Gürbüz Azak bir dönemin hafızasıdır. 1948-49- 50’li yıllar; ünlü okumuşların, üniversite hocalarının, varlıklıların, gazetecilerin boya çaldığı bir hayat devam etmektedir. Bir tarafta da veremden, sıtmadan sapsarı benizler, her geçen gün artan ölü sayısı. Çocukluk yaşında oyun oynayıp, dünyadan bir haber olması gereken yavruların, yirmi yaşını görecek miyim diye kendine sorduğu sorular ile erken yaşta büyümek zorunda kalmaları. Yol yok, doktor yok, ilaç yok, yoksulluk, çaresizlik, üzerine de kimsesizliğin yaşandığı zorlu yıllar. 

Demokrat Parti kuruluyor, sıtmadan, veremden kurtulacak halkta bir sevinçli bekleyiş.

1950 zaferini kazanan insanların ortasında çocukluk yıllarını geçiren yazar, bu partiyi iktidara taşırken önü alınmaz bir hevesle sahiplenen, bu yolda fena halde hırpalanan, çekilmez çileler, yokluklar ile mücadele eden gerçek hayatları sıraya koyup romanlaştırdı. Çocuk dünyasında yaşadığı ıstıraplar, yüreğini taşıyamayıp dağlara çıkıp haykırışlarının yankısı sayfalar arasında  kulaklarda acı acı çınlıyor: ''Hükümeeett!'' 

Nalbant Hasan, Terzi Hulusi, Sarhoş Tahir, Deli Yusuf, Hörü Hala, Kalaycı Recep, Şoför Akif, Tellal Cemil, Mühürcü Sami insana parmak ısırtacak cesarette roman kahramanları. ‘’Demokrat Parti İlçe Merkezi’’ kurucuları… Aslında kazanan Demokrat Parti değil, halkın kendisidir.

Demokrat Parti’nin iktidara gelişinin ardından bir hafta sonra ikindi vakti, caminin ahşap minaresinden beklenmedik bir ses geliyor;

 ''ALLAHU EKBER ALLAHU EKBER'' tüm kasaba halkı damların üzerinde beşer onar kişi, gözlerden oluk oluk yaşlar akıyor. Halk ağlıyor, ezanı okurken Veli Hoca ağlıyor; okurken romanı içselleştirdiğiniz zaman camilerden ezan sesi duyamamak ne büyük acı, ne büyük imtihan diye sormadan edemiyorsunuz. Bu roman ülkemizin her yanında yaman erkekler ve kadınların verdiği mücadelenin sesi. Becerikli, tatlı dilli, nişan, düğün, cenaze oldu mu en önde yorulmadan, incinmeden birbiri için koşturan hayran olunacak zenginliğimiz insanımızın gerçek mücadelesi, geleneklerimizin, mahalle, köy kültürümüzün, milli değerlerimizin işlendiği kültür hayatımızın yansımaları.

Yazarının ifade ettiği üzere; ‘’Bu roman, yazılmamışın ardına düşüştür.’’ (HABER MERKEZİ)

Deli Yusuf

Gürbüz Azak

Mihrabad Yayınları- 206 sayfa

Editör: Hülya Günay