Medeniyeti hâkimiyetini sürekli olarak artırmış ve son çeyrekte de bu yayılma baş döndürücü bir hal almaya başlamıştır.
Bireyi öne alan, insan aklını kutsallaştıran, vahye dayalı inanışları yaşanan hayatın tümüyle dışına çıkarmayı hedef edinen bu medeniyet, geldiği nokta itibariyle insanların bir bölümüne maddi refah sağlarken, büyük bir kesimini de acımasızca sömürmüş ve sömürmeye de devam etmektedir. Bu medeniyet, bununla birlikte ortaya çıkan sıkıntıların ve problemlerin kaynağı olarak da kendi dışındaki sistemleri ve inanışları suçlu tutmaktadır.
Güzel ahlâkı tamamlamak için gönderilmiş olan bir Peygamberin izinden gitmesi gereken Müslümanlar, her hal ve şartta, O’nun güzel ahlâkını tüm insanlığa en iyi şekilde tanıtmalıdırlar. Bu, onların dünyadaki varlık sebebidir.
İslâm Dünyası bu meydan okumaya anlamlı cevaplar üretebildi mi?
İslâm dini, Yüce Allah’ın insanlığa gönderdiği ‘hak din’ olduğu için tarih içinde her dönemde onu en iyi şekilde yaşayan ve nesillerden nesillere aktaran topluluklar var olmuştur ve kıyamete kadar da var olmaya devam edecektir. Fakat içinde yaşadığımız dönemde maalesef İslâm Dünyasının özgün sesi, tüm insanlığı kuşatacak tarzda çıkamamakta ve cılız kalmaktadır.
Batılı düşünce ve hayat tarzının etkisiyle, İslâm Dünyası içinde, kaynağını orijinal İslâm düşüncesinden almayan, inanca ve ahlâka müteallik özentili, kompleksli, kendine güvenden yoksun, hatalı akımlar da maalesef ortaya çıkmaktadır. Bazen bu akımlar İslâm’ın orijinal mesajını gölgeleme tehlikesi bile oluşturabilmektedir.
Fakat tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen, İslâm Dünyasının farklı kesimlerinden gelen ümit verici bazı sesler, baş döndürücü bir tarzda yayılan batılı düşünce biçimine ve onun dayattığı hayat tarzına rağmen yine de muhataplarına ulaşabilmekte ve dünyanın farklı noktalarında yeni filizlenmeler ortaya çıkmaktadır.
Türkiye’de ahlâkın dönüşümü nasıl oldu? İmparatorluktan Cumhuriyete geçişte yaşanan dönüşümün ahlâk planında süreklilik ve kopuş unsurları nelerdir?
Sosyolojik anlamda Türkiye’de yaşanan değişimi birçok ilim adamı ‘induced changed’ yani bünyenin dışından gelen bir etki ile ve ikna yoluyla meydana gelen değişim olarak değerlendirmektedir. Bunun karşılığı ise ‘organic changed’ denen tabii bir yolla ve toplumun kendi iç dinamikleriyle gerçekleştirdiği değişimdir.
Osmanlı’nın son döneminde klasik âlim tipinin yerine geçen, batı düşüncenin tesiri altında yetişmiş ve kendilerine aydın ya da münevver denen kesimin öncülüğünde gerçekleşen bu dönüşüm, toplumun geleneksel kökleriyle bağlantıyı zayıflatma hedefine yönelik bir hareketti.
Bu dönüşüm İslâm Medeniyetinin en önemli merkezlerinden biri olan ülkemizde ciddi bir tarzda yaşandı. Fertlerin ve toplumun dinle olan ilişkileri adeta yeniden tanımlandı. Toplumun önündeki ideal tipler yeni baştan dizayn edildi. Bu dönüşümün sağlanabilmesi için toplumun geçmişiyle ilişkisi adeta her yönüyle kesildi.
Fakat zamanla bu bağlantı kısmen de olsa yeniden kurulmaya başlandı. Fertler, tarihleriyle bağlantı kurdukça o tarih içinde var olan inanç ile ve o inanca dayalı ahlâki özellikler ile çok hızlı bir temas sağlamaktalar.
Şu anda bir yandan batılı hayat tarzının etkisi, öte yandan da kökler ile kurulan irtibat içinde yeni nesiller yönlerini bulmaya çalışıyorlar.
İslâm Dünyası ve özelde Türkiye’nin toplum hayatında, insan ilişkilerinde, siyaset dünyasında, ekonomik alanda, eğitim sahasında ihtiyaç duyduğu yeni insan kimdir, nasıl biridir?
Dr. Erken: İnsanın öncelikle Yaratıcısı ile dost olması gerekmektedir.
İhsan O’nu her şeyden ve herkesten çok sevmeli ve O’nu kırmaktan ve üzmekten şiddetle kaçınmalıdır. O’nunla dost olabilmek için O’nun ‘sev’ dediklerini sevmeli, ‘sevme’ dediklerinden de uzaklaşmalıdır.
Yaratıcısın en önemli eseri olan diğer insanları, Yaratıcısından ötürü sevmeli ve onlarla dost olmalıdır. Onlara, iyilikle ve adaletle davranmalı, yanlışlıklarını gördüğünde münasip bir dille uyarmalıdır.
Kul hakkından şiddetle kaçınmalı, Allah’ın huzuruna diğer insanların hakkı ile çıkmaktan korkmalıdır.
İnsanın dışındaki tüm diğer varlıklar ile dost olmalı, onları, Yaratıcılarından ötürü sevmeli ve kendisine emanet edildiğini bilip, iyi davranmalıdır. Hayvanlar ve tüm diğer canlılar, hepsi bu cümleden ele alınmalıdır. Çevre, acımasızca tahrip edilmemeli, hayvan nesillerinin devamına titizlik gösterilmeli, tabiatta var olan dengeye, onu bozucu tarzda müdahale edilmemelidir.
En son olarak insan kendi ile dost olmalıdır. Kendi ile barışık olmalı, niçin yaratıldığının farkına varmaya çalışmalıdır. Bunun için kendine lüzumlu bilgiyi hangi kaynaktan alacağını çok iyi bilmeli ve varoluşunun sırrını kavramaya çalışmalıdır. Ümitsizliğe hiçbir zaman düşmemeli, her işinde Rabbine iltica etmeli ve O’na güvenmelidir.
Özetle tarif etmeye çalıştığımız bu insanla ilgili çok daha fazla özellik sayılabilir kanaatindeyim. Fakat bu dört madde, alt başlıkları ile birlikte bizlere bir hareket noktası verecektir kanaatini taşımaktayım.
ERHAN ERKEN
1961 Yılında İstanbul’da doğdu.
TAHSİL HAYATI:
Lise: Galatasaray Lisesi,
Üniversite: Boğaziçi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü
Yüksek Lisans : Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü
Doktora: Medipol Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü
MESLEKİ HAYAT:
YAYINCILIK : 1983 Yılından bu yana Reklamcılık, Basım, Ambalaj ve Yayıncılık Sektöründe çeşitli firmalarda kurucu, ortak, yönetici ve danışmanlık yaptı
MÜSİAD’IN ÇERÇEVE Dergisi’nin ve Dernek BÜLTEN’inin 1994-2001 arasında Yayın Yönetmenliğini yaptı
Dijital yayıncılık alanında, üç dilde yayın yapan Dünya Bülteni , Worldbulletin, Son Devir Haber, Püfterem Mizah ve Dünya Bizim kültür sitelerinin kurucularından.
2010 Yılından itibaren Kuzey Haber Ajansı bünyesinde çeşitli belgesel filmlerin gerçekleştirilmesini sağladı.: Almanya’da Türk İzleri, Almanya Treni, Kıbrıs’ta Vakıf Malları, Endülüs’te Moriskolar adlı belgesellerde Genel Koordinatörlük yaptı
Kuzey Haber Ajansı bünyesinde, TRT TÜRK, TRT AVAZ; TRT HABER ve TRT ARAPÇA kanallarına TV programları hazırlayan ekibin yöneticiliğini yaptı.
TRT TÜRK’de yayınlanan Hanlardan Plazalara adlı 13 bölümlük programda konsept danışmanlığı ve moderatörlük yaptı. TRT OKUL’da yayınlanan Elif’den Z’ye adlı 13 bölümlük sohbet programının yapım ve sunumunu gerçekleştirdi.
2020 Yılından itibaren Fatih Edirnekapı’da Kariye Kitap/ Hediye adlı bir kitapçı dükkanı (Sahaf) işletiyor. Bu mekanda aynı zamanda geleneksel sanatlarımız ile ilgili çalışmalar yer alıyor
EĞİTİM ALANI: Eğitim alanında 1986 yılından bu yana okul öncesi eğitim ve ilköğretim çağına hitap eden bazı kurumların kuruluşunu gerçekleştirdi ve yöneticiliğini yaptı. (Elif Yuva, Bayram Yuva, Bayrampaşa Bilgi Merkezi, Ebsad Bilgi Evleri )
İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde 2009-2013 arasında Mütevelli Heyet Başkanlığı yaptı. 2023 Ocak ayı itibariyle İTİCÜ Mütevelli Heyetine yeniden seçildi. 2019-2020 Yıllarında Medipol Üniversitesi’nde Misafir Öğretim Görevlisi olarak bazı derslere girdi. 2021-2022 ve 2022-2023 Eğitim yıllarında İstanbul Ticaret Üniversitesinde Misafir Öğretim Görevlisi olarak ders verdi
GÖNÜLLÜ TEŞEKKÜLLER:
Çeşitli STK’ larda kurucu, başkan ve yönetim kurulu üyeliğinin yanı sıra, (Bilim Sanat Vakfı, Boğaziçi Yöneticiler Vakfı, Bayrampaşa Bilgi Gençlik Derneği)1994-2004 arası MÜSİAD, 2005-2009 arasında İTO Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. 2022 Kasım seçimleri sonrasında İTO’da Meclis Başkanlığı görevine getirildi.
İngilizce ve Fransızca bilen Erken, evli ve 4 çocuk babası.
İbrahim Ethem Gören/18.07.2024 Yazı No: 601