Beşiktaş'taki metro kazıları, şehrin tarihine dair 7 bin yıllık önemli ipuçlarıyla devam ediyor. Arkeologlar, İstanbul’un MÖ 6000 ila 3000 yılları arasındaki tarihi boşluğunu doldurabilecek bulgulara ulaşmış olabilirler. İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin verilerine göre, 2016 yılından bu yana bölgede 82 adet mezar keşfedildi.

Kabataş-Beşiktaş-Mecidiyeköy-Mahmutbey metro inşaatı kapsamındaki kazılar, İstanbul'un tarihini daha da aydınlatıyor. En son bulunan kalıntılar, neolitik çağa ait işlenmiş ahşap parçaları olarak karşımıza çıktı. Milattan Önce 3000'li yıllara tarihlenen bu ahşap objelerin olağanüstü bir şekilde korunmuş olması dikkat çekici. Daha önce 2013 yılında Yenikapı'daki Marmaray kazılarında 1700 yıllık Theodosios Limanı'nın ahşap kazıkları benzer bir şekilde bozulmamış olarak ortaya çıkarılmıştı.

Özellikle Ihlamur Deresi çevresinde yapılan kazılar, Beşiktaş'ın neolitik dönemde önemli bir yerleşim merkezi olduğunu gösteriyor. Metro inşaatı sebebiyle yürütülen kazılarda, bölgenin neolitik özelliklerini yansıtan kalıntılar gün yüzüne çıkıyor. Arkeologlara göre, İstanbul'un tarihinde "Alt Paleolitik Çağ" ile "Kalkolitik Çağ" arasındaki döneme ait bulgular oldukça sınırlıydı. Yenikapı kazıları, İstanbul'un tarihinin en eski zamanlarına kadar ulaşılmasını sağlamıştı. Arkeolog ve yazar Özlem Ertan, bu kayıp tarihin incelenmesi açısından Beşiktaş'taki çalışmaların büyük önem taşıdığını vurguladı.

10226_besiktas-metro-kazi-alani

İstanbul'un yaklaşık 3 bin yıllık kayıp dönemini aydınlatmak için özellikle 2010 yılından itibaren ciddi çabalar sarf edildi. İstanbul Arkeoloji Müzesi, "İstanbul Tarih Öncesi Çağlar Yüzey Araştırmaları Projesi" adını verdiği bir veri toplama sistemiyle bu alandaki önemli çalışmalara imza attı. Bu çabalar, kent merkezlerinde başlatılan büyük projelerle desteklendi. Bu girişimin en büyük sonuçlarından biri Yenikapı kazılarında elde edildi ve 8500 yıllık bir mezar, dünya çapında büyük ilgi uyandırdı.

Arkeolog ve yazar Özlem Ertan, Beşiktaş'taki kazılarda bulunan ahşap objelere özellikle vurgu yapıyor. Ahşap malzemenin, objelerin yaşının tespit edilmesinde önemli olduğunu belirten Ertan, Beşiktaş kazılarının İstanbul'un pek bilinmeyen 3 bin yıllık dönemine ışık tutabileceğini ifade ediyor.

Ankara'da "Kurmacanın Yeri" başlıklı konferans yapıldı Ankara'da "Kurmacanın Yeri" başlıklı konferans yapıldı

Beşiktaş'ta devam eden kazılar, İstanbul'un kronolojik boşluğunu doldurabilecek önemli bilgiler sunuyor. Milattan Önce 3000'li yıllarda, İstanbul Boğazı çevresinde "Yamnaya/Kurgan" topluluklarının yerleştiğini gösteriyor. Arkeologlara göre, Ural-Dinyester bölgesinde görülen Yamnaya yaşam kültürü, Batı Anadolu Tunç Çağı kültürleriyle etkileşim içindeydi. Ancak Özlem Ertan'a göre, İstanbul'da bu döneme ait izler, Milattan Önce 2000'lerin başlarında birden kesintiye uğruyor. 

s_5709_4

Kabataş-Beşiktaş-Mecidiyeköy-Mahmutbey metro hattının Beşiktaş İstasyonu bölümünde, İstanbul Arkeoloji Müzeleri tarafından 2016'dan bu yana arkeolojik kazılar devam ediyor. Kazılar sırasında Osmanlı, Roma ve Helenistik dönemlere ait kalıntılar keşfedilmiş olsa da arkeologların odak noktası tarih öncesi dönemlere kaymış durumda. Milattan Önce 3500'lere kadar uzanan ve 'İlk Tunç Çağı' olarak adlandırılan kalıntılar, büyük önem taşıyor. İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin verilerine göre, 2016'dan bu yana bölgede 82 adet mezar bulundu. Bu mezarların 75'inin, yakılarak defnedilmiş bireylere ait olduğu belirlendi.

Kaynak: HABER MERKEZİ