Dr. Senad Hasanagiçile 28 yıl önce Hayrabolu Bosna Hersek misafirhanesinde tanışmıştık. Kıymetli eşi Fatma Hanım ve kızları Emina ile birlikte Bosna`dan savaş muhaciri olarak memleketimize gelmişlerdi. Babam ile birlikte zaman zaman ziyaretlerine gider, öznesinde Bosna, Aliya ve suyun öte tarafı` olan sohbetler ederdik. 
Entelektüel bir şahsiyet olan Senad HasanagiçHayrabolu`da kaldığı süre içerisinde boş durmayıp bir fırında şoförlük yaparak köylere, mahallelere ekmek dağıtmıştı. Kızı Emina henüz birkaçyaşındaydı, Fatma hanım ise 20`li yaşlarının ortasında;
HasanagiçAilesi ve Hayrabolu`nun Boşnak misafirleri ilerleyen zamanlarda Kırklareli Gazi Osman Paşa Misafirhanes`inde konaklamaya başladılar. Babamla birlikte aileyi zaman zaman burada da ziyarete giderdik. Dr. Senad, Kırklereli`nde de boş durmadı, Boşnak çocukları için misafirhanede tesis edilen lisede yöneticilik yaptı. 
Dayton anlaşmasından sonra memleketlerine Mostar`a dönen HasanagiçAilesi`yle irtibatımızı devam ettirdik. Eşim Özlem Hanımla birlikte Mostar`da ziyaretlerine gittik. Bu kez suyun öte tarafında Hayrabolu`yu, merhum babamı, gurbetliği, insan olmayı ve insan kalmayı konuştuk. 
Dr. Senad, şimdiki zamanda Hersek Nevada Kantonu Hukuk Müşaviri, eşi Fatma Hanım, Mostar Vergi Dairesi`nde çalışıyor, kızı Emina, Bilkent Ü niversitesi`nde araştırma görevlisi, babam Hasan Gören ise Hayrabolu`da basübadelmevt`i bekliyor. (Ruhu için Fatiha`lar okuyalım.) 
Hizmetinde bulunduğum Boğaziçi Yöneticiler Vakfı`nda birkaçyıldır sürdürmekte olduğumuz Bosna Yiğitlik Meydanı çalışmaları kapsamında geçtiğimiz aylarda her biri diğerinden kıymetli Boğaziçi Ü niversitesi öğrencileriyle birlikte kitap tahlillerine başladık. Arkadaşlarımızla birlikte önce cennetmekân Aliya`nın Konuşmalar kitabını teşrih masasına yatırdık, sonrasında da Köle Olmayacağız`ı; Köle Olmayacağız kitabı vesilesiyle Bosna`dan iki değerli misafiri ağırladık: Emina Suljeviçve Dr. Senad Hasanagiç. 
Dr. Senad Hasanagiç`le bu satırların yazarının moderatörlüğünde 21 Ekim Çarşamba günü düzenlediğimiz hasbihali, Boğaziçi Ü niversitesi siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bölümü öğrencisi Hatice Nazile Özkaya`nın kaleminden siz değerli okuyucularımızın irfanına arz etmeyi vakıa mutabık görüyoruz:
'Boğaziçi Yöneticiler Vakfı Hamilik Okulu yiğitlik meydanlarından Bosna Yiğitlik Meydanı`nın düzenlemiş olduğu Aliya okumalarının bu haftaki etkinliğine Hersek Nevada Kantonu Hukuk Müşaviri kıymetli Dr. Senad Hasanagiçbeyefendi konuk olmuş, moderatörümüz İbrahim Ethem Gören beyefendi eşliğinde Bosna, Osmanlı hoşgörüsü ve Alija İzzetbegoviçözelinde çok kıymetli bir sohbet icra edilmiştir.
Hem doğulu hem batılı bir değer
Dr. Senad Bey, Balkanlar`da asırlarca hüküm süren ve kardeşliğin, bir arada yaşamanın en nadide örneklerinin verildiği Osmanlı medeniyeti ve hoşgörüsü alanına kendisini vakfetmiş bu alanda hâlihazırda çok kıymetli eserler üreten bir mütefekkir zat. Bosna savaşı yıllarında ailesi ile Türkiye`ye göçetmek zorunda kalan Hasanagiç, bu dönemde ikamet ettiği Kırklareli`ndeki misafirhanede eğitim veren lisenin yöneticiliğini yapmış ve birçok insana Türkçe öğretmiş. Savaşın bitiminde ailesiyle birlikte Bosna`ya dönen Senad Bey Türkiye ile bağlarını hiçbir vakit koparmamış, aksine Osmanlı hoşgörüsünün layıkıyla tanıtılabilmesi adına ciddi çalışmalarda bulunmuştur.
Osmanlı hoşgörüsünü tanıtmaya adanmış bir ömür;
Biz de sohbetimizin açılışını üzerinde çalışmalar yaptığı Osmanlı hoşgörüsü alanıyla yapıyoruz. Senad Bey`in Bosna`da yaklaşık yarım asırdır çekilen çileleri bizzat yaşamış biri olarak bu konu hakkında anlattıkları bizim için çok kıymetli. Zira kendisi de bu hoşgörünün en iyi tezahürünün son yaşanan savaşta ortaya çıktığını belirtiyor: 'Osmanlı hoşgörüsü için en iyi örnek son yaşanan savaştır. Allah, Kuran-ı Kerim`de karşı taraf savaş açmadıkça savaş açmamamızı söyler. Ve 'işlerinizi aranızda danışma ile yapın' diye de emreder. Biz İslam`ın emrettiği ahlâk ve hoşgörüye sahip olduğumuz için bu savaşı kaybetmedik. Hiçbir zaman onlar gibi olmadık. İslam asla kadınlara ve çocuklara zarar vermemize izin vermez. Karşı taraf maddi olarak bizden daha güçlüydü, savaşta imkânsız bir mücadeleyi kazanmak için Allah şöyle der: 'İyilikte yarışın!' 
'Aliya herkesten daha iyi olduğu için kazandı.'
Biz iyilikte yarıştık, Aliya diğer herkesten daha iyi olduğu için kazandı. Devletin iyi olmasının tek şartı adalet üzere olmasıdır.' Sayın Senad Bey`in bu sözleri ecdat yadigârı Balkanların fethinin toprakları değil gönülleri kazanmakla gerçekleşmiş olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Ayrıca Bosna savaşı yıllarında meydana gelen, dünyanın halen sırrını çözemediği Bosna direnişi mucizesini de gayet güzel özetliyor.
Tarih boyu göçmenlere kucak açan Türkiye;
Bir arkadaşımızın sorduğu soruyla konu Türkiye`de ailesiyle geçirdiği göçyıllarına geliyor. Senad Bey ve ailesi 1992-1995 yılları arasında Türkiye`ye göçeden onlarca Boşnak aileden bir tanesi. Tıpkı bugün olduğu gibi geçmişte de zulümden kaçanların sığınağı olmuş ülkemiz hakkında anlattıkları kayda değer: 'Türkiye`nin çok özel bir yeri var. Türkiye de Amerika gibi dışarıdan yoğun göçalıyor fakat arada ciddi bir fark var. İnsanlar Amerika`ya daha iyi bir hayat sağlamak için gittiler ve oradaki yerlilerin hayatlarını mahvettiler. Türkiye`ye ise hep zulümden kaçmak için geliyor insanlar. Kafkaslardan, Balkanlardan beş milyon insan göçetti Türkiye`ye, hep zulümden kaçarak. Türkiye`de yaşayanların dedeleri de zamanında göçetmiş olduğu için insanlar bu yeni gelenlere hep iyi davrandı, onların durumunu anlayıp merhamet gösterdiler.' Bu noktada Senad Bey diğer sohbetlerinde de ısrarla vurguladığı bir konuyu vurguluyor: 'Tüm dünyanın hafızasında yaşanan tüm bu göçleri diri tutmak için Türkiye`de devasa bir göçanıtı yapılmalı ve ülkeler bu anıta diplomatik ziyaretlerde bulunmalı.'  Merhum şair Mehmet Akif`in de deyimiyle, ibret alınsaydı tekerrür etmeyecek olan tarihin göçlerle örülmüş bu acı sayfalarını hep açık tutacak böyle bir anıtın Türkiye`de yer almasını bizler de canı gönülden diliyoruz.
Hasanagiç, Bilge Kral` Aliya`nın mirasını devralmış bir mütefekkir;
Sohbetimizin konusu merhum devlet başkanı, büyük mütefekkir Aliya İzzetbegoviç`e geliyor. Bizim öğrenecek, Senad Bey`in ise anlatacak çok şeyi var Aliya hakkında. Bilge Kral`ı, aynı çileli yollardan geçmiş, onun gibi Osmanlı medeniyetine gönül vermiş bir yurttaşından dinlemek bizler için hem büyük bir şeref hem de büyük bir ayrıcalık. Bir arkadaşımız Aliya`nın mütefekkir kişiliği yanında siyasi kimliğini ve kararlarını nasıl değerlendirdiğini soruyor Senad Bey`e. Senad Bey`in cevabı Aliya`nın tüm dünyanın nazarında niçin büyük bir lider olarak kabul edildiğinin yanıtı niteliğinde: 'İslamiyet siyaseti dini hayattan ayırmaz. 
Dr. Senad Hasanagiç: Aliya Müslüman bir siyasetçidir.
Aliya Müslüman bir siyasetçidir ve bir karar alacağı zaman İslami değerlerini göz önünde bulundurarak karar verir. Ayrıca o hiçbir zaman aydın kimliğine ve Müslüman kimliğini birbirinden ayırmamıştır. Eğer sadece entelektüel ve dünyalık bir tavırdan bakmış olsanız Bosna`nın yaşadığı savaşta erir giderdiniz. Fakat Aliya meselelere hep İslami olarak baktı, Rabbimizin emrettiği gibi davrandığı için Köle Olmayacağız` dedi ve bu mücadele verildi.'
Senad Bey`in sözleri Aliya hakkında verilebilecek en güzel ders niteliğinde. Özellikle ilim ve siyaset erbabının ondan alacağı büyük ilhamlar bulunuyor. Bir diğer takdire şayan husus ise Senad Bey`in de tıpkı Aliya gibi değerlendirmelerini hep İslami bakış açısından yapıyor oluşu. 
Özkaya: Hasanagiç, Aliya`nın mirasını devralmış bir mütefekkir.
Verdiği her cevapta Müslüman bir duyarlılık mevcut bu açıdan o Aliya`nın mirasını devralmış bir mütefekkir.
Bir başka arkadaşımız Aliya`nın dönemindeki muhalifler ve farklı milletlerden siyasetçiler tarafından nasıl değerlendirildiğini merak ediyor. Senad Bey`in cevabı manidar: 'Aliya dünya çapında övülen bir liderdir. Fakat onu değerlendirenler kendi açılarından bakarlar. Kim onunla aynı değerlere sahipse onun hakkında iyi düşünür. Onunla aynı değerlere sahip olmayanlar ise eğer dürüstse ona dokunmaz ama dürüst değilse ona zarar verecek şekilde düşünürler.' Tarihi kötü niyetlerle değerlendirenlerin kıymetini takdir edemediği bir lider olması Aliya`nın Rahman`ın ve insanlığın nezdindeki itibarına gölge düşüremiyor. 
Türkler ve Boşnaklar arasındaki ilişkiler;
Sohbetimiz Bosna`nın mevcut durumuna doğru ilerliyor. Yıllardır Balkanlarda süregelen çalkantılar cephede bitse de siyasi, ekonomik ve günlük hayatta tüm şiddetiyle devam eden savaş, Bosna`nın ayağa kalkmasının önünde büyük bir engel. Ü lke yönetiminin üçfarklı milletten oluşması bu istikrarsızlığı körüklerken, Boşnak halkı yoğun bir varoluş mücadelesi veriyor. Bu mücadelede Osmanlı medeniyetinin ne ölçüde yaşatıldığını, kendilerini Osmanlı torunları olarak görüp görmediklerini ve Türklerle ilişkilerinin yeterliliğini merak ediyoruz. Senad Bey bu soruyu ünlü tarihçimiz İlber Ortaylı`ya atıfta bulunarak cevaplıyor: 'İlber Ortaylı`ya göre Türkleri birbirine bağlayan üçunsur vardır: din, dil ve tarih şuuru. Bu üçünün korunması milli bir varlık meydana getirir. Boşnak ve Türkleri bağlayan ise bunlardan ikisi: din ve tarih şuurudur. Aynı dinin mensubuyuz ve tarih boyunca aynı çileleri çektik, aynı mutlulukları tattık. Osmanlı bu topraklara hoşgörüyü getirdi, burada silinmez eserler bıraktı ama onları bu toplum, yani Boşnaklar korudu. Günümüzde ise bu unsurlara ne kadar sahipsek o kadar Osmanlı torunuyuz. İçimizde ne kadar dini ve tarihi şuur, ecdada saygı varsa o kadar birbirimize bağlanırız. Bizi birbirimize bağlayan bin bir bağlantı var zaten, biz de bunları korumalıyız.'
Hasanagiç: Bosna`da yaşananlar soykırımdır.
Senad Bey Bosna`yı bekleyen günler için ise endişeli: 'Bosna`da yaşananlar soykırımdır. Bunu her namuslu insan kabul etmek zorundadır. Hırvatlar ve Sırplar bizden kıyamete kadar kurtulmak istiyordu, savaş bitince bile şehirlere girmemize izin vermediler. Bizi korumak isteyen Sırplar da oldu ama sayıları o kadar azdı ki bu büyük kötülüğe engel olamadılar. Biz bizi kucaklayan, bize yardım edenlerle beraber yaşayabiliriz ama maalesef ülkemizin durumunun düzelmesi için yeniden bir mücadele olacak gibi görünüyor. Bir zaman mutlu yaşanacak ama bu yine bozulacak.' Bosna`nın yaşadığı onca acıdan sonra hepimiz gelecek günlerin yeni acılar getirmemesi için dua ediyoruz   
Sağlam olun!
Bu kıymetli sohbetin sonuna doğru gelince İbrahim Ethem Bey, Senad Bey`e bizler için nasıl bir mesaj vereceğini soruyor. Zira böyle büyük bir mütefekkirin öğüdü hepimizin yolunu aydınlatacak hüviyette: 'Sağlam olun! Hangi şartta olursanız olun, fakirlikte, savaşta, zorlukta; Her ne olursa olsun kendinizi sağlam tutmalısınız.' Her birimiz Senad Bey`in nasihatini kıymetli bir hediye addederek ömür heybemize koyuyoruz.
Doğu ve batı arasındaki köprüler;
Kıymetli vakitlerini ayırarak sohbetiyle feyz bulduğumuz Sayın Senad beyefendiye, bu etkinliğe Bosna Hersek`ten katılarak bizleri onurlandıran değerli Emina hanıma çok teşekkür ediyor, Hasanagiçailesinin bütün fertlerine sağlıklı, huzurlu, hayırlarla dolu bir ömür diliyoruz. 
Moderatörümüz İbrahim Ethem beyefendiye, yazımızı İttifak Gazetesi`ne taşıyan gazetenin internet editörü Özlem Gören hanıma, bu etkinlikte birçok emeği bulunan Aslı İbri arkadaşımıza ve katılarak bizleri mutlu eden arkadaşlarımıza da çok teşekkür ediyoruz. 
Yaptığımız ve yapacağımız her işin doğu ve batı arasında akan İslam nehri üstünde bizi Boşnak kardeşlerimize bağlayan köprüler inşa etmesi duasıyla; '