Osmanlıda toplumsal hayat da din kurallarıyla çevrelenmişti' diyor bir ansiklopedi. Hem de ahım şahım bir ansiklopedi. Fransız kökenli olduğu halde, Türkiye`de yayınlanırken Osmanlı kültürü ile yerlileştirmeye önem verilmiş, ciddî bir ekip çalışması ortaya konulmuştur. Hiçbilmediğimiz bir Osmanlı bilgini sıcak bir şekilde karşımıza çıkıverir. Bugün o şehirde yaşayanların hiçmi hiçhaberli olmadığı bir şair, bir ârif, bir müfessir, bir fıkıh âliminin kısa da olsa hayatı vardır.
Yine de ansiklopedi çok yönlü olmakla özübir olmayı birlikte kotaramamıştır.
Elbette bu öyle bir kolay iş olarak görülemez. Özübir olmak dedim, Türk toplumunun kendine mahsus tarihî toplumsal meselelerinin karmaşıklığı, bana böyle sözlüklerde olmayan bir bileşik kelimeyi ilham etti. Bu yazıyı yazarken.
Bir İngiliz ansiklopedisi öz bakımından Türkiye`de yapılan bir ansiklopediye göre daha rahat, fikir özgürlüğü bakımından daha güvenlidir.
İngiltere`de toplumun bin yıllık kültür ve edebiyat hayatına gerçekten önem verilir.
Almanya şunun şurasında ikiyüzelli yıldır bütünleşmiş bir siyasal yapı içerisinde, şair-felsefe adamları büyük müzisyenlerinin üstüne titriyorlar.
1789`da kanlı bir ihtilâl oldu, şiddetli Fransız devrimi halen devam ediyor.
Fransız devrimi Türkiye`de devam ediyor. Mısır`da devam ediyor.
Şu: 'Osmanlı`da toplumsal hayat da din kurallarıyla çevrelenmişti.' hüküm-cümlesi gençkuşaklar için yararı, zararı belli bir kaygıya tabi tutulur gibi geliyor bana. Yani bu çok tek taraflı bir düşünüşten doğmuş bir ansiklopedi cümlesidir. Fransa`da, laiklik ilkesinin asıl yükselişinin Fransız devrimi ile yaşandığı Fransa`da fikir ortamı o kadar tenha olmamıştır.
Bizde Tanzimat`dan bu yana yerli fikir hatta yerli öz, itilmektedir.
Fransa`da toplumda, insan tekinde laik eğilim diyebileceğimiz özsemelerin, geleneksel Frank hayatındaki özsemeyle aksi yönde olması, 1789`daki ihtilâlin bir sed çekmesinin intac etmiyor. Çünkü Fransız entellektüel varlığı bunu tarihî -kültürel bakımdan' göze alamazdı. 1789 öncesi kültür felsefe, edebiyat inkâr edilememiştir.
Bir yerde, Türkiye, Fransız devriminin Fransa`da ulusal risk demek olan özsemelerinin çekimine kapılmış gibidir.
Analojik olarak, Türkiye`de 20. yüzyıl şiirinden de yakınılmış sayılır ansiklopedi cümlesinde. Birebir varsayacağım:
'Osmanlı`da edebiyat hayatı da din kurallarıyla çevrelenmişti', 'Osmanlı`da resim sanatı da din kurallarıyla çevrelenmişti', 'Osmanlı da musiki hayatı da din kurallarıyla çevrelenmişti', 'Osmanlı da mimarlık hayatı da din kurallarıyla çervelenmişti'... derece derece devam edebilir. Modern Türkiye`de sinema neden bir türlü doğamadı? Orhan Veli şiirinin asıl yönü nedir?
Günümüzde, Medya edebiyat ve düşünceyi Sanatı sigaya çekme halinde değil mi?
Giderek, 'hayat din kurallarıyla çevrelenmişti'ye çıkar bu.