Bosnalı münevverlerden Gazze için ortak ses: Acilen ateşkes, derhal barış! 

Abone Ol

Bosna Hersek’te 30 yıl önce hür dünyanın gözleri önünde gerçekleştirilen Sırp mezaliminin canlı şâhitleri Bosnalı münevverlerle İsrail’in Gazze soykırımını teşrih masasına yatırdık. Öne çıkan mesaj: Acilen ateşkes, derhal barış! 

Bosna’nın önde gelen sanatçılarından, halı ve kilim ustası Amila Smajović’e, Bosna mücahitlerinden hattat İzudin Draković’e ve Hersek Nevada Kantonu Hukuk Müşaviri Dr. Senad Hasanagić’e teşekkür ediyorum.

Bütün maskeler düştü!

Amila Smajović 

Halı ve Kilim Sanatkârı

İbrahim Ethem Bey, Saraybosna’daki atölyemde size rûberû anlattığım üzere ailemle birlikte Bosna Hersek'teki korkunç savaştan sağ kurtulduk. Sırpların kuşatması sırasında bizzat Saraybosna'daydık. Masum vatandaşların ve çocukların öldürülmesine tanık olduk. Her gün bombardımana maruz kalıyorduk, yiyeceğimiz, suyumuz, elektriğimiz yoktu... 

Dünyanın, acılarımızı dindireceğine inanıyorduk!

O zamanlar dünyanın, hainleri durduracağına, acılarımızı dindireceğine inanıyorduk. Dünyanın dört bir yanında şehirlerin sokaklarında protesto yapanların büyük mânevî desteklerine rağmen acımız ne yazık ki uzun süre devam etti. Savaşın bitiminden bu yana bu kadar yıl geçmesine rağmen bir türlü yerini bulamayan adalete içtenlikle inandık!

Gazze’de soykırıma tanıklık ediyoruz!

Gazze’de de durum maalesef aynı. Bugün Gazze'nin korkunç yıkımına, çocukların, kadınların, yaşlıların öldürülmesine... ve zulme, etnik temizliğe, soykırıma tanık oluyoruz... Dünyanın büyük siyasi aktörleri, İsrail’e yıkımı ve öldürmeyi kıyamete kadar sürdürmesi konusunda destek verdi. Filistin halkının tamamen yok edilmesi söz konusu. Aynen Bosna örnekliğinde olduğu gibi dünyanın büyük şehirlerinin sokakları bu korkunç savaşa karşı protestolarla dolu olsa da İsrail'i durduracak bir siyasi irade maalesef yok. Bu ne kadar korkunç bir siyasi ikiyüzlülüktür ve iyi insanların bu kötülüğü durdurma konusundaki acizliği ne kadar acı vericidir. 

Gazze’de iki milyondan fazla insan yaşıyor. İnsani yardım ve destek konvoyları yeterli değil. İsrail ordusunu kim durduracak? Kimseden korkmuyorlar, ne Allah'tan ne de insanlardan! Maalesef bu kanı durdurabilecek kapasiteye sahip tek bir dünya örgütü yok.

Gazze’ye kim müdahale edecek?

Bosna'da, Srebrenica'da soykırım yaşandı ve NATO güçleri müdahale etti. Gazze'ye kim müdahale edecek? İslam uleması nerede? Müslüman ülkeler parçalanmış, kendi aralarında kavga ediyor. Bizleri en çok şaşırtan ve yaralayan da bu. 

Gazze’ye, Filistinlilere yönelik yapılmakta olanlar Müslümanlara yönelik en büyük katliamdır. Müslümanların kutsal mekânı Mescid-i Aksa'ya yapılan bu saldırılar kimin umurunda! Heyhat! Aldanmayalım. Bu doğrudan Müslüman toplumuna yapılan bir saldırıdır... 

Yarın çok geç olacak!

İbrahim Ethem Bey, “Çözüm nedir?” diye soruyorsunuz? Gazze şu anda yanıyor... O insanlara acil çözüm lazım... İsrail’in yıkımını ve katliamını DERHAL durdurmalıyız... İslam ülkeleri ACİL inisiyatif alıp savaşı durdurmak için çözüm bulmalı. Çünkü yarın zaten çok geç olacak! Bizler, kardeşleri olarak Filistinlileri düşünüyor ve dua ediyor, aziz Allah'ın onlara kolaylık göstermesini ve onları koruması altına almasını diliyoruz. Ve herkesin canlı yayınlarla şâhit olduğu bu korkunç cinayetlerden sonra dünyanın bir daha asla eskisi gibiolmayacağını düşünüyorum. 

Bütün maskeler düştü!

Bütün maskeler düştü! Dünyadaki demokratik güçler, ne kadar modern örgütlenmiş olursa olsun, tüm zayıflıklarını ve acizliklerini gösterdiler! Dünyanın büyük bir uygarlık RESET'ine ihtiyacı var. Filistin halkına reva görülen katliamlar için utanıyorum ve ağlıyorum sadece. Çünkü onlara nasıl yardım edeceğimi bilmiyorum!

Filistinli kardeşlerimiz! Savaşın acılarını yaşamış pek çok Bosnalı da sizler için de nefes alıyor! Ve haydi, haydi ayağa kalkınız lütfen!

Filistin'de olup bitenler dünyanın geri kalanının umurunda değil!

İzudin Draković

Hüsn-i Hat Sanatkârı

Filistin’deki acı günden güne artıyor. Birçok ülkede olduğu gibi Bosna Hersek'te de Filistin halkına destek için protestolar düzenleniyor.

Maalesef biz ve ülkemiz çok fazla bir şey yapamıyoruz ama en azından Filistin'deki kardeşlerimize yardım etmek için elimizden geldiğince kınayabilir ve örgütlenebiliriz. Yakın zamanda önce kutlu beldelerimiz Mekke ve Medine'deydim. Orada fark ettim ki Filistin'de olup bitenler dünyanın geri kalanının umurunda değil.

Filistin halkına dua edenlerin olduğundan eminim. Bununla birlikte hem İslam devletlerinin, Müslüman ülkelerin hem de çok sayıda Müslümanın, Filistin’de akmakta olan kanın acilin durulmasına yönelik hiçbir düşüncesi, eylem planı yok! Müslüman halklar bir yandan bu dünyanın nimetlerinden yararlanmaya devam ederken diğer bir yandan da Siyonist marka ve ürünlere büyük paralar harcayarak düşmanımıza öyle ya da böyle destek veriyor.

Günümüz Müslümanlarının en büyük sorununun cehalet, dünyalık elde etme ve zenginlik hırsı olduğunu düşünüyorum. Allah Filistinli kardeşlerimizin yardımcısı olsun. Âmin.

Filistin Meselesi

Senad Hasanagić

Hersek Neretva Kantonu Hukuk Müşaviri

İsrail’in Gazze’ye son saldırısı uluslararası hukukta öngörülen ve evrensel değerlere karşı olan bütün ihlâl unsurlarını içeriyor. Ancak, başta ABD olmak üzere Batı ülkeleri İsrail’in saldırılarını kınamıyor, bazıları ise buna açık destek veriyor. Bu şimdiye kadar da birçokdefa yapıldı, ama bu defa şiddet, yıkım ve masum insanların kanının dökülmesi, Filistinlerin kendi ülkelerinden sürülmesi önerileri böyle bir boyuta vardı ki uluslararası hukukun, evrensel değerlerin, dünya düzenin bir manası kalmadı.

Bosna’da da aynı durum yaşandı. Bosna soykırımında uluslararası topluluk ikiyüzlülüğünü gösterdi. Silah ambargosun kurbana karşı kullanıldı. Tarih tekerrür ediyor. Gazze’deki saldırılar behemehâl kınanmaz, İsrail’e verilen kayıtsız şartsız destekler devam ederseuluslararası düzen ve Birleşmiş Milletler anlamını tamamen yitirecek. Bir hüküm cümlesi kuralım:  Filistin, Gazze katliamlarıyla başlayan süreçte bütün dünya değişecek.

Filistin, Bosna örnekliğinden yola çıkarak başarılı olabilir. Gruplar arası çekişme sonlandırılmalıdır. Hamas, Hizbullah ve diğer gruplar İsrail’e karşı birleşerek bağımsız, güçlü bir Filistin devleti kurulmalıdır. Filistin devleti bu parçalanmış haliyle önüne çıkan problemlere ve krizlere cevap veremiyor.

Bosna Hersek’in acı savaş tecrübesinden ilhamla Filistin’de hemen etkili, toplumun bütünunsurlarının bir çatı altından kumanda edildiği fonksiyonel bir hükümet tesis edilmeli; devletin ordusu, başkumandanı, askerî birlikleri, polis teşkilatı, bakanlıkları ve imar birimleri müesses kılınmalıdır. Filistin’de herkesin devletin ilan edeceği seferberliğe katılması sağlanmalıdır. Bu süreçte yaşlılar, çocuklar, kadınlar ve hastalar dışında herkesin askerî bir görevi. Savunma sorumluluğu olmalıdır. 

Filistin’in bir ordu kumandanı, bir devlet ordusu, bir karargâhı, dünyanın önüne çıkacak bir sesi olmalı. Sırp katliamlarının yaşandığı 30 yıl önceki süreçte Bosna’da devlet yerine farklı farklı gruplar olsaydı büyük ihtimalle ne devlet, ne de Boşnaklar ayakta kalabilirdi. Filistin bunu sağlayamazsa durum çok maalesef daha da kötüye gidecek.

Arap ülkelerinin hükümetleri -büyük ihtimalle- Filistinler için şimdiye kadar yaptıklarındandaha fazla bir şey yapmayacak. Onların Batı ile bağlantıları ve menfaatleri o kadar çok ve büyük ki Filistinliler uğruna bu bağlantıları bozmaya niyetli değiller!

Filistinli Müslümanlar mevcut hükümete o kadar kızgın ki hükümeti devirmekle tehdit ediyor. Bu durumdaki hükümetten ne beklenebilir ki! 

Müslümanlar arasında bu dünyaya sevgi ve kendi konfor ve güvenlik alanını bozmak istememe durumu o kadar yaygın ki. İsrail tüm bu olup bitenleri dikkatli bir şekilde takip ediyor, buna göre pozisyon alıyor. Yaptığı tüm soykırım, sergilediği insanlık suçu ve soykırımlara rağmen Müslümanların, geniş kitlelerin ayağa kalkmadığını gören İsrail bildiğini okumaya devam ediyor. Kısacası, Ümmet-i Muhammed’in çoğu hâlâuyuyor.​

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşmasında Batı’nın tutumunu Haçlı Seferi’ne benzetti. Gazze hadisesinde dini boyut kaçınılmazdır. Olaylara bu boyutu kazandıran ve katliama Haçlı rengini katan önemli unsurlar maalesef hür dünya nezdinde görmezden geliniyor. Bu noktada cephenin en ön safında ABD’deki Evangelistler yer alıyor. Bunlar arasında eski başkanlar, en zengin aileler, çok etkili siyasetçiler, kısacası çok güçlü ve etkili bir din grubu yer alıyor. Bu güruhun mensubu ABD’nin eski başkanı George Bush zaten 11 Eylül’den sonra yeni bir haçlı seferin başladığını açıkça ifade etmişti. Onların inancına göre Armagedon, yani ‘son büyük savaş’ yaklaşıyor. Armagedon ‘mit’inde bütün Yahudiler Hristiyanlığı kabul edecekler, Müslümanlar ise ‘inkârcı millet’ olduğundan mahvolacak! Bunun için ilk önce Filistin sahasında Yahudilerin galibiyeti sağlanmalı! Bu Evangelistler ‘beklenen olaylar’ın gerçekleşmesi için ABD’de İsrail lehine hareket ederken, Gazze’de ve Filistin’in diğer şehirlerinde ayaklar altına alınan, toprağa gömüler insan yaşamı, hak ve hürriyetini görmezden geliyor. ABD’nin şartsız koşulsuz İsrail’i desteklemesinde bunların rolü çok önemli. Filistin ve Gazze katliamıyla ilgili bütün analizlerde bu grubun etkisi gözden kaçırılmamalıdır.

Allah Filistinlilerin, Müslümanların yâr ve yardımcısı olsun Âmin. ​​

Hâmiş: Senad Hasanagić ile 31 yıl önce Hayrabolu Bosna Hersek misafirhanesinde tanışmıştık. Kıymetli eşi Fatma Hanım ve kızları Emina ile birlikte Bosna’dan savaş muhaciri olarak memleketimize gelmişlerdi. Babam ile birlikte zaman zaman ziyaretlerine gider, öznesinde ‘Bosna, Aliya ve suyun öte tarafı’ olan sohbetler ederdik. 

Entelektüel bir şahsiyet olan Senad Hasanagić Hayrabolu’da kaldığı süre içerisinde boş durmadı. Bir fırında şoförlük yaparak köylere, mahallelere ekmek dağıttı. Mezkûr tarihte eşi Fatma Hanım 30 yaşındaydı kızı Emina ise 4 aylık bir bebekti. Oğlu Harun ise 4 yaşındaydı.

Hasanagić Ailesi ve Hayrabolu’nun diğer Boşnak misafirleri ilerleyen zamanlarda Kırklareli Gazi Osman Paşa Misafirhanesi’nde konaklamaya başladılar. Babamla birlikte aileyi zaman zaman burada da ziyarete giderdik. Senad Hasanagić Kırklareli’nde de hizmet etti,Boşnak çocukları için misafirhanede tesis edilen lisede yöneticilik yaptı. 

Dayton anlaşmasından sonra memleketlerine Mostar’a dönen Hasanagić Ailesi’yle irtibatımızı devam ettirdik. Eşim Özlem Hanımla birlikte dedemin memleketi Bosna’da, Mostar’da ziyaretlerine gittik. Bu kez suyun öte tarafında Hayrabolu’yu, merhum babamı, gurbetliği, insan olmayı ve insan kalmayı konuştuk. 

Dr. Senad, şimdiki zamanda Hersek Nevada Kantonu Hukuk Müşaviri, eşi Fatma Hanım, Mostar Vergi Dairesi’nde çalışıyor, kızı Emina, Bilkent Üniversitesi`nde araştırma görevlisi, oğlu Harun ise Ankara Üniversitesi’nde uluslararası hukuk alanında yüksek lisans yaptı. Babam Hasan Gören ise Hayrabolu asrî mezarlığında basübadelmevti bekliyor. Cümle geçmişlerimizin ve dahi Gazzeli şehitlerin ervahına Fatihalar okuyalım.