Esad, başlangıçta Suriye’yi yönetecek kişi olarak düşünülmüyordu. Ancak ağabeyi Basil’in 1994 yılında Şam yakınlarında geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetmesi, Beşar Esad’ın kaderini değiştirdi. O dönemde Londra’da göz hastalıkları uzmanlığı eğitimi alan genç Beşar, ailesinin isteği üzerine ülkeye geri çağrıldı ve hızla liderlik için hazırlanması gereken bir varis haline geldi.
HAFIZ ESAD'IN MİRASI VE BEŞAR'IN ÇOCUKLUĞU
Beşar Esad, 1965 yılında Suriye’nin güçlü lideri Hafız Esad ve eşi Anisa Makluf’un çocuğu olarak dünyaya geldi. Esad ailesi, Suriye’deki dezavantajlı Alevi topluluğuna mensuptu. Aleviler, ülkede uzun yıllar süren eşitsizlikle mücadele ederken ordu ve devlet kademelerinde güç kazanmaya çalışıyordu. Hafız Esad, bu mücadelenin içinde, güçlü bir subay ve Baas Partisi’nin önde gelen isimlerinden biri olarak ortaya çıktı. 1971’de Suriye Cumhurbaşkanı olan Hafız Esad, ülkeyi demir yumrukla yönettiği 30 yıllık bir dönemin ardından 2000 yılında hayatını kaybetti.
LONDRA YILLARI VE BEKLENMEYEN DEĞİŞİM
Beşar Esad, babasının aksine tıptan yana bir kariyer seçmiş ve Şam Üniversitesi’nde tıp eğitiminin ardından Londra’da göz hastalıkları üzerine uzmanlık yapmaya başlamıştı. Londra’da, Batı kültürüne ilgi duyduğu bir yaşam sürerken, gelecekteki eşi Esma el-Ahras ile tanıştı. İngiltere’deki bu yıllar, Beşar’ın hayatındaki en huzurlu dönemlerden biri oldu. Ancak ağabeyi Basil’in trajik ölümü, Beşar’ın yaşamını kökünden değiştirdi.
Ağabeyinin ölümü üzerine Suriye’ye dönen Beşar Esad, orduya katıldı ve liderlik için hazırlıklara başladı. Babasının ölümünün ardından anayasa hızla değiştirildi ve Beşar, 34 yaşında Suriye’nin yeni cumhurbaşkanı oldu.
UMUTLARDAN OTORİTER YÖNETİME
Beşar Esad’ın liderlik döneminin başında reform ve açıklık vaadinde bulunması, Suriye halkında büyük umutlar doğurdu. Bu döneme “Şam Baharı” adı verildi; ifade özgürlüğü ve siyasi tartışmalar kısmen serbest bırakıldı. Ancak bu özgürlük ortamı kısa sürdü ve 2001 itibarıyla muhaliflere yönelik baskılar yeniden başladı.
Esad, sınırlı ekonomik reformlarla özel sektörü teşvik etse de, kuzeni Rami Makluf’un kontrolündeki ekonomik imparatorluk, ülkedeki eşitsizlikleri derinleştirdi. 2003’teki Irak Savaşı ve 2005’te Lübnan Başbakanı Refik Hariri’nin öldürülmesi, Esad yönetimini uluslararası baskılara maruz bıraktı. Suriye’nin Lübnan’daki askeri varlığı sonlandırılırken, Batılı ülkelerle ilişkiler hızla bozuldu.
ARAP BAHARI VE İÇ SAVAŞ
2011 yılında Arap Baharı’nın etkisiyle Suriye’de başlayan protestolar, kısa sürede ülkeyi sarsan bir iç savaşa dönüştü. Esad yönetimi, göstericilere yönelik şiddetli baskılarla uluslararası toplumun tepkisini çekti. Çatışmalar hızla mezhepsel bir boyut kazandı ve Suriye, farklı güçlerin müdahalesiyle bir vekalet savaşına sahne oldu.
2015’te Esad rejimi zayıflama belirtileri gösterirken, Rusya’nın askeri desteği rejimin ayakta kalmasını sağladı. Buna rağmen, ülke büyük bir insani krize sürüklendi ve yüz binlerce insan hayatını kaybetti, milyonlarca kişi ise evlerini terk etmek zorunda kaldı.
8 Aralık Kasım 2024 tarihinde rejim karşıtı muhaliflerin Şam’ı ele geçirmesiyle Esad’ın diktatörlüğü de sona erdi. Ailesiyle Rusya’ya giden Esad’a Moskova sığınma hakkı talep etti.