Önce 11.Kalkınma Planı`nda 'Eğitim konusu' maddeler halinde hazırlandı.
Sonra, Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu 'Öğretmenlik Meslek Kanunu' ile ilgili rapor hazırladı, Sn.Cumhurbaşkanımıza sundu. 
MEB 2023 vizyonu (2 Aralık 2019) Bakan Sn. Z.Selçuk tarafından açıklandı.
Bildiğimiz kadarıyla bu üççalışmada ortak kişiler, kurumlararası paslaşma olmamış. Bilgi edinme kuruluna başvurdum Kalkınma Planları`nın Eğitim-Kültür- maddelerini hazırlayan isimleri rica ettim, cevap bile verilmedi. Yani, makamlar, sırtlarını Sn. Cumhurbaşkanına dayamışlar, yasa ve yönetmelikleri uygulamıyorlar.
Her atanan 'Beni Cumhurbaşkanı atadı' diyor ve eleştiriler de doğal olarak Cumhurbaşkanına eksi olarak yansıyor. Elbette, burada, Cumhurbaşkanımızın atadığı Bakan ve bürokratları, kendisinden başkasının görevden almasına izin vermemesi de etken oluyor. Bu da makamdakilerin nobran davranmasına sebep oluyor, mobbingler kırıla gidiyor. Ama, seçimlerde karşılığını iktidar alıyor!..
Eskiden, Milli Eğitim Şuraları yapılır, eğitimciler sorunlarını ve çözümlerini dile getirirdi. Yıllardır toplanmıyor, onun yerine 7 kez değişen Sn. Bakanların, 7 kez değişen 'büyük!, çözümcü! sistemleri' uygulanıyor.
Geçen gün, Şişli`de 'eğitimle ilgili bir toplantı var' dendi. Baktım konuşmacılar iyi, gittim. Meğerse İyi Parti düzenlemiş. Doğal olarak bir saat parti marşları, sloganlarla geçti. Önce bir öğrenci, bir veli ve sonra konuşmacılar eğitim konularına değindi. Sonuç eğitimde bir kaos var ve nasıl düzeleceğini kimse bilmiyor.
Bizce Eğitim-Kültür-Dış İşleri-İçİşleri`nin partisi olmamalı. Bunlar, her kişinin, partinin amaçlarda birleşmesi gereken özel konular;
Eğitime geçerli, kabul edilir ve uygulanır bir sistem gerekli ama, kim, hangi kurum yetkili bilinmiyor?
17 yıldır iktidar ve Milli Eğitim Bakanları hep başarılı, ama veliler ve eğitimciler aynı görüşte değiller.
8 yıllık eğitim, 4+4+4 sistemi, Okul Öncesi eğitimi, Fatih projesi, Akıllı tahta, Bilişim sınıfları, Kaliteli öğretmen yetiştirme, Öğretmenlerin özlük hakları, G.S. Liseleri, Öğretmenlik meslek kanunu, Tekli öğretim, Sınavlar v.b. hala tartışılan ve ortada olan ana konular;
Aşağıda yer alan habere göre (30.11.2019/A.A.) yeniden yapılandırma yapılıyor ve bazı konularda eski siteme dönülüyor.
O zaman, kaybeden kim olacak?
Kaybettiren makamdakiler için bir şey yapılmayacak mı?
Görev suçu diye bir tanım yok mu?
Hep, yanlış yapanın yanına mı kar kalacak?
'Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), gelecek 5 yıllık dönemde öğretim programları tüm kademelerde bütünsel, yetenek kümeleri ile ilişkilendirilerek, 'esnek ve modüler yapılar' olarak yeniden yapılandırılacak. Öğrencilerin yaş, okul türü ve programlarına göre gereksinimlerini dikkate alan, 'beceri temelli yabancı dil yeterlikleri' sistemine geçilecek. Öğrencilerin yaş, okul türü ve programlarına göre gereksinimlerini dikkate alan, 'beceri temelli yabancı dil yeterlikleri' sistemine geçilecek. Bakanlık, öğrenme süreçlerini destekleyen dijital içerik ve beceri destekli dönüşüm ile Türkiye nin her yerinde yaşayan öğrenci ve öğretmenlerin eşit öğrenme ile öğretme fırsatlarını yakalamalarını, öğrenmenin sınıf duvarlarını aşmasını sağlamayı hedefliyor. Stratejik plan kapsamında yönetim ve öğrenme etkinliklerinin izlenmesi, değerlendirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla 'veriye dayalı yönetim yapısı'na geçilecek. Öğretmen ve okul yöneticilerinin gelişimlerini desteklemek amacıyla yeni bir mesleki gelişim anlayışı, sistemi ve modeli oluşturulacak. Ayrıca eğitimin niteliğinin artırılması ve okullarda planlı yönetim anlayışının yerleşmesi amacıyla bütçe ile plan bağını kuran verimli bir finansman modeli oluşturulacak. Bakanlık, erken çocukluk eğitiminin niteliği ve yaygınlığını artıracak, temel eğitimde yenilikçi uygulamalara yer verecek. Özel gereksinimli öğrencilerin bedensel, ruhsal ve zihinsel gelişimlerini desteklemek amacıyla öğrencilerin mizaç, ilgi ve yeteneklerine uygun eğitimi alabilmelerine imkan veren işlevsel bir psikolojik danışmanlık ve rehberlik (PDR) yapılanması kurulacak. Mesleki ve teknik eğitim ile hayat boyu öğrenme sistemleri toplumun ihtiyaçlarına ve iş gücü piyasası ile bilgi çağının gereklerine uygun biçimde düzenlenecek.
Ayrıca özel öğretim kurumlarının yönetim ve teftiş yapısı güçlendirilecek. Sertifika eğitimi veren kurumların niteliğini artırmaya yönelik de düzenlemeler yapılacak. Hedefler belirlenirken 60 bin paydaşla anket yapıldı. Anketi yanıtlayanlar sırasıyla hayat boyu öğrenme, zorunlu eğitim, okul öncesi eğitim ile eğitimde teknoloji kullanımına yönelik faaliyetleri en çok memnun oldukları alanlar arasında gösterdi. Katılımcılar, 5 yıllık süreçte en çok öncelik verilmesi gereken alanların sırasıyla 'öğretmen politikaları, öğrenci başarısını artırmaya yönelik faaliyetler, öğrencilerin bilimsel, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlere katılımı, zorunlu eğitim faaliyetleri ve öğretim programları' olduğu görüşünü paylaştı.'
Güzel yazılmış bir metin;
Ama Bakan Yard., Genel Müdürleri, Daire Başkanları ve Müdürler buna hazır mı?
Makamdakiler, liyakatlı ve ehliyetli mi?
Raporun hayata geçirilmesinde sorun yaşanmayacak mı?
Sn.Ziya Selçuk`un, görevden alınmasını isteyen/bekleyen AK Parti ve Bakanlık bürokratları var mı? Bakan, görevine kaçyıl daha devam edecek? v.b. sorular, kararların uygulanmasını erteleyecek gibi;
Bir de, Ü DS`yi 2007-2015 döneminde bir şekilde geçmiş, 'yabancı dili konuşamayan, yazamayan', akademisyenlerin 'rektör olarak' atandığı 'liyakatsızlığın ve ehliyetsizliğin' arttığı bir dönemde görev yapmak ve 'cemaatlerin kendine yer edinmeye' çalıştığı, protokollerle MEB okullarına girdiği dönemde reform yapmak çok zor olsa gerek!
Allah, kolaylık versin!..