Çam kozalağını okumak

Abone Ol

Çam kozalağına bakmak, gökkuşağına hayran olmak kadar heyecan verici, uçurtmaya dokunmak kadar keyifli iken insanın esin kaynaklarındandır.

Hayat, Babil’in Asma Bahçeleri gibi kat kat ilerliyor. Katmanlar halinde yükseliyoruz. Gelişimin gerisinde kalıyor ve tercihlerimizi yönetemiyorsak aynı noktada kalıyor ve düşüyoruz.

Bir kattan diğer kata çevremizdeki insanların inançları, zevkleri, zekâları, bilgileri, görgüleri ile donanıp yükseliyoruz. Gelişiyor, birikim sahibi oluyoruz. Şefkatli insana denk gelirsek vicdanımız genişliyor. Durup seyrettiğimiz kat, birlikte yol yürüdüğümüz bize eşlik eden insanların da hayatı, bir nebze çevremizin hayatını izliyoruz kendi hayatımızı izlerken. Kiminle yol yürüneceği, kiminle çalışılacağı ve kimin kalbine yakışacağını bilmek, tercihlerimizi doğru yönetmek çok kıymetli.

Çam kozalağını okumak; katmanları temelde aileden başlamak üzere, hayatı paylaştığımız insanları, birliği çağrıştırıyor. Olumsuz hava koşullarında tohumlarını korumak için sımsıkı kapanan pullar gibi sıkıntı, zorluklar karşısında birbirine sımsıkı sarılan aile fertleri, dostluklar, milletler çam ağacı gibi herdem yeşil ve güçlü kalabiliyor.

Kozalak, bir taraftan Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi piramidine benziyor. İnsan bütün katmanları birer birer aşınca kendini gerçekleştirmiş oluyor mu?  Bir şeyler eksik mi kalıyor, ne kadar çok olsa da hiç yokmuş gibi hissettiği boşluk vakitleri oluyor mu? Olumsuz koşullarda sıkıca hayata tutunma gücünü bulabiliyor mu? En büyük ihtiyacımız nedir? Takdir edersiniz ki,  bağlanmak, inanmak, dua etmek çok büyük bir güç kaynağı.

Yağmurlu günler başlıyorken, dökülmüş çam kozalaklarının nasıl göründüğüne dikkat çekmek istiyorum. Yağmurlu havalarda, güneşli günlerde olduğundan farklıdır. Hava durumuna göre çam kozalaklarının da şekli değişebilir. Güneşli bir günde kozalaklar açık iken, nemli havalarda kapalı hâlde durur.

Bir kozalağın kesitini çok yakından inceleyince pullarını, pullar arasında yer alan tohumlarını görürüz. Tohumlar bu pulların altında hayat bulur, büyür, olumsuz çevre koşullarından korunur. Hayat sahibi  ‘Hay’ olan Rabb’imizin tecellisidir. Hava çok soğuk ve nemli olduğunda, koşullar yeni tohumların büyümesi için elverişli olmadığından kozalağın pulları sıkıca kapanır. Havanın kuru olduğu ve tohumların rüzgârla taşınabildiği koşullarda ise kozalakların pulları açılır ve tohumların yayılması için fırsat oluşur.

Kozalak, katmanları, kendini koruma yöntemleri ile ona her baktığımızda, dokunduğumuzda büyük sistemi gösterir. Kâinatı okuruz, birçok şey öğreniriz, esin kaynağımız olur. Tabiat ile insan arasındaki bağ güçlü olmak zorundadır. Çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya bırakmak için, makineleşmek uğruna feda ettiğimiz tabiatın parçası, çam kozalakları ile tanıştırmak, korumayı öğretmek, teknolojiye duyulan hayranlıktan çok daha önemlidir.