Bir seksen boyunda bir hamam böceği gördüm.
Yine o boyda bir tezek böceği. Altınlı, dolarlı, eurolu tezekleri top gibi yapmış yuvarlıyordu.
İki metre boyundaki akrep gerçekten korkunçtu. Buldozer gibi ilerliyordu.
Dev bir bit gördüm. Koyun kadardı.
Helikopter gibi dev bir sivrisinek...
Dev bir tarantula.
Büyük kene dehşet vericiydi. İçi kan dolu bir tuluma benziyordu.
Bunlar konuşan, yazan dev böceklerdi. Hırsızlık ve soygunculuk yapıyor, rüşvet alıyor, hortumculuk, uyuşturucu kaçakçılığı, rant haydutluğu... Riba konusunda dünya çapında uzmandılar.
Bu böcekler ikiye ayrılıyordu. Küfür üzere olanları, Müslüman gibi görünenleri.
Bu dev böceklerle kim, hangi güçbaşa çıkabilir?
Bir insanın başına gelebilecek en büyük kaza, afet, facia imansızlıktır. Müslümanların imansızlara yardım etmeleri gerekir. Bunu yapabiliyorlar mı?
Kurgu: Sadece iki kişinin namaz kıldığı, dinden uzaklaşmış ve kopmuş bir köye âlim, arif, bilge, çalışkan, idealist bir imam tayin edilmiş. İmam gerçek bir mürşid-i kâmile bağlı imiş. Mükemmel bir plan ve program dâhilinde çalışmış, bir sene sonra namaz kılanların sayısı ona çıkmış. İmam efendi örnek tarım, hayvancılık, arıcılık, el sanatları çalışmaları yapmış. Bir kısım köylülere önderlik etmiş. Son derece ahlaklı ve faziletli bir kimseymiş. Dinden kopmuşlar bile ona hürmet ediyormuş. Böyle idealist imamlar nerede?
Salih Müslüman kardeşine meşreb farklılığı yüzünden düşmanlık eden kimse cahil gafil fasık bir kimsedir.
Makbuzsuz yardım parası toplamak kanunlarımıza göre yasaktır, suçtur. Buna rağmen cuma namazlarında camilerde makbuzsuz para toplanmaktadır. Bu ne iştir?
Peygamberimizin (Salât ve selam olsun ona) Sünneti ve sahih hadisleri gidince din de gider.
Hayırdır inşaallah, merhum Şeyh Nazım efendiyi rüyamda gördüm. Mescid veya tekke gibi bir yerde, secde edilecek yeri halı, gerisi tahta bir mahalli göstererek, Resulullah burada namaz kıldı dedi.
Müslümanları uyarmak için yüz icazetli âlimin ve şeyhin uyarıcı, aydınlatıcı, toparlayıcı, ıslah edici mutantan bir metin hazırlamaları ve imzalamaları bunun bazı gazetelerde tam sayfa olarak yayınlanması, ayrıca görülecek yerlere bunlardan on binlercesinin asılması gerekir. Her meşrepten en az yüz âlim ve şeyh. Hepsi de Kur`an, Sünnet, Şeriat, Cemaat mensubu salih, muhlis, muslih, muttaki kişiler olacak.
İşsizlere, iş bilmezlere, beceriksizlere balık yedirmekle iş bitmez. Onlara balık tutmasını ve tuttukları balığı pişirip yemeyi öğretmek gerekir.
İman İslam Kur`an Sünnet Şeriat Ü mmet hizmetleri politikaya bulaşmadan, İslam`ı politikanın üzerinde tutarak yapılmalıdır.
Etrafa çamur atıp durma, asıl suçlu sensin.
Bazı reformcular Allah`ın sıfatlarını, kabir ve berzah hallerini, miracı, İslam`ın tek hak din olduğunu, âhir zamanda İsa aleyhisselamın nüzul edeceğini, Mehdi`yi inkar ediyor. Sakın bu sapıklara inanmayınız, onların peşinden gitmeyiniz, onların kitap ve makalelerini okumayınız. Ehl-i Sünnet imamları ne diyorsa, muteber kitaplarımız ne yazıyorsa doğru olan odur.
Mü`minlerin var güçleriyle birbirlerini sevmeleri, desteklemeleri, birbirlerine yardımcı olmaları, birbirlerine acımaları gerekirken niçin tam tersi yapılıyor? Bunu anlamakta güçlük çekiyorum.
1952 ile 56 yılları arasında Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi`nde okutulan Anayasa, diğer bütün kanunlar, nizamlar çöpe atıldı. Şu anda bir teki bile yürürlükte değil. İyi ki, onları öğrenmek için fazla çalışıp beynimi sulandırmamışım. Hukukumuz bir kanunlar çöplüğü halinde...
Hayatım boyunca en geniş fikir hürriyetini son on beş yılda gördüm. İnançlarıma, fikirlerime karışan yok.
O önemli tarihî sanem şahsiyet kendisine, anasına küfür ve hakaret etmekle yıkılmaz. Çok ciddî , seviyeli tarihî araştırmalar yapmak gerekir. Arşivlerde, onu yıkacak binlerce belge var.
İslam`a ve Müslümanlara saldıran, düşmanlık eden MoizKohen Tekin Alp`in yolundan giden bir Türkçüye: Türkçü isen, Yahudilerin peşinden gitme, halis Oğuz Türk`ü Osmanlıların yolundan git.
Günde en az on kere kendi kendime şu cümleyi telaffuz ediyorum: Zavallı Müslümanlar, siz bu hallere mi düşecektiniz?
Darbeci Kenan Paşa, Atatürkçülüğü bir kült haline getirdi.
Kantocu Şamram, Deniz kızıEftalya bugünkü şırfıntılardan yeğdir.
Vasıflı, salih Müslüman şirretlik, şarlatanlık, yağcılık, yalakalık, hokkabazlık yapmaz. O bukalemun gibi her renge bürünmez. O vicdanını kiraya vermez veya satmaz. O hep doğruları söyler. Onun faziletlerini, meziyetlerini, doğruluk ve dürüstlüğünü, güvenli bir insan olduğunu, iyiliklerini düşmanları bile kabul, teslim, itiraf eder.
Herif bir öğünde iki ana yemek yiyor, bir sürü garnitür ordövr, üzerine kaymaklı tatlı, dondurma... Sonra perhiz yapmaktan bahs ediyor. Onda kuş kadar beyin yok mudur?
Kanaatkârlar için bir mönü: Kıymalı mercimek yemeği (Biraz acılı), meyhane pilavı, erik hoşafı... Gururlu ve kibirli sonradan görmüş türedilerin dudak büktükleri, hor gördükleri bu yemekler kanaatli Müslüman için büyük ziyafettir. Rabbimize hamd olsun.
Senin yediğine içtiğine giydiğine evine yazlığına otomobiline bakmam. İyi Müslüman iyi insan iyi vatandaş mısın ona bakarım. Önemli olan budur.
Merhametli iyi insan, ayakları zalimler ve ruh hastaları tarafından yakılan zavallı kediye sahip çıkmış. Allah onun yardımcısı olsun, onu mükâfatlandırsın.
Rüşvetçi bir namussuza: O rüşvet paraları Cehennemde seni yakacak.
Genelevler imparatoriçesi Madam`ın mirası paylaşılamıyormuş. Yeni yeni mirasçılar peydahlanıp duruyormuş.
İktisadî kriz içindeyiz. Bazı bürokratlarımız hâlâ uçakların ön kısmındaki lüks pahalı businessclassta seyahat ediyor.
Seyr etti hava üzre denir taht-ı Süleyman / Ol saltanatın yeller eser yerinde. (Ziya Paşa)