Ahilik Vakfı’nın genel merkezinde 2023 Yılının Gastronomi Ahisi, Osmanlı Mutfak Sanatları Uzmanı Recep İncecik’e besmele, hamdele ve salvale ile şed kuşanma merasimi düzenlendi.
Son Ahi Recep İncecik
Evvelemirde Son Ahi Recep İncecik’i tebrik ediyorum. Kuşandığı şed şahsı, ailesi, camiamız ve cemiyetimiz için hayırlı, mübarek, bereketli olsun.
Hâsılı dün Ahi Recep İncecik’in arkadaşları, büyükleri, sevenleri şed kuşanma merasimiyle Ahilik Vakfı’nı şenlendirdi. Şenlenenlere ve dahi şenlendirenlere ne mutlu! Devlet, akademi, iş dünyası, siyaset, yerel yönetimler, STK, iletişim, basın-yayın, dijital medya, kitap sanatları ve gastronomi camiasından pek çok kişinin iştirakiyle gerçekleştirilen merasimde eski(mez) dostlar bir araya geldi.
Sırlı Süleyman Efendi ve İHA Genel Koordinatörü İrfan Altıkardeş ile birlikte katıldığımız Şed Kuşanma merasiminde Sultangazi Kaymakamı Mahmut Kaşıkçı, İşadamı Murat Esen, Telif Hakları Derneği Genel Başkanı Cafer Vayni, Prof. Dr. Ahmet Kala, Dr. Erol Ülgen, Yönetmen Ahmet Melih Oflaz, Prof. Dr. Süleyman Doğan, Prof. Dr. Cemal Zehir, Fotoğraf Sanatçısı Ahmet Dur, Haberler.com CEO’su Sümeyra Teymur, Duayen Gazeteci Mehmet Köşker, BİK Yöneticisi Arzu Cihangir, İletişim Gurusu Bilal Turhal, Yapımcı-Editör Fatih Sadırlı, Sahaf Bahtiyar İstekli, Ahilik Vakfı Başkanı Eyyup Arıcan, Ahilik Vakfı Başkan Yardımcısı Duran Demirbaş, Ahilik Vakfı Başkan Yardımcısı Süleyman Demir, Hikâyeci Bekir Tuncer Salihoğlu, Şair Ali Ayçıl, Şef Mehmet Kudat, Yazar-Yönetmen Mehmet Ali Nalbant ve İstanbul Seyyahı Fahri Sarrafoğlu ile görüşme, hasbihal etme imkânımız oldu.
Ahilik teşkilatının asliyet ve terkip şuurları
Malum olduğu üzere Türk kültür ve medeniyetine bin yıldır (Prof. Dr. Süleyman Doğan nezdinde 3 bin yıldır) kaynaklık etmekte olan Ahilik, başta ahlâk olmak üzere, fütüvvet, çalışma, hoşgörü, birlikte kazanma, birlikte yaşama ve dahi diğerkâmlık asliyet ve terkip sırları üzerine tesis edilmiştir.
Ahilik Vakfı bu toprakların irfanına hizmet ediyor
1984 yılında Galip Demir, Burhaneddin Ulutan, Refik Soykut, Ali Rıza Ekinci, Muzaffer Mermer, Hasan Mazhar, Lütfullah Çelebi, Celal Özdemir, Şemsi Yasdıman, Ali Uğurlu, Selahattin Sayfı, Mustafa Karagüllü, Yaşar Nural ve İlhan Şahin tarafından kurulan Ahilik Vakfı kırk yıldır Ahiliğin sevgi, hizmet, inanç, yardımlaşma, eşitlik gibi ilkelerini göz önünde bulundurarak bu toprakların irfanına hizmeti kendine şiâr edinmiş. alındığında günümüz evrensel değerleri ile örtüştüğü görülmektedir.
Ahilik değerlerini beşerî, sosyal bilimler ve günümüz teknik ilimleriyle harmanlayarak günlük hayata geçirme çalışmalarını sürdürerek bu meyanda eğitim ve yayıncılık faaliyetleri sürdürmekte olan Ahilik Vakfı’nın hizmetleri her türdü takdirin üzerindedir.
Son Ahi Recep İncecik için düzenlenen şed kuşanma merasimi vesilesiyle bir asır öncesine; Osmanlı Cihan Devleti asırlarındaki şed kuşanma merasimlerine müşfikâne nazar edelim.
Ahilik
Ahilik, XIII. yüzyılda Anadolu’da, Balkanlar’da ve Kırım’da Türkler tarafından kurulan esnaf, sanatkâr ve üretici (sanayi) birlikleri ile bu birliklerin uyguladıkları ahlâkî, siyasî, iktisadî, felsefî duygu ve prensipleridir.
Ahilik Teşkilatı
Ahilik Teşkilatını “Anadolu’da birliği, refahı, toplum düzenini sağlayan ve halkın maddî, manevî tüm ihtiyaçlarına cevap verecek tarzda teşkilâtlanan sivil toplum kuruluşudur” şeklinde tabir ve tavsif etmek mümkündür.
Ahilikte Şed Kuşanma
Esnaf ve sanatkâr teşkilatı Ahilik bundan bir asır öncesine kadar Osmanlı Cihan Devleti’nin ticaret, sanat ve zanaat hayatının omurgasını oluşturuyordu. Mesleklerinin şereflerini omuzlarının üzerinde yükselten ve yaptıkları iş ve hizmet süreçlerinin yüceliğini her zaman hatırlarında tutan Osmanlı Ahileri, çıraklıktan kalfalığa; kalfalıktan ustalığa geçenler için şed (peştamal) kuşanma merasimleri düzenler, özellikle yaz aylarında tertip edilen törenler şenlik havasında geçerdi.
Şed kuvvetlendirmek manasına gelir
Arapça kuvvetlendirmek, sıkıca bağlamak anlamlarındaki şed kelimesi, Ahiler tarafından mesleğe sıkı sıkıya bağlanmak anlamında kullanılmak suretiyle şed merasimleri esnasında bele bağlanan yün kuşaklara isim olarak verilmiştir.
Şed kuşanma merasimleri esnaf teferrüçleri/gezmeleri denilen genel âdetler kapsamında yaz aylarında Veliefendi, Çırpıcı, Kâğıthane, Fenerbahçe, Çamlıca, Göksu, Beykoz ve Sarıyer mesirelerinde yapılırdı.
Ahiliğin temel unsurları: Çıraklar, kalfalar ve ustalar
Ahilik teşkilatının temel yapı taşlarını çıraklar, kalfalar ve ustalar oluştururdu. Ahilik teşkilatının sacayağını teşkil eden mezkûr üçlü, mesleğe ve hayata dair tüm eylemlerinin öznesine fütüvvet ahlâkını yerleştirirdi. Meslek, sanat ve zanaattaki kabiliyetlerin güzel ahlâkla desteklenmesi halinde süreç devam ederdi.
Şed mânevî bir diplomadır
Şed kuşanma merasimleri bir nevi maddi ve manevi diploması hüviyetindeydi. Şed kuşanma merasimleri mesleğe, insana, sanata, zanaata, ilme, irfana, ustalığa verilen değerin müşahhas örneğiydi.
Şed kuşanmaları bir nevi diploma, olgunluk töreniydi. Çırağın, kalfanın, ustanın sadece İstanbullulara, yahut belli bir meslek zümresine değil, tüm insanlık âlemine hem meslekî hem de ahlâkî açıdan hizmet etme zamanının geldiğini belirten şed kuşanma merasimi yüzlerce yıllık Ahilik kültürünü belli bir disiplin içerisinde bir sonraki kuşağa aktarmanın somut yöntemiydi.
Osmanlı Cihan Devleti’nin pek çok bölgesinde olduğu gibi İstanbul’da da Ahilik meslek teşkilatı içerisinde, ustasının gözetiminde çıraklık, kafalık süreçlerini tamamlayarak mesleğe atım atıp dükkânını açacak olan usta namzetleri için şed kuşanma merasimleri düzenlenirdi.
Şed kuşanma törenleri Ahilerin mesleğe, meslek adabına, ticaret ve sanat ahlâkına, eşyaya, eşyanın hakikatine, insana, ustaya, ustalığa verdikleri değere işaret etmesi bakımından üzerinde durulması gereken bir meslek geleneğiydi.
İşini doğru yap, ölçüye dikkat et, elini, belini, dilini bağla!
Şed kuşanma merasimlerinde ahi, usta namzetlerine kanaatkâr olmasını, işini doğru yapmasını, eksik tartmamasını, her zaman en iyi malzemeyi kullanmasını, elini, belini, dilini bağlamasını, kul ve Allah hakkına riayet etmesini, emanetin hakkını gözetmesini, büyüklerin sözünden çıkmamasını, küçüklere saygılı davranmasını, kendisi ihtiyaç sahibi iken başkalarına verecek kadar cömert olmasını, kısaca nefsini ve Rabbini bilmesini öğütlerdi.
Kalfa, şed merasimiyle birlikte usta ve Ahi olurdu.
Ahi geleneğinde şed kuşanmadan dükkân açılamazdı, dükkân açabilmek için çıraklık ve kalfalık süreçlerinin tamamlanarak ustalığa adım atılması ve ardından diploma töreni mahiyetinde olan şed kuşanma merasimlerinin yapılması gerekirdi. Kalfa, şed merasimiyle birlikte usta ve Ahi olurdu.
Ahi teşkilatı mensupları ile birlikte geniş halk kitlelerinin de katıldığı merasimlerde ve günler süren esnaf teferrüçlerinde yenilir, içilir, şükredilir, sofralar kurulur, belirli bir disiplin içerisinde eğlenilir, güreş müsabakaları düzenlenir, merasim son günlerine geldiğinde çırak ve kalfalara şed kuşatılırdı.
Yürü! Allah destgîrin ola!
Çırağın, kalfanın yaptığı eseler lonca heyetinin huzuruna getirilerek incelenir, bir torbanın içerisine konularak ağzı mühürlenirdi. Şed (peştamal) kuşanacağı zaman kahyâ torbanın mührünü açar, yiğitbaşı gümüş bir tepsi içerisine koyduğu eserleri merasime tanıklık edenlere gösterip gülbank çektikten sonra usta, çırağını kahyânın önüne götürür, çırak diz çöküp kahyânın elini öperken kahyâ da elini çırağın sağ omuzuna koyarak yüksek bir sesle nasihatta bulunurdu: “Sâbbur (sabırlı) ol, hamûl (yüklenici) ol, mütevekkil ol, haram yeme, haram içme, el ve eteğini temiz tut, koymadığın mala el uzatma, gördüğün iyiliği unutma, sana fenalık edeni affet, yürü, Allah destgîrin (elinden tutan) ola.”
Cimrilik kapısını kapat, cömertlik kapısını aç!
Ahilik mensuplarının alnı, kapısı ve kalbi açık olmalı; eli, dili ve beli bağlı olmalıydı. Ayrıca cimrilik kapısı kapatılmalı; cömertlik kapısı açılmalıydı. Kahır kapısı bağlanmalı; iyilik kapısı açılmalıydı. Hırs ve hevâ kapısı bağlanmalı; hoşnutluk kapısı açılmalıydı. Tokluk ve lezzet kapısı bağlanmalı; riyazet ve açlık kapısı açılmalıydı. Halka yönelik ümit kapısı bağlanmalı; Hakk’dan ümit kapısı açılmalıydı. Faydasız, saçma ve boş söz söyleme kapısı bağlanmalı; Allah’ı zikrederek güzel sesle okuma kapısı açılmalıydı.
İstanbullular son şed kuşanma merasime 1881 yılında Lüleci esnafının Beykoz çayırında düzenlediği esnaf teferrücünde şahitlik etmişti.
Günümüze şed kuşanma geleneği Ahilik Vakfı’nın ve Hamilik Okulu Vakfı’nın ce Şenlendirme Vakfı’nın düzenledikleri müsamerelerde sembolik olarak da olsa yaşatılmaktadır.
Son Ahi Recep İncecik özelinde şed kuşananlara Ahilik umdelerini özümseyen çıraklara, kalfalara, ustalara, fütüvvet ahlâkını kuşananlara, insan olarak kalabilenlere, yaradılış gayelerinin Nebevî mesajın hâl ve kâl ile yaşanması olduğunu unutmayanlara ve dahi Hakk düsturlarını mütemadiyen muhataplarına ileterek nefislerini ve çevrelerini şenlendirenlere selâm olsun.
Ahilik Teşkilatı’nın Umdeleri
-Elin, kapın ve sofran açık olsun.
-Gözün, dilin ve belin kapalı olsun.
-İyi huylu ve güzel ahlâklı ol.
-İşinde ve hayatında, kinden, çekememezlikten ve dedikodudan kaçın.
-Ahdinde, sözünde ve sevginde vefalı ol.
-Gözün, gönlün ve kalbin tok olsun.
-Şefkatli, merhametli, adaletli, faziletli, iffetli ve dürüst ol.
-İkram ve kerem sahibi ol.
-Küçüklere sevgi göster. Büyüklere karşı edepli ve saygılı ol.
-Alçakgönüllü ol. Büyüklük ve gururdan kaçın.
-Hataları yüze vurma.
-Dost ve arkadaşlara tatlı sözlü, samimi, güler yüzlü ve güvenilir ol.
-Gelmeyene git. Dost ve akrabayı ziyaret et.
-Yapılan iyilik ve hayırda Cenab-ı Hakk’ın hoşnutluğundan başka bir şey gözetme.
-Tüm yaratılmışlara, eşyaya ve eşhasa karşı borçlu olduğunu unutma.
-Herkese iyilik yap. İyiliklerini iste.
-Yaptığın iyilik ve yardımları başa kakma.
-Hakka, hukuka saygılı ol. İşlerinde hak ölçüsünden ayrılma.
-Müşterini velinimet bil.
-Muhataplarının işlerini içten gelen bir iştiyakla, samimiyetle, güler yüzle yap.
-Komşularınla iyi geçin. Komşunun eza veriyorsa sabret, cahilse görmezden gel.
-Yaratandan dolayı yaratılanları hoş gör.
-Hata ve kusurları daima kendi nefsinde ara.
-İyilerle dost ol. Kötülerden uzak dur.
-Fakirlerle dostluğu, onlarla oturup kalkmaktan şeref duy.
-Zenginlere zenginliklerinden ötürü itibar etme.
-Allah için sev. Allah için nefret et.
-Hak için hakkı söyle ve hakkı söylemekten geri durma.
-Emrin altındakileri ve hizmetindekileri koruyup gözet.
-Açıkta ve gizlide Allah’ın emir ve yasaklarına uy.
-Kötü söz ve hareketlerden sakın.
-İçi, dışı, özü, sözü bir Ol. Olduğun gibi görün, göründüğün gibi ol.
-Hakkı daima koru. Hakka riayette haksızlıkla mücadele et.
-Kötü kişilere ve kendini bilmez cahillere uyma. Onlara iyilikle mukabelede bulun.
-Belâ ve musibetlere karşı sabırlı ol.
Müslümanlara karşı lütufkâr ve hoş sözlü ol.
-Düşmana karşı onların silahıyla karşılıkta bulun.
-İnanç ve ibadetlerinde samimi ol.
-Fani dünyaya ait şeylerle öğünme. Böbürlenmekten uzak dur.
-Âlimlerle dost ol. Âlimlerle ülfet et.
-Her zaman her yerde yalnız Allah’a güven.
-Örf, âdet ve törelere uy.
-Sır tutmayı bil. Sırları açığa vurma.
-İsraftan kaçın. Aza kanaat et.
-Cömert ol. Unutma ki cennet cömertlerin yurdudur.
-Varlık zamanında da darlık zamanında da infak et.
-Feragat ve fedakârlığı daima kendi nefsinden yap.
1970 yılında Adana'nın Kozan ilçesinde doğdu. İlk ve orta eğitimini memleketinde tamamladı. Gaziantep Üniversitesi İnşaat Bölümü'nde başladığı üniversite eğitimini 1990 yılında girdiği Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, TV ve Sinema Bölümü'nden mezun olarak tamamladı.
Üniversite yıllarından itibaren yayıncılık faaliyetinin içerisinde yer aldı. Aylık düşünce, araştırma ve haber dergisi Genç Akademi'yi yayınladı. Dönemin en etkili fikir dergilerinden olan Genç Akademi'de usta kalemlerin, akademisyenlerin yazılarını yayınladı, makaleler kaleme aldı.
Yine aylık olarak yayınlanan Ekonomi Politika Dergisi'ni kurdu ve yayınladı. Haftalık yayınlanan Dünya Gündemi gazetesiyle yayıncılık faaliyetini sürdürdü. Bu yayınların hem kurucusu hem de yazarı ve yöneticisi olarak yer aldı.
Uzun yıllar yayınını sürdüren Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) bir yayın organı olan Bizim Gazete'yi 2019 yılında devralarak İttifak Gazetesi adıyla yayınlamaya devam etti. Halen günlük olarak yayınını sürdüren İttifak Gazetesi'nin imtiyaz sahibidir.
İmtiyaz sahipliğini sürdürdüğü günlük olarak basılan İttifak Gazetesi'ni ittifakgazetesi.com adresinde etkili bir internet haber sitesine dönüştürdü. Hem basılı hem de dijital bir yayın organı olarak faaliyetini sürdüren İttifak Gazetesi her gün on binlerce okura ulaşmaktadır.
RECEP İNCECİK'İN ARAŞTIRMALARI VE FAALİYETLERİ
Uzun yıllardır yayıncılık, dergicilik ve reklam ajansı faaliyeti yürütmekte olan Recep incecik aynı zamanda televizyonlar için program ve belgeseller de çekmektedir. Günlük yazıları, makaleleri ve yayınlanmış kitapları bulunan İncecik çok sayıda kitabın editörlüğünü de üstlenmiştir.
24 Eylül 2024 Salı günü Ahilik Vakfı’nda Şed Kuşanan Ahi Recep İncecik yayıncılık faaliyetleri dışında aynı zamanda bir kültür insanı olarak geleneksel Türk mutfağı üzerine çalışmaktadır. Çocukluğundan bu yana yemek kültürüne merak salmıştır. Adana'nın zengin kebap kültürünü, bir süre yaşadığı Gaziantep’te daha da geliştirme imkânı bulmuştur. Bir merak ve arayış olarak başladığı yemek yapma faaliyeti zamanla profesyonel bir tercihe dönüşmüştür.
İncecik, 1990'lı yıllarda tanıştığı ve vefâtına kadar yakın dostluk yürüttüğü gazeteci-yazar ve kültür adamı Mehmet Şevket Eygi'den kadim İslâm-Türk medeniyetinin inceliklerini keşfetmiş ve uzun yıllar yeme-içme üzerine üstadı ile etkileşim içerisinde bulunmuştur. Sultanahmet semtinde komşuluk da yaptığı Eygi'ye seyahatlerinde ve programlarında eşlik eden Recep İncecik onun zengin birikimini yeni nesillere aktarma hususunda mühim bir misyon üstlenmiştir.
Osmanlı Mutfak Sanatları ve Türk yemekleri konusundaki ilgisi ve çalışmaları onu profesyonel lokanta işletmeciliğine de yönlendirmiş ve 1994'te İstanbul'un tarihi ve turistik merkezi Sultanahmet'te açtığı Sultan Köşesi isimli restoranı günümüzde de faaliyetini sürdürmektedir.
Şef İncecik yerli ve yabancı turistleri ağırlamaya devam ettiği Sultan Köşesi'nde, ağırlıklı olarak Osmanlı mutfağından örnekler sunmakta ve tarihi Türk yemeklerini günümüz damak zevkine uygun şekilde yeniden üretmekte olup Osmanlı saray mutfağının az bilinen, unutulan, varlığını yitiren tat ve yemeklerini günümüze taşımakta ve bu yönde hem teorik hem pratik çabalar sergilemektedir.
Gastronomi Ahisi Recep İncecik’in vakt-i merhununda Osmanlı sarayında pişen ve asırlar öncesine ait tariflerden yola çıkarak gönül ateşinde pişirdiği yemekleri misafirleri tarafından çok beğenilmektedir.
İncecik, son yıllarda kaynaklara yönelmiş ve başta el yazması yemek kitapları olmak üzere Osmanlı dönemi yemek kitaplarından az bilinen tarifleri yeniden üretme çabası içerisine girmiştir. Sultan Köşesi Restoranı bünyesinde kurduğu Tarihi Yemek Kitapları koleksiyonundaki kitap sayısı da her geçen gün artmaktadır.
Pandemi döneminde yemeklerini özleyen restoran müdavimleri için "Yemek Akademisi" adıyla açtığı YouTube kanalını tarihi Türk yemeklerini tanıtmak ve geniş kitlelere ulaştırmak için aktif olarak kullanmakta olan Son Ahi burada tarifler vermekte, tarihi yemekleri yeniden üretmekte, meraklıların sorularını yanıtlamaktadır.
Yayıncılık faaliyetleriyle birlikte son yıllarda mutfak kültürüne ve tarihi Türk yemeklerine odaklanarak bu amaçla yurt içinde ve dışında festival, atölye çalışmaları ve yarışmalarda konuk, jüri ve katılımcı olarak yer alan Recep İncecik Osmanlı Saray Mutfağı uzmanı olarak yeni şefler yetiştirmekte, yurt içinde ve dışında eğitimler vermektedir.
Evli ve üç çocuk babası olan Recep İncecik Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC), Türkiye Yazarlar Birliği’nin (TYB), Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği’nin (İLESAM) mensubu olup Bilge Türk Vakfı’nın Mütevelli Heyeti Üyesi ve Telif Hakları Derneği’nin (THD) kurucusudur.
İbrahim Ethem Gören/25.09.2024 Yazı No: 619