Dr. Yaygıngöl “Türk çalgı yapımcılığının ve çalgılarımızın evrensel boyuta taşınması şarttır…(2)”

Abone Ol

Dr.Öğr.Ü yesi&nbsp Hasan Sami Yaygıngöl ile 'Çalgı Yapımı ve Yapımcılığı' konusunda&nbsp yaptığımız&nbsp söyleşiye devam ediyoruz; ..

AY: Bir ara İtalya`da eğitim aldınız. Her çalgı yapımcısının ülke dışında eğitim alması 2022`de de gerekli mi?

YAYGINGÖL: Yurt dışındaki imkanları, çalışma disiplinini, her öğrencinin gidip görmesinde yarar var. Lombardia eyaletine bağlı Cremona aslında bir kasaba. Cremona ününü Antonio Stradivari`den almaktadır. Stradivari`yi önemli kılan özellik ise, çok iyi bir tasarımcı olmasıdır. Kemanlarını önce tasarı plan projelendirip kusursuz bir işçilikle imal etmiştir. Dolayısıyla Cremona`daki keman yapımcıları da Stradivarinin bu şöhreti nedeniyle çok hasas çalışmakta ve `Stradivari il Cremonese`` sistemlerinden taviz vermemektedirler. Örneğin, Stradivari nasıl ve hangi yöntemlerle ağacı kestiyse, hangi aletleri kullandıysa aynı yöntemle ağaçları keserler, elektrikli makina kullanmamaya özen gösterirler.

Bkz: Scuola Internazionale di Liuteria Cremona`da 1985 yılında Stradivari&nbsp disipliniyle yaptığım ilk Keman.

Keman bir tek işinin elinden çıkar ve yapan kişinin etiketini taşır. Kemana bir nüfus kağıdı, doğruluk belgesi (Sertifika) hazırlanır. Daha sonra hazırlanan sertifika uluslararası Antonio Stradivari Enstitüsü tarafından barkodlanır.

Barkodlanan keman hırsızlığa karşı teminat altına alınmış olur. Sertifikada sahteciliğe karşı parada gözle görülmeyen filigranlar gibi özellikler ve logolar bulunmaktadır. Kemanın Çalınması halinde ise, interpol devreye girer. Bundan dolayı Cremona`lı yapımcılar dünyada çok özel bir ilgi ve alakaya sahiptirler.

Bu özellikleri her yapımcının yerinde görmesi yaşaması ve bir disiplin olarak benimsemesi ve uygulaması gerekir. Her çalgı yapımcısının bir misyon ve vizyonu olmalıdır.

Türkiye`de maddi çıkarları hiçbir zaman amaçedinmedim ve akademik alanda nasıl öğrenci yetiştiririm? Bu sanatı Stradivari sisteminde nasıl yaygınlaştırırım?

Nasıl bir marka yaratırım ? Benim çabalarım hep bu yönde olmuştur. Bu yüzden emeklilik sonrası olsa da çalışmalarıma hala devam etmekteyim.! Gençyapımcılara da tavsiyem imkan ve olanakları dahilinde olabildiğince dışarıya açılmaları ve bu idealler doğrultusunda titiz çalışmalar yapmalarıdır.

AY: Ü lkemizde faaliyette olan kaçÇalgı Yapım Bölümü var? Aralarında bağlantı var mı?&nbsp Birlikte çalışmalar yapılabiliyor mu?

YAYGINGÖL: Türkiye`deki Çalgı yapım bölümleri son derece az, yeterli değil. Cremona kasabasında bile uluslararası enstitüye bağlı çalışan en az 300 profesyonel keman yapımcısı var. Türkiye`de Akademik alanda akademisyen yetişmediği için belli alanlarda tıkanma söz konusu! Yükseköğretim kurumu kurulacak her bölüm için alandan en az 3 öğretim üyesi istediği için sıkıntı var.

Türkiye`de her konservatuvarın modeli farklı olduğundan çalgı yapım bölümlerinin işleyişi eğitim modelleri de farklı. Birlikte ortak çalışmalar, öğrenci değişimleri yapılsa güzel olur. Örneğin, Farabi, yurtiçi öğrenci değişim programlarının uygulanması ve yaygınlaşması gerekir. Ancak müfredat programları ve ders kredilerinin farklılıklarından dolayı derslerde eşleştirme yapmak çok zor.

YÖK`ün bölüm kurma ve öğrenci alma kriterlerinde esneklik şart. Yan dallardan öğretim üyesi kabul edilirse bu sorunun aşılacağı inancındayım. Zaten müzik ve çalgı birbirlerini tamamlayan iki temel ögedir.

Çalgıyı müzikten ayırmak doğru değil. Çalgı olmaz ise müzik de olmaz.

AY: İstanbul AKM`de açılan ve benim de 'çok abartılacak' bir çalışma olarak kabul etmediğim Çalgı Sergisi`ndeki panoda sizin gibi bir ismin olmamasını yadırgadık! New York`ta da bir atölyesi olan, uluslararası luthiyemiz Ecevit Tunalı da yok!..Ama, mesela librestist Bertan Rona`nın ismi var; Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından aranmadınız mı?

YAYGINGÖL: AKM`de Sergi Organizasyonunu kim yaptı düzenledi bilmiyorum. Bakanlıktan herhangi bir aranma da olmadı. Sergiyi akademisyen hocaların organize ettiğini düşünüyorum. Bu benim için önemli bir konu değil!

Sergi Hayırlara vesile Olsun.! Ben karakterim nedeniyle kendini fazla ön olana çıkaran birisi değilim ancak Cremona`da Antonio Stradivari Enstitüsü`nün müzesinde 2 adet eserim var. Bu çalışmalarım üçyıl arayla muhtelif ülkelerde teşhir ediliyor. Bir çalışmam ise J.Babtista Pergolesi Conservatorio di Statale` Fermo/Italia`da sergilenmektedir. Cremona`da eğitim alan ilk Türk olarak literarüre geçmem ve eserlerimin uluslararası kataloglarda yer alması, ülkem ve şahsım adına bir gururdur.

AY:&nbsp Yaylı çalgılar konusunda uzmansınız ve yeni çalgılar üretiyorsunuz. Konuya girmeden önce müzikolog-araştırmacı Dr. Ayhan Sarı`nın 'Kemençe Kuartet' çalışması var ve çalgılar ürettirmiş.&nbsp İncelediniz mi?

YAYGINGÖL: Hayır incelemedim. Ancak Ayhan Bey ile birkaçkez telefonda görüştüm çalgılarını bana göstermek istedi. İlerleyen zamanlarda belki görme fırsatım olabilir. Kendisini çabalarından dolayı tebrik ederim.

Bu konuda kişisel görüşümü sorarsanız, belirtmek isterim Anadolu çalgısı kemençe bir diğer adıyla tırnak kemençesi. Kemençe tırnak temasıyla çalınan ve Türk Musikisi için çok önemli bir yaylı çalgıdır. Tırnak temaslı icra, kemençenin ton tını ve ses rengini belirler. Bana göre, kuartet kemençelerin de tırnak temasıyla icra edilecek şekilde, matemetiksel orantı hesaplamalarının yapılarak projelendirilmesi gerekir. Kuartet çalgılarını klasik kemençe ses rengi ve tarzıyla düşünmek lazım. Kuartet çalgılar, kontrabas veya viyolonselde olduğu gibi parmak basmalı imal edildilerse, icra tekniklerinde, ton- tını ve ses rengi özelliklerinde farklılıkları ortaya çıkacaktır.

Çalgıların, tonsalkarakterlerinde de uyumlu olması gerekir diye düşünüyorum. Olayı kontrbas ya da viyolonsel icra tekniğinde olduğu gibi düşünmemek lazım. Kuartet çalgıları bu saydığım özelliklere göre boyutlandırmak ve özel tel takmak gerekir. Bu da bilimsel olarak, akustik laboratuvar çalışmalarını gerektirir. Türkiye`de bu tür çalışmalar hep bireysel çabalarla yapılıyor. İtalya`da örneğin her sanat alanında ulusal veya uluslararası enstitüler var. Türkiye`de de ` Ulusal ve Uluslararası Çalgı Yapım ve Tasarım Enstitü``leri kurularak, akademik alandaki bu tür araştırmaların desteklenmesi, Türk çalgı yapımcılığının ve geleneksel çalgılarımızın özelliklerini bozmadan evrensel boyuta taşınması adına bir gereklilik arz etmektedir.

(Devam edecek)