Kişi dünyada kimi severse, ahirette onunla beraberdir. Ahirette kiminle beraber olacağımızı merak ediyorsak, dünyada kimi sevdiğimize, kiminle beraber olduğumuza bakmalıyız. Çünkü ahirette de onunla beraber oluruz.
Silsile-i âliyye büyüklerinden Mazhar-ı Can-ı Canan hazretlerinin bir talebesine, birisi der ki:
Görüştüğüm kimseler 'Hocanız bu edepli, terbiyeli çocukları nerden buluyor?' diye soruyorlar. Ben de merak ediyorum. Hepiniz çok terbiyeli ve edeplisiniz. Hocanız sizi nerden buluyor böyle?
O talebe de gülümseyerek şöyle cevap vermiş:
Bu, çeşmeden içilen suya ve alınan gıdaya bağlıdır. Bu çeşmeden içen edepli olur. İnsan, aldığı havaya, içtiği suya ve beslendiği gıdaya göre yetişir. Bu, ihlâs çeşmesidir, yani her şeyimiz Allah içindir. Onun kullarına iyilik etmek içindir. Dünya ve ahiret saadetlerine kavuşmaları içindir. Derdimiz, bir kişinin daha yanmaktan kurtulmasıdır. Müslüman, tatlı dilli, güler yüzlü olur. Müslüman edepli olur. Bize bunları hep hocamız öğretti. Bizde gördüğünüz her iyilik hep hocamızdan geliyor, yoksa biz diğer insanlardan beter olurduk.
Şu örnek, belki maksadı daha iyi anlatır: Mübarek bir zat, abdest almak için bir çeşmeye gitmiş, tam abdest alırken, avucunun içine çamur düşmüş. 'Bu, temiz bir çeşme, burada çamur ne gezer?' demiş. Çamuru koklamış, mis gibi... Çamura 'Sen neden böyle kokuyorsun? Çamur her yerde çamurdur. Sende bir özellik var, niye kokuyorsun?' demiş. Çamur da 'Ben vallahi, billahi çamurum. Yani çamurluğumda hiçşüphe yok. Ama ben öyle bir çamurum ki, benim bulunduğum yere gül ağacı diktiler. O gülün yaprakları üzerime düştü. Yağmur yağdı. O yapraklar benimle karıştı. Dolayısıyla ben şimdi, mis gibi gül kokarım, ama gül ağacından dolayı, çamurluktan dolayı değil. Ben yine çamurum, ama gül kokulu çamurum.' demiş.
Sağlıklı günler;