Geçen hafta böyle bir öneriyle bitirmiştim yazımı...
'Ne yaşıyoruz da ne yazacağız' demiş olabilir birçoğunuz. İlk başta böyle düşünmeniz çok normal. İnsan yaşadığını, gün içinde neler yaptığını yazar günlüğe. Şuraya gittim, alışveriş yaptım, okula gittim, ders çalıştım, ofise gittim, toplantılar yoğun geçti;
Ve maalesef günlük dediğimiz şey de en fazla lise dönemleriyle sınırlıdır. Hatta ve hatta ortaokul en fazla. Halbuki günlük tutmak farklı amaçlara kapılar açar. Ne yaptığınız ve ileride ne yapmak istediğinize kadar bir harita oluşmaya başlar önünüzde.
Bakarsınız evde geçen bu günlerde günlükle başlayıp 'deneme' yazımıyla devam edersiniz. Okumak ve yazmak konuşma kabiliyetinizi, kendinizi ifade biçiminizi en iyi seviyeye çıkarır. Özgüveniniz güçlenir. Bu günlerden böyle bir kazançla çıkmak aslında hiçde zor değil.
'Peki yazarlar ne yapıyor' diyeceksiniz belki de; Tamam, evet, yazmaya devam. Geçenlerde bir belgesel senaryo bitirdim. Bugün bir tiyatro oyununa başlayacağım. Ama farklı olarak daha önce denemediğim yemekler yapmayı deneyip, yenebilecek olanları yiyorum geri kalanları kuş ve börtü böcekle paylaşıyorum. Onlar da birer kobay oluyor bu durumda. Bazen hiçyemediklerini gördüğüm oluyor ve 'hadi canım! O kadar mı kötüydü' diyorum.
Zihnimi dinlendirmek için örgü örüyorum. Tabi ki o da bir şeye benzemiyor ama rahatlattığı bir gerçek; Mutlaka bir el işiyle ilgilenin. Boş kâğıda anlamsız şeyler çizin. Cizgi çizin çizgi; Bu resim yapanlar için 'el açma' tekniğidir. Bir zaman sonra çizdiğiniz daireler daha muntazam, küpleriniz daha düzgün olur bu da sizi motive eder. Ortaya bir şeyler çıkarmak, çaba sarf etmek insanı mutlu ediyor her ne yaparsanız yapın.
Zaten hiçbir şey yapmazsanız günlüğünüzün sayfaları da boş kalır. 'Belki hayallerimi yazacağım, çıkınca yapacaklarımı yazacağım' diyeceksiniz. Kesinlikle yazın. Bu harika olur. Ama bugünlerden bahsetmek geleceğe de bakışınızı değiştirir. Sporu da ihmal etmeyin en azından yemeklerden yarım saat sonra duvar şınavı çekin. Benim gibi tembeller için en ideal hareket.
Mesela günlüğün son satırlarına şunları yazabilirsiniz: 'Kapının önüne bir kap su koyduk, biraz da yemek; Havalar ısınıyor ve biz hala evdeyiz'
Şehirleri baz alırsak, avlanmayı unutmuş, yaşam alanı neredeyse yok denecek kadar az olan sokak hayvanlarını da unutmayalım lütfen. Bizler kadar her canlının iyi bir şekilde yaşamaya hakkı var.
Evde ses soluk yoksa ya da iyi gelecek bir ses duymak istiyorsanız caz dinleyin. Her duruma uyan yegâne müzik türüdür. Ve ben de günlüğümü şu cümleyle bitireceğim: 'Bugünü Pazar zannederek editörümüze mesaj attım -yazımı yarım saate yollayacağım- diye; Ve bugünün Cumartesi olduğunu hatırladım. Bu kadar karbonhidrat alırsan beynin tıkanır elbet.'