Atatürk Mahallesi’nde yaşayan 23 yıllık evli 3 çocuk annesi 40 yaşındaki Sibel Öztürk, 2 yıl önce yaşadığı İstanbul’da kızıyla birlikte alışverişe çıktı. Bir mağazanın vitrinlerinde satılan amigurumi ürünlerine parası yetmeyen Öztürk, çocuğunun istediği oyuncağı alamayınca kendisi yapmak istedi. Japon kültürünün bir parçası olan amigurumi bebeklerini yapmaya başlayan Öztürk, ardından bu işi ticarete dönüştürmeye karar verdi. Eşinin yardımıyla Çınarlık Mahallesi’nde işyeri açan ve ürünlerini satmaya başlayan Öztürk, bir yandan ailesiyle ilgilenirken, diğer taraftan ördüğü amigurumi ürünlerini satarak aile ekonomisine katkı sağlıyor.

“Çocuğuma pahalı diye alamadığım oyuncak beni meslek sahibi yaptı”

Zor da olsa amigurumi bebekleri yapmayı öğrendiğini belirten Öztürk, "İstanbul’da yaşadığımız dönemde 1 yaşındaki kızım ile birlikte alışveriş merkezine gittik. Mağazaların içini gezerken kızım stantlarda amigurumi oyuncaklarını gördü. Küçük bir anahtarlıklardan biraz daha ufaktı. Mağazaya sorduğumuzda 150 lira kadar civarındaydı. O zamanda pahalı olduğu için alamadım, eşime de söylemedim. Ardından hırs yaptım gerekli malzemeleri satın aldım. İlk zamanlar beceremedim ama sonradan başarmaya başladım. Çocuklarım da yaptıklarımı beğendi. Sonra annem Ünye Belediyesi’nin verdiği stantlarda el emeği çarşısı açtı. Orada ben de ürünlerimi kargoyla göndermeye başladım. 2 yıl İstanbul’dan anneme göndererek sattık. İstanbul’dan geldiğimizde 2 yıl da ben stant açtım. Sokakta biraz zor olduğu için işyeri açmaya karar verdim. Başladım ve çok şükür eşimin desteğiyle bu iş yerini açtık” dedi.

Bu işletmenin kazanları kuru fasulye duvarları tarih kokuyor Bu işletmenin kazanları kuru fasulye duvarları tarih kokuyor

“Kadınların ayaklarının üzerinde durması gerekiyor”

Ördüğü amigurumi bebeklerinin kendisine bir meslek ve ekonomik olarak kazanç sağladığını söyleyerek, kadınların ayaklarının üzerinde durması gerektiğini ifade eden Sibel Öztürk, “Bence kadınların çalışmasını çok önemli buluyorum. Eşim bana her şeyi yaptı ama insanın kendi cüzdanına giren gibisi olmuyor. Kadınların ayaklarının üzerinde durması çok önemli” diye konuştu.

“Eşim en büyük destekçim oldu”

İşyeri açarken en büyük destekçisinin eşi olduğunu belirten Öztürk, “Burayı açmaya karar verdiğimizde eşim Adana’da çalışıyordu. Eşime sorduğumda kendisine elektrikçi dükkanı değil, bana iş yeri açtı. Biraz tereddüt ettik ama eşim ve arkadaşlarım bu konuda bana destek çıktı. Başarmam için herkes olumlu karşıladı. Eşimin bu konudaki desteğini asla unutamam. En büyük destekçim o oldu” şeklinde konuştu.

Kaynak: iha