Ahilik Anadolu insanının yüzyıllar önce, kaliteli ürün, kaliteli hizmet üretmeyi özendirmek amacıyla, üreticilerin geliştirdikleri kurumsal bir yapılanmadır.
Ahiler bulundukları şehirlerde, değişik alanlarda üretimi geliştirmek için, üreticiler arasında dayanışma ve yardımlaşmayı sağlayan girişimcilerdir. Onlar tüketicilerle birlikte, üreticilerin de haklarını koruyan, kapıları, sofraları ve gönülleri herkese açık, örnek alınmaları gereken, dönemlerinin çok yönlü üreten elleridir.
Ahilerin Anadolu’da unutulmayan uygulamalarının başında, “Papucunu dama atmak” geleneği gelir. Onlar eksiksiz ürünler üreterek, kusursuzlukta yarışmanın ekonomik ve kültürel hayatın, hem özü hem özeti olduğunu ortaya koymuşlardır. Ahiler üretimde kaliteyi korumak için, üreticilerin çıraklıklarını yapmadıkları işlerin, ustalıklarına soyunmalarına izin vermemişlerdir. Onların sürekli denetimleriyle, üretimde ve yönetimde kalite, sürdürülebilirlik kazanmıştır.
Geleceğin aydınlık günlerini, geçmişin aydınlık günlerinden bakanlar görürler. Tarihin her döneminde, ülkelerin geleceklerinin temellerini, geçmişin derinliklerinden bakmasını bilenler atmışlardır. İnsanlığın bilgi ve bilgelik birikiminden yararlanmayanlar, geleceğin taşıdığı tehlikeleri göremezler, sunduğu fırsatları yakalayamazlar. Toplumlar geçmişleriyle olduğu kadar, gelecekleriyle de birlikte, iç içe yaşarlar.Her alanda geçmiş, geleceğin paha biçilmez hazinesidir.
Anadolu’nun yeni ahilerini, ürettikleri ürünlerinin yanında, yönetim ve üretim kültürlerini, dünya pazarlarına taşımak için, geçmişin düşünce ve eylem birikiminden, yararlanmak zorundadırlar. Onlar ahilerin değerlerini güncelleştirerek zenginleştirmeden, dünya pazarlarında kendilerine geniş yer açamazlar. Üretilen ürünlerlerle verilen hizmetlerle ve derinleştirilen bilgilerle, insanların gönüllerini kazanmanın sırları, bin yıllık Anadolu tarihinin derinliklerinde gizlidir.
Açıklık içinde sürekli yenilenerek, değerli ürün ve aranan hizmet üretiminde, yardımlaşma, katılımcı yönetim ve paylaşımcı ekonomi gibi, Yirmi birinci yüzyıl yönetim bilimlerinin tartıştıkları ilkeler, yöntemler ve değerler, binlerce yıllık ahilik kültüründe, geliştirilerek uygulanmış, uygulanarak geliştirilmiştir. Üretimde ve yönetimde küresel ilkelerin özü, zamanla büyük değişiklikler göstermez. Geçmişte olduğu gibi, geleceğin başarılı kuruluşları da, doğru yoldan ayrılmayanlar olacaktır.
Geçmişte kuruluşları güçlü kılan değerleri, ekonomik ve kültürel boyutlarıyla ayrıntılı olarak araştırmadan, dünyadaki yeni gelişmeler uyum sağlamak mümkün değildir. Dünya pazarlarına açılarak, hayatın her alanında başarılı olmak isteyen kuruluşlar, kapılarını ve sofralarını üreticilere ve tüketicilere açarak, paylaşmasını öğrenmek zorundadırlar. Yirmi birinci yüzyıl dünyasının mimarları, yalnızca pazarları değil, gönülleri de fethetmesini bilenler olacaktır.
Dünyanın hiçbir ülkesinde, üretimde ve yönetimde, yeni sözler söyleyenlerin, papuçlarını kimse dama atamaz. Yeni dünyada tartışılan değerler, ahilik kültürünün güncelleştirilmiş ölümsüz değerleridir. Kusursuzluk peşinde koşanlara, bütün dünya pazarlarının kapıları, sonuna kadar açılır.