'Dersten önce depremi konuşun'
Depremin ardından 71 ilde ikinci dönemin ilk zili çaldı, öğrenciler ders başı yaptı.
Ü lkece zor bir süreçten geçtiğimiz şu dönemde depremin travmasından en çok çocuklar etkilendi. Gerek afet bölgesindeki , gerek bölgede olmayan ama depremi çevreden, haber ve sosyal medyadan takip eden çocuklar için neler yapılması gerektiğini Gazeteci Aysu Mola canlı yayında uzmanına sordu.
Bu alanda çalışmalar yürüten Danimarka Arhus Ü niversitesi Öğr. Gör. Psikoterapist, Pedagog Banu Gökdoğan çocuklara dersten önce depremin anlatılması gerektiğinin altını çizdi. Canlı yayında Aysu Mola`nın sorularını yanıtlayan Gökdoğan, 'Deprem sonrası normalleşme sürecinde anne babalar ve öğretmenlerin üstlerine bir takım görevler düşüyor. Öncelikle anne babalar evde bu durumu çocuklara doğru bir şekilde anlatmaları gerekiyor. Bunun bir doğa olayı olduğunu, aynı yağmurun yağması, şimşeklerin çakması kadar normal olduğunu ve eğer tedbir alınırsa korkulacak bir durum olmadığını çocuklara somut örneklerle anlatmaları gerekiyor.
'Misafir öğrenci ifadesini kullanmasınlar!'
Eğer bulundukları okulda sınıflarına afet bölgelerinden gelecek yeni öğrenciler var ise, öğretmenlerin bu konuda öncesinde öğrencileri hazırlaması gerekiyor. Sınıfımıza yeni öğrenciler gelebilir diye bunu baştan anlatması gerekiyor. Ben misafir öğrenci` ifadesinin kullanılmasını tavsiye etmiyorum. Çünkü misafir kelimesinin içinde bir huzursuzluk, bir eğrilik, bir güvensizlik var. Yeni arkadaşlarımız sınıfa gelebilir denmesi daha doğru. O arkadaşlar zor bir durumdan geçiyor, çok büyük sıkıntılar yaşadılar şeklinde açıklama yapılabilir.
'Çocuklara tavsiye değil, empati yapmayı öğretin'
Öğretmenlerin öncesinde diğer öğrencilere sen böyle bir şey yaşamış olsaydın yeni bir sınıfa gitmiş olsaydın, okulun değişseydi yeni gittiğin sınıftaki arkadaşlarının sana nasıl davranmasını isterdin şeklinde empati yaptırılmalı gerekiyor. Çocuklar empati yaparak algılayabilir, tavsiyeyi çabuk unutur.'
Gökdoğan, ayrıca öğretmenlerin sınıfa ilk girdiklerinde dersten önce öğrenciler ile bağ kurarak depremi anlatmalarını öneriyor.
'Bu dönemde süreci iyi yönetmek, sevgiyle iyi bir eğitimci olduğunu gösterebilmek ve bağ kurarak bu süreci yönetmek dersten daha önemli. Çocuklar depreme maruz kalmamış olsa da, sınıfta depremle ilgili sürekli konuşmak istiyorlarsa bu noktada öğretmenlerin bunu çok fazla dramatize etmeden yönetmeleri lazım. Öğretmenlere önerim, arkadaşlar hepinizi tek tek dinlemek isterim ama zamanımız yeterli olmaz, bana duygu ve hissettiklerinizi yazmak isteyen varsa bunu yazabilir ya da resim çizerek bana verirseniz ben bunları tek tek okuyacağım` diyip bu şekilde duygularını paylaşmalarını isteyebilir. Sınıfta devamlı bunun konuşulması durumu daha da travmatize edebilir.' şeklinde tavsiyede bulundu. Gökdoğan, derste sürekli olarak ders vermek yerine dersin bir yerinde çocukları alıp ilginin azaldığını gördüklerinde aktivite yapmalarını da öneriyor. Hep birlikte okul bahçesine çıkıp ders orada devam etmek, sporla eğitimi birleştirmek gibi. Anda kalma`nın faydalarının daha etkili olabileceğinin altını çiziyor. Bu şekilde öğrenciler daha hızlı şekilde adapte olup odaklanırbilirler. Daha sonra sınıfa tekrar girip derse devam ederek oyun ve öğrenmeyi içiçe daha fazla kullanmak gerekiyor bu dönemde.