Emekli bir vatandaşla yapılan sokak röportajında oyunu milli olduğu için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a vereceğini söylemesi dikkatlerden kaçmadı. Üstelik emekli vatandaş üstüne basa basa komünistim diyor!
İşte komünist emeklinin Erdoğan’a oy verme gerekçeleri:
“Herkese ilan ediyorum komünistim ama milli olduğu için, antiemperyalist olduğu için, bütün dünyaya meydan okuduğu için. Bu son 5 yıllık sıkıntıların da, hastalıklardan, depremlerden, felaketlerden savaşlardan kaynaklandığı için. 2 sene sokağa çıkmadık ama biz emekliyiz. Tayyip Erdoğan yine de bizim maaşımızı vermeye devam etti. Mağdur etmedi, bütün Türkiye’yi de mağdur etmedi. Eğer başka devlet olsaydı kimseye 5 kuruş vermezdi, veremezdi. Onun için ben içindeki vicdanımdan dolayı Tayyip Erdoğan’a veriyorum.”
Devamında yine komünist olduğunu fakat FETÖCÜ olmadığını vurgulayan vatandaş emperyalizme karşı olduğu için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında olduğunu belirtti.
Emekli komünistin hatırlattıkları da var elbette!
Şimdi komünist ayaklarına yatıp seküler bir kesim var toplumda. Böylelikle ne kadar iyi bir sol’cu olduklarını ispata girişenler acaba ne kadar samimi?
Diğer yandan sosyal adalet kavramı ile milli ve yerlilik üzerinden Komünist olduğunu ilan eden emekli bir vatandaş!
Gerçek olan şu ki: bu emekli vatandaş o kesimde hiçbir zaman kabul görmeyecek!
Asıl tuhaf olan ise siyasi kimliğinde sol ve komünist kavramlar bulunanların önemli bir kısmında Batı hayranlığı olması ve daha çok oralardan yönlendirilmesi.
İşte şimdi burada Attila İlhan’ın o meşhur kitabı geliyor aklımıza: Hangi sol?
Merhum Attila İlhan’ın diğer tespitleri de düşüyor önümüze elbette.
Vefatından kısa süre önce, 2004 yılında ne diyordu İlhan?
“Türk aydını dediğimiz kişi Batı’nın manevi ajanıdır, şimdi (bir kısım) aydınlar haysiyetten önce banka hesabına dikkat ediyor.”
Elbette sözü burada biz Komünist “aydın” üzerinden buraya getiriyoruz. Zira sahnede gördüklerimiz hep Komünist aydın!
Attila İlhan aynı TV programında “Türkiye’de basın Türk değildir” demişti.
Şimdi bu cümleyi ırkçılığa kadar dayandıran aklı evvellerde yok değil!
Bakın bu cümlesini İlhan şöyle açıklıyor:
“Türkiye’de basın Türk değildir çünkü Türk basını Türkiye’nin çıkarlarını korumuyor. Türkiye’de özel kanallar özgür değildir çünkü özel kanallar sermaye kanalları olmuştur.”
Geldik mi yine şimdi gündem olan diğer konuya!
Hani son günlerde yaşanılan medya yapılanmasından kastım, sol’daki ya da diğer deyimle muhalefet basını!
Allah uzun ömür versin Komünist amcam…
Bizi nereden nerelere götürdün…
***
Yazıyı burada sonlandıralım. Yoksa çok konular var konuşulacak ve uzayıp gidecek gibi…
Tam yazıya son verirken duyduk ki, TİP’liler dağdakilere selam yollamış!
Bir anda buraya kadar yazdıklarımın, en azından “boş” olmadığını anlamış oldum.
Öyle değil mi?