Bu gün size çok değerli bir kültür işçisi, halk bilimci, eğitimci bir büyüğümüzden söz edeceğim.
O bir yörük çocuğu. Mersin in Mut ilçesinden. Çatalharman köyünden. Kendi ifadesi ile 'Küçük Hacıahmetli'den.
Kendi doğup büyüdüğü toprakların insanına, kültürüne, değerlerine, gelenek ve göreneklerine, ananesine, tabiatına sevdalı, halk kültürü aşığı birisidir o.
Kimdir bu bilge  insan?
Emekli Öğretmen Salih Aydın.
Öncelikle o bir şehit babası.  4 Ağustos 2021 günü Kahramanmaraş`ta orman yangınına müdahale esnasında düşen uçakta şehit olan Orman Mühendisi Oğuz Avşar Aydın`ın babası. 
Belki hatırlayanlar olacaktır. Şehit olan oğlunun cenaze merasiminde başsağlığı için telefon ile arayan devlet büyüklerimize teşekkür ederek, 'Çok sağ olun efendim. Bugün, vatanın kara bağrına bir yiğit daha yolladık.' ifadelerini kullanmıştı. 
Vatanın kara bağrına bir yiğit yollayan acılı ama vakur bir babadır o.
Bu günlerde 83 yaşında olan Salih Aydın, öncelikle emekli bir öğretmen. Fransızca öğretmeni olarak başlayan meslek hayatına İngilizce öğretmeni olarak devam ettirmiş. 'Bir sınıfın Fransızca dersine girerken diğer sınıfın İngilizce dersine girerdim' der. 
Öğretmenliğe giden yolculuğu da oldukça zorlu ve çileli olmuş aslında. Kendi köyünden belki de ilk okuyanlardan birisi olduğu için kendi yolunu kendisi çizmiş. Önünde örnek alacağı birisi olmadığı için çok zorlanmış anlaşılan. Çocukluğunda okul görmeyen, oğlak çobanlığı yapan Salih Aydın, oldukça ileri bir yaşta tamamen kendi iradesi ile okumaya karar verir ve düşer okul yollarına. Onun okuma azmi ve kararlılığı gerçekten takdir edilesi bir özellik. 'Defterim dağlardaki tandır taşlar, kalemim de bıçağın burnu idi benim' diyor bir söyleşisinde. 
1985 yılında çalıştığı ilçe olan Mut`ta yılın öğretmeni seçilen, öğretmenlik hayatına onlarca başarı ve ödül sığdıran Salih Aydın yüzlerce belki de binlerce öğrencinin yetişmesine katkı sağladıktan sonra 1996 yılında çok sevdiği öğretmenlikten arkadaşlarının da ısrarı ile emekli olur. Onun eğitime ve öğrencilere bakış açısını şu sözlerinden anlayabiliriz: 'Çocuklar, benim dikili bir kaysı ağacım yok, benim fidanlarım sizlersiniz, ben sizlerle övünüyorum, sizlerle gurur duyuyorum.'  
Ömrünü öğrencilerine ve yörük kültürü üzerine araştırmalarına vakfetmiş diyebiliriz Salih Aydın için. 
Özellikle emekli olduktan sonra kendisini tamamen halk kültürü araştırmalarına adamış. 
Onun öğretmenlik hayatı, eğitimci kişiliği başlı başına ayrı bir yazı konusu olabilir. Biz şimdilik eğitimci yönüne dair bu bilgilerle iktifa edelim isterseniz. Asıl üzerinden durmak istediğim konu, Salih Aydın ın halk kültürü araştırmacılığı  olacaktır. Onun bitmek tükenmek bilmeyen yörük kültürü araştırmaları olacaktır. Salih hoca, sürekli bir araştırma  peşindedir. Kendisi de bir yörük çocuğu olan Salih Aydın özellikle yörük kültürü ve Toroslar üzerine çalışmalarını yoğunlaştırır.
Yakın zamanda kendisini bir dostumla ziyarete gittiğimde hal hatırdan sonra arkadaşımın dedesinin ismini sordu. Arkadaşım da dedesinin adının Sırrı (Koca Sırrı) olduğunu söyleyince  hemen dedesinin kardeşlerinin isimlerini sayıverdi. Bu olay karşısında şaşkınlığımı gizleyemedim. 'Bu yaşta ne kadar berrak bir zihni var' diye düşündüm. Hâlbuki  Salih Aydın bunun çok daha ötesinde derin bilgilere sahip, yakın köylerde yaşayan yüzlerce insanın soy ağacını tek tek sayabilen, yüce gönüllü bir bilge insanmış meğer. 
Şekil 1-Salih Aydın (Yerde Oturan), Adem Keven, Abdullah Keven, Sırrı Çetin Çelik
Yakın çevresindeki insanların soy ağaçlarını, coğrafi yer isimlerini, halk efsanelerini, masalları araştırıp yazmış yıllarca. Deyişler, atasözleri, deyimler, isimler, soy adlar, tekerlemeler, sayışmalar, geleneksel oyunlar,  onun başlıca ilgi alanlarıdır.
Dosyalar dolusu bilgi derlemiştir. 'Sol elimde defter, sağ elimde kalem, devamlı yazıyorum' diyor. 'Boş zamanım yok. Baş ucumda cep feneri, yanı başımda defter, kalem devamlı durur. Aklıma bir şey geldiği an yazıyorum, onu asla ertelemiyorum, sabaha kalırsa kesin unuturum' diyor.
Her konuya dair dosyalar tutmuş Salih hocamız. Kütüphanesi boy boy dosyalarla dolu.
'Beni hayran eden yörük kültürü ve Mut`un 104 köyünün dosyası var elimde. Köylerin kuruluş hikayeleri, tarihi, Oğuzların hangi boyundan geldikleri, mübadele olaylarını araştırdım. Öyle bilgilere ulaştım ki ben bile kendime hayran oluyorum.' diyor.
'Hangi köyden hangi savaşta kimler şehit ve gazi olmuş, tek tek yazdım.
İlçemizdeki Ermeniler, Rumlar Adım adım, karış karış Toroslar Oymak oymak, oba oba yörükler
Coğrafi terimler: boğazlar, bucaklar, senirler, kuyular, inler, tepeler, dölekler, düzler, meydanlar, tahtalar, taşlar, dereler, salmalar, korumlar, kapızlar(küçük kanyonlar), özler Dağlarda adı var, kendi yok mahluklar Kayıp köyler Yaşayan insanlar Gelenekler, görenekler, ürüsümler(töre) Yörük kültüründen bu güne yansıyan atasözleri, deyimler... Gözüm yumulmadan bu çalışmalarımın kitap haline gelmesidir en büyük arzum' diyor Salih Aydın.
'Bunca çalışmanın heba olmasından korkuyorum, bunlarla bir soba tutuşturulmasından korkuyorum' diyor.
Çok orjinal atasözleri derlemiş bir yandan da. Örnek olarak şu atasözlerini yazabiliriz.
'Misafirlikte ev sahibinin kaşığına bakma, kaşına bak.'
'Yörüklerin kapısı sürekli açık, sofrası daima serik olur.'
'Açkoynunu gireyim demektense açık koyna girmek daha yeğdir.'
Salih Aydın bizim için, yörükler için,  Mut için, Mersin için ve  ülkemiz için çok kıymetli bir değerdir. Yaşayan bir insan hazinemizdir. Bir bilgedir. Yörüklerin aksakallısıdır. Ona sahip çıkmalıyız. Onun birikimlerinden istifade etmeliyiz. Dizlerinin dibine çöküp onu dinlemeliyiz. Söylediklerini yazmalıyız. Bir ekip tarafından hocamızın dosyaları acilen dijital sistemlere aktarılmalı ve  araştırmacıların, ilgililerin istifadesine sunulmalıdır.  
Bu konuda Mut Belediyesini, Mut Kaymakamlığını, Kültür ve Turizm Bakanlığımızı göreve davet ediyoruz.
Acilen kitaplaştırma çalışmalarına başlamak ve hızlandırmak gerekir.
Tek korkum bu bilgilerin kalıcı eserlere dönüşememesidir. Umarım en kısa zamanda Salih Aydın hocamızın eserleri okurla buluşur.
Salih Aydın ile ilgili daha çok söyleşiler, röportajlar, programlar yapılmalıdır. 
Benim de büyük bir keyifle dinlemiş olduğum ve yararlandığım Merve Kılınçın hazırlamış olduğu 'Yıllar ve Yollar'  programında Salih Aydın iyi ki konuk olarak alınmış. Programı dinlemenizi öneririm. Linkini aşağıya bırakıyorum.
Böylesine büyük değerlerimiz olduğu için kendimizi şanlı görmeliyiz ve bu değerlerin kıymetini bilmeliyiz. Daha da önemlisi verdiğimiz değeri, önemi kendilerine hissettirmeliyiz. Salih Aydınlar kolay yetişmiyor.
https://youtu.be/TeE3Re_U5Ag
#mutajans
#salihaydın