Uzun yıllardır eğitimle iç içe olan bir yönetici ve sınıf öğretmeni olarak, hep şu soruyu kendime sorarım: İlkokul çağındaki öğrencilerimizin gelişiminde en kritik nokta neresi olmalı?

Günümüz özel okullarında sayısız ek ders, fark ders ve etkinlik varken, öğrencilerimiz bilgi ve ilgi bombardımanına uğruyor ve derinlemesine öğrenme fırsatından mahrum kalıyorlar. Bu kadar çeşitliliğin ve bölünmüşlüğün içinde kaybolan öğrencilerimiz, temel beceriler yerine yüzeysel bilgi ve aktiviteye odaklanıyorlar. Birkaç temel konuya odaklanmak yerine onlarca konuya, derse girip çıkarak hiçbir şeye odaklanamıyorlar. Günün sonunda ise sağa sola koşturmaktan yorgun bir şekilde eve dönüyorlar. Görünüşte birçok şey yapılmış gibi görünse de asıl mesele kaçırılmış oluyor. Ders programında “o da olsun, bu da olsun” derken bir çocuğun hepsini birden kaldıramayacağı sayıda ders konulmuş oluyor. Nitekim birçoğunda da verim alınmıyor. Alınması da mümkün değil zaten çünkü çocukların o kadar çeşitliliği kaldırabilmesi, yönetebilmesi mümkün değil.

Peki, gerçekten çocukların ihtiyacı olan nedir? İlkokul eğitiminde temel sütunlar neler olmalıdır? Bu soruların cevabını bulmak için derinlemesine bir inceleme yapmamız gerekiyor. Gelin hep birlikte bu konuya biraz eğilelim. 

İlkokulda Hangi Konulara Odaklanmalıyız?

Öğrencilerinizin gelişimine katkıda bulunmak için odaklanmanız gereken birkaç önemli alan var:

  • Sosyal ve Duygusal Gelişim: Çocukların empati kurma, duygularını ifade etme ve başkalarıyla sağlıklı ilişkiler kurma becerilerini geliştirmeleri önemlidir. Bu, onların kendine güvenlerini artırır ve sosyal becerilerini güçlendirir. Okulun asıl işlevlerinden birisi de bu alana katkı yapmaktır. “Önce eğitim” diye yıllardır boşuna söylenmemiş. Öğretim eğitimden sonra gelir.
  • Okuma ve Yazma Becerileri: Temel okuma ve yazma becerileri, tüm akademik hayatın seyrini belirler. Okuma yazma, öğrenmenin temelini oluşturur. Öğrencilerin okuma sevgisini geliştirmek ve yazma becerilerini güçlendirmek için çeşitli etkinlikler düzenlemek gerekir. Çocukların erken yaşta kitaplarla tanışmaları, hayal güçlerini geliştirir, kelime dağarcıklarını zenginleştirir ve düşünme becerilerini güçlendirir. Ancak, sadece kelimeleri tanımak yeterli değildir. Çocukların okuduklarını anlamaları, yorumlamaları ve kendi düşüncelerini ifade edebilmeleri çok önemlidir. Milli Eğitim Bakanlığının son yıllarda Türkçe dersinin öğretimiyle ilgili atmış olduğu adımlar oldukça önemlidir. Önceliği oralara vermek gerekir.
  • Matematik, Hayatın Dili: Matematik, hayatın her alanında karşımıza çıkan bir dildir. Çocukların temel matematik işlemlerini öğrenmeleri kadar, problem çözme becerilerini geliştirmeleri de önemlidir. Matematiği sadece sayılar ve işlemler olarak değil, günlük hayattaki sorunlara çözüm bulmak için kullanabilecekleri bir araç olarak görmeleri gerekir. Bilim, fen ve matematik konularında merak uyandırmak, öğrencilerin mantıksal düşünme ve analitik becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Deneyler ve pratik uygulamalarla bu alanlara ilgilerini artırabiliriz.
  • Eleştirel Düşünme ve Problem Çözme: Öğrencilerin analitik düşünme, sorgulama ve problem çözme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmalıyız. Öğrencilerimizi gerçek hayattan alınan problemlerle yüzleştirmeli ve onlara çözümler üretmelerini sağlamalıyız. Öğrencilerimizi hazıra alıştırmak yerine kendilerinin üretmesine fırsat vermeli ve eğitim öğretim ortamlarını bu düşünceye uygun bir şekilde tasarlamalıyız. Bu, onların akademik başarılarını ve günlük yaşam becerilerini artırır.
  • Sanat ve Özgün Üretkenlik: Sanat, müzik ve drama gibi etkinlikler, çocukların kendilerini ifade etmelerine, özgün ve orijinal düşünme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Temel anlamda çocukların sanatsal yönlerinin gelişimine odaklanılmalıdır. Bunun için de önce bir ilgi, yetenek ve beceri taraması yapılmalıdır. Her öğrenci ilgi ve yeteneği doğrultusunda bir sanat dalında geliştirilebilir.
  • Fiziksel Aktivite ve Sağlık: Düzenli fiziksel aktivite, çocukların fiziksel sağlıklarını korumalarına ve enerjilerini olumlu bir şekilde yönlendirmelerine yardımcı olur. Spor ve oyun etkinlikleri düzenleyerek bu alanı destekleyebilirsiniz. Özel okulların birçoğunda bu alanda yeterli çalışma yapılmamaktadır. Ders programında belirtilen spor ve fiziksel ders saatleri bile neredeyse tam olarak kullanılmamaktadır. Halbuki çocukların oyun oynaması, spor yapması onların gelişimi için zaruri bir alandır.
  • Teknolojik Okuryazarlık: Günümüzde olmazsa olmaz alanlardan birisi de teknoloji okuryazarlığıdır. Öğrencilerin bilgisayar ve diğer teknolojik araçları etkin bir şekilde kullanabilmelerini sağlamak önemlidir. Özellikle temel kodlama becerileri kazandırarak, problem çözme ve algoritmik düşünme yeteneklerini geliştirmek çok önemlidir. Bunun yanı sıra güvenilir bilgi kaynaklarına ulaşma ve bilgileri doğru bir şekilde değerlendirme becerileri kazandırmak da çok önemlidir.

Bu temel becerilere odaklanarak, öğrencilerimizin geleceğe daha donanımlı bireyler olarak adım atmalarını sağlayabiliriz. Yabancı dil eğitimi ve değerler eğitimi gibi alanlarda da zenginleştirmelerle öğrenme süreçlerini daha da anlamlı hale getirebiliriz. Böylece dengeli ve kapsamlı bir gelişime katkı sağlayabiliriz. Unutmayalım ki, değerler eğitimi ve yabancı dil sadece birer ders değil, dersin ötesinde okulun tüm yaşantısında yer alması gereken bir felsefedir.

Bu konuda sizler neler düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlara yazarak paylaşırsanız sevinirim.