Düşünce ve eylem özgürlüğünün, ileri boyutlara ulaştığı ülkelerde, üretkenlikle birlikte özgünlükte, büyük patlamaların yolu, sonuna kadar açılır. Dünyanın düşünce üretme merkezlerinin başında, Kaliforniya’daki Silikon Vadisi gelir. Vadi şirketleri teknolojide olduğu kadar, yönetimde öncü ve örnek çalışmalarıyla tanınırlar.
Malezya başta olmak üzere, dünyada her ülke kendi Silikon Vadisini kurmak için, büyük yatırımlar yapmaktadır. Kaliforniya’daki Silikon Vadisi’nin temelleri, Stanford Üniversitesinin öğretim üyelerinden Fred Terman’nın özendirmesiyle, 1938’de iki öğrencisi Bill Hewlett ve David Packard tarafından atılmıştır. Onların elektronik ölçü cihazı ürettikleri garajı, San Fransisco’ya gidenlerin, görmeden gelmedikleri, Silikon Vadisinin doğum yeri olarak bilinmektedir.
Dünyadaki gelişmeleri çok yakından izleyen İsveç, Stockholm’ün denize açık bir bölgesinde, kendi Silikon Vadisi Bilim Şehiri Kista’yı kurmuştur. Bunun için İsveç bilgisayar alanında, Avrupa’da önde gelen ülkelerin başında gelmektedir. Kista dünyada Silikon Vadisini örnek alarak kurulan, bilim ve teknoloji merkezleri arasında ikinci sıradadır. Biri İsveç’in, biri de Finlandiya’nın bayrağını taşıyan, Ericksson ve Nokia, haberleşme ve iletişim alanında, iki dünya gücüdür.
Kista yüzlerce teknoloji şirketi, araştırma enstitüleri, eğitim kurumları ve ticaret merkezleriyle, İskandinav ülkelerinin teknoloji şehiridir. Silikon Vadisi gibi geniş bir alana yayılmadan, belirli alanda yoğunlaşmıştır. Kista’nın merkezinde, Anadolu’yu diliyle, müziğiyle ve kültürüyle İsveç’e taşıyan Türk girişimciler yer almaktadır. Onlar geleceğe ümitle bakarak, geriye dönmeyi değil, İsveç ile Türkiye arasında, bir barış köprüsü olmayı düşünmektedirler.
Anadolu insanı Kista’da, kendisine alan açmayı başarmış ve yerini almıştır. Time Dergisi, uzun yıllar Ericsson’da üst düzey yöneticilik yapan Sven Christer’le yaptığı konuşmada, İsveç’in telsiz haberleşmede, nasıl Amerika’nın önüne geçtiğini anlatmaktadır. Christer “İskandinav ülkelerinin küçük bir iç pazarı olduğunu vurgulayarak, Vikinglerden beri dış pazarlara dönük olduklarını, dünya pazarlarına yeni ürünlerle girmek istediklerini” vurgulamaktadır.
Bilimsel düşüncede yeni bir çığır açan Albert Einstein’ın vurguladığı gibi: “Hayal gücü bilgi gücünden çok daha önemlidir”. Düşünce ve eylem dünyaları küçük olanların, geleceğe dönük rüyaları büyük olmaz. Büyük buluşları, büyük rüyaları olanlar yaparlar. Gerçekleşmeyecek rüyalar görülmez. İnsanlar yolculuklarında çok az şey taşırken, rüyalarında çok şey görürler. Rüyalarda gelecek, gözler önüne serilir. Başarının kaynağında, çok boyutlu düşünmenin, getirdiği rüya ve eylem zenginliği vardır.
Ekonomik ve kültürel hayat, büyük rüyalar görenlerle, birlikte oynanan bir takım oyunudur.
Gece gündüz sürekli rüya görenler, rüyalarda bile görül meyecek ürünler üretirler.
Takım oyunlarında, yardımlaşmasını ve paylaşmasını, bilenler kaybetmezler.