Ebeveynler Tarafından Tercih Edilen Öğretmenlerin Öne Çıkan On Özelliği (Becerisi)

Abone Ol

Bir çocuğun hayatında karşılaşabileceği en büyük şanslardan birisi iyi bir öğretmene rastlamasıdır. İyi bir öğretmen bir çocuğun hayat çizgisinde olumlu anlamda çok ciddi bir etkiye sahiptir. Her çocuğun iyi bir öğretmende okuma hakkı olmalıdır elbette. Olmalıdır lakin, her çocuk bu şansı yakalayabilir mi? Bu soruya evet demek tabi ki mümkün değil. Ama bu şansı az da olsa yakalayanlar da var elbette.

Yıllarca öğretmenlik ve idarecilik yapmış birisi olarak ebeveynlerin, çocuklarını okullara kaydettirirken 'iyi öğretmen' aramalarını anlayışla karşılıyorum. Her anne baba, çocuğunun gerçekten iyi öğretmenler tarafından okutulmasını ister. Hatta bu yüzden kayıt dönemleri okullarda çok sancılı geçer. Kayıt için gelen her veli çocuğunun A öğretmenin sınıfına düşmesini ister. Okullarda bir ya da iki öğretmenle ilgili ciddi bir talep patlaması olur çoğu zaman. Araya kimler konulmaz, o öğretmenin sınıfına kayıt ettirmek için. Peki neden? Neden okuldaki diğer öğretmenler değil de A öğretmen? Bütün öğretmenler aynı değil mi? Aynı müfredatı okutmuyor mu? Aynı tahsil derecesine sahip değiller mi? Tüm öğretmenler benzer bir formasyonla mezun olmuyorlar mı? Ü stelik son yıllarda bakanlık ciddi bir sınav ve mülakat yaparak almıyor mu öğretmenleri? Özel okullar zaten ayrı bir konu. Onların öğretmen alım süreçleri çok daha ağır. Bütün bu konular kâğıt üzerinde böyle olabilir ama sahada gerçekler çok farklı.

Bir özel okul yöneticisi olarak her yıl kayıt döneminde velilerle benzer konuları tartışırız. Özellikle ilkokul birinci sınıf kayıtlarında bazı veliler ısrarla öğretmen talebinde bulunurlar. 'Ben çocuğumu şu öğretmene vermek istiyorum, o öğretmenle ilgili çok olumlu bilgiler edindim' derler. Siz, istediğiniz kadar diğer öğretmenlerin de çok iyi olduğundan, kurum olarak aynı programı yürüttüğünüzden söz edin, asla bazı ebeveynleri ikna edemezsiniz. O veli, çoktan araştırma yapmış ve tüm öğretmenlerle ilgili detaylı bilgiyi edinmiştir. Israr eder. Neden o öğretmen diye sorduğunuzda düğüm çözülüyor çoğu zaman. Her anne baba gerçekten işini iyi yapan, samimi, iletişimi güçlü, adanmış öğretmenler arıyor da ondan.

Yıllarca yapmış olduğum gözlem ve deneyimlerden hareketle çok beğenilen, tercih edilen başarılı öğretmenlerin sahip olduğu on beceriyi ele alacağım bu yazıda.

  1. Etkili iletişim becerisi
  2. Etkin dinleme becerisi
  3. Etkili konuşma becerisi (Topluluk karşısında)
  4. Sunum becerisi
  5. Hikâye anlatma becerisi
  6. Soru sorma becerisi (soru madenciliği)
  7. Araştırma ve Sürekli öğrenme becerisi
  8. Planlama ve organizasyon becerisi
  9. Geri bildirim verme becerisi
  10. Yazılı anlatım ve raporlama becerisi

Her maddeyi ayrı ayrı ele alarak ilerleyeceğiz.

1- Etkili iletişim becerisi

Okullarda yaşanan olumsuzluklarla ilgili ciddi bir araştırma yapılsa birçok problemin iletişim kaynaklı olduğu görülecektir. Görev yaptığım okullarda bir yıl içinde öğrencilerle ilgili, ebeveynlerle ve öğretmenlerle ilgili yaşanan olumsuz vakalara, şikayetlere baktığımda bunu çok net söyleyebilirim. Yanlış anlama, ön yargı, ithamda bulunma, niyet okuma, varsayımlarla hareket etme, dinlememe, imada bulunma vb. durumlar yüzünden sağlıklı bir iletişim kuramayan bireyler arasında çatışma olma ihtimali çok yüksektir ve çözüm bulunmadığı takdirde bir krize dönüşebilir.

O yüzden bir öğretmen, iletişim konusunda ne kadar başarılı ise o kadar etkili bir öğretmendir diyebiliriz. Ebeveynler tarafından tercih edilen öğretmenlerin iletişim becerileri çok gelişmiştir. Daha ilk görüşmede bu durum çok net bir şekilde fark edilmektedir. Öğretmenin ebeveynlerle görüşmesi, çocukla tanışması, kullandığı samimi dil, göstermiş olduğu içten davranışlar, güler yüzü hemen dikkat çekmektedir. Doğal olarak bütün ebeveynler sağlıklı bir iletişim kurabilecekleri, çocuğunun gelişimi konusunda düzenli geri bildirim alabilecekleri bir öğretmen tercih etmek isterler. Okulların yapması gereken bütün öğretmenlerinin iletişim becerilerini geliştirmek, güçlendirmek olmalıdır.

İletişim ile ilgili çok temel gördüğüm birkaçhususu zikretmekte fayda görüyorum. Sağlıklı bir iletişimin ilk şartı gönülden davranmak ve gönülden vermektir. Gönülden konuşmak ve gönülden dinlemekle işe başlayabiliriz. Gönülden yapılan bir alışveriş, bir paylaşım çok daha etkili olacaktır. Olumlu, şiddetten uzak bir dil iletişimin özünü oluşturur.

Etkili bir iletişim için bir diğer önemli konu iletişim sürecinin sağlıklı olması ve sağlıklı yürütülmesidir. Sağlıklı bir iletişim süreci dört önemli öğeyi barındırır[1]:

  1. Gözlem bizi etkileyen gözlemlediğimiz somut davranışlar, olaylardır.
  2. Duygu gözlemlerimize bağlı olarak, kendimizi nasıl hissettiğimiz, tanımladığımız duygulardır.
  3. İhtiyaç duygularımızın oluşmasına sebep olan ihtiyaçlarımız, değerlerimiz, arzularımızdır.
  4. İstek/rica yaşamımızı zenginleştirmek için, daha iyi hissetmek için rica ettiğimiz somut davranışlar, isteklerdir.

Bu dört öğeyi çok iyi kavramak ve uygulamak iletişim becerimizi geliştirecektir. Bunu yaparken iletişimin iki yönlü olduğunu asla unutmamalıyız. Kendimizi bu dört ögeyi dikkate alarak ifade ederken karşımızdakini de empati yaparak dinlemeliyiz.

İletişimin sağlıklı bir şekilde yürütülmesinin bir diğer faktörü de empatiyle dinlemektir. Karşımızdakini, onun yerine kendimizi koyarak dinlediğimizde çok daha iyi anlayacağımızdan emin olabilirsiniz. Öğretmenlerin velilerini empati yaparak dinleyebilmesi çok önemlidir. Özel bir çocuğa sahip bir anne, çocuğu için çok kaygılanan bir baba düşünün, kendilerini çok iyi dinleyen, empati yapabilen bir öğretmenleri olsun istemezler mi? Birçok velinin tek isteği aslında anlaşılmaktır. Anlamanın yolu da empati yaparak dinlemekle mümkündür.

Öğretmenlerin mutlaka okumaları gereken bir kitap olarak gördüğüm M.B.Rosenberg`in 'Şiddetsiz İletişim'[2] kitabındaki şu cümle çok dikkat çekicidir. 'Şiddetsiz iletişim, tüm varlığımızla ve içtenlikle dinlemeyi, saygı ve empatiyi besler. Gönülden vermeyi karşılıklı bir istek haline getirir ve yakın ilişkilerde daha derin bağlar kurulmasını sağlar.'

Sağlıklı bir iletişim kurabildiğimiz insanlarla daha derin bağlar kurabiliriz. Bütün ebeveynler ve okul yöneticileri, çocuklarla ve büyüklerle derin bağlar kurabilen, ilişkilerinde samimi ve şefkat dolu öğretmenlere sahip olmak ister. Bir öğretmen gerçekten etkili olmak istiyorsa, başarılı olmak istiyorsa iletişim becerisini geliştirmeli ve güçlendirmelidir.

________________

[1] Şiddetsiz İletişim, M.B.Rosenberg(Ph.D.), Remzi Kitabevi

[2] Remzi Kitabevi