Bataklıktan saraya “DOLMABAHÇE SARAYI”

Abone Ol

Dolmabahçe Sarayı`nın bulunduğu alan bundan 400 yıl önce Boğaziçi`nde bir koydu. Osmanlı kaptan paşalarının gemilerini demirledikleri yer, zamanla bataklığa dönüştü. Şimdi ise Osmanlı`nın ihtişamına ev sahipliği yapıyor.

Günümüzde resmi törenlere, zengin düğün ve sergilere ev sahipliği yapan Dolmabahçe Sarayı`nın bir zamanlar koy, sonra bataklık olduğunu biliyor muydunuz? Bundan 4 asır evvel donanmaya ait gemiler burada demirler, alışılagelmiş bahriye merasimleri burada yapılırdı. Daha sonra bataklık haline gelen körfez, 17. yüzyıldan başlayarak doldurulmuştu. Dolgu bir zemin üzerine yapıldığı için 'Dolmabahçe' adını alan zemin inşa edilmesi düşünülen yeni saray içim mükemmel bir yerdi. Nitekim Sultan 2. Mahmud yaklaşık 4 asırdır imparatorluğa merkez olan Topkapı Sarayı`nın dışına çıkarak payitahtı boğaz kenarına taşıyan ilk padişah oldu. Devlet merkezi Çırağan Sarayı`na taşınırken Dolmabahçe de 'hasbahçe'ye dönüştürüldü.&nbsp

MEŞE KAZIKLARININ Ü STÜ NE YAPILDI

Yeni dönem Sultan 2. Mahmud`dan sonra tahta geçen Sultan Abdülmecid de Boğaziçi`ni tercih etmiş ve eski Beşiktaş Sahil Sarayı`nı yıktırıp yerine Dolmabahçe Sarayı`nı yaptırmıştır. Zamanın Mimar Ağası Altunizade İsmail Zühtü Paşa`nın Bina Emini olarak hizmet ettiği dönemde Garabet Balyan, oğlu Nikoğos Balyan ve bir grup Hassa Kalfalar görevlendirildi. Yapımı 13 yıl süren Dolmabahçe Sarayı gevşek bir zeminde olduğu için temelleri, meşe kazıkları ve ağaçhasırlar üstünde yükselmeye başladı. 110 bin m2`lik bir alan üzerinde ve 16 ayrı bölümden ibaret olan Dolmabahçe Sarayı`nın diğerlerinden en önemli farkı, ihtiyaca göre eklemeler yapılabilmesi ve gerekli devlet birimlerini bir arada bulundurmasıdır. Saray, Dolmabahçe Camii`nden, Dolmabahçe Kültür Merkezi`ne, Akaretlerden Saat Kulesi`ne kadar uzanmakta ve 350 bin m2`lik bir alana yayılmaktaydı. Sarayın etrafını çevreleyen geniş bahçeye, Lübnan ve Çin gibi dünyanın değişik ülkelerinden getirilmiş çeşitli ağaçlar ve çiçeklerin yanı sıra havuzlar yerleştirildi. Bu bahçeye 'Hazine-i Hassa' ve 'Saltanat Kapı' adı verilen anıtsal iki kapı ile girilirdi.&nbsp

EN GÖRKEMLİ BÖLÜ M 'MUAYEDE SALONU'

Sarayın yapıldığı ilk yıllarda aydınlatmada havagazı, ısıtmada soba, şömine ve mangal kullanılmıştı. 1910-1912 arası kalolifer ve elektrikli aydınlatmaya geçilmişti. Saray, batı tarzı bir mimarlık üslubuyla yapılsa da, plan ortak olarak orta sofaya açılan odalarıyla geleneksel Türk evi hayat tarzına göre yapılmış ve haremlik-selamlık` bölümler unutulmamıştı. Bu iki bölüm arasında yer alan 'Muayede Salonu'nda hem devlet merasimleri yapılır, hem de kandillerde ilahiler okunurdu. Şimdiki Dolmabahçe 3 Mart 1924 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi`nin koruması altına alınan Dolmabahçe Sarayı, pazartesi günü dışında ziyarete açık olup rehberler eşliğinde gezilebiliyor. Ayrıca Saat Kulesi kafeteryası da nefis manzarası ile ziyaretçileri ağırlıyor. En görkemli bölüm muayede` Muayede Salonu` sarayın en görkemli bölümüdür. 2 bin m2`yi aşan alanı, azametini vurgulamak amacıyla yapılmış taşıyıcı özelliği olmayan 56 sütunu, yüksekliği 36 metreyi aşan kubbkesi ve kubbeye bağlı 4,5 tonluk İngiliz kristali avizesiyle görenleri cezbeder. Sultan Abdülmecit Han`ın sarayın açılışında resepsiyon verdiği bu salon resmi davet ve bayramlaşmalara ev sahipliği yapıyordu. Muayede Salonu`nun arka bahçesinde Camlı Köşk ve Sultan Reşat zamanında eklenen Kuşluk Köşkü gibi Padişaha mahsus yapılar yer alır. Harem bölümü ise gizli olduğu kadar büyük ve karmaşıktır.&nbsp

HALILAR HEREKEDEN PORSELENLER YILDIZ`DAN

Devletin resmi işlerinin yürütülmesi için sadrazam ve üst düzey görevlilere ayrılmış odaların yanı sıra padişah yabancı elçiler ve konuklarla görüşmelerini Selamlık`ta yapardı. Burası duvar süslemeleri ve mobilyaları açısından sarayın en göz alıcı bölümüdür. Selamlık, Hereke Halıları, Baccara ve Bohemia Kristalleri, Sevres ve Yıldız porselenleri ile çeşitli devlet yöneticilerinin armağanlarıyla döşenmiş ve üst kat padişaha ayrılmıştır. Son halife Abdülmecid Efendi`nin, Selamlık bölümüne taşıdığı özel kütüphanesi de buradadır.

6 PADİŞAHA EV SAHİPLİĞİ YAPTI

II. Mahmut`un ardından Sultan Abdülmecid Beşiktaş Sahil Sarayı`nda yeni düzenlemeler yapılmasını, uzun konaklamaya ve çağın gereklerine uygun bir hâle getirilmesini istemişti. Bunun için sarayı tamamen yıktırıp yerine yenisinin yapılması gerekiyordu. 13 Haziran 1843 yılında Dolmabahçe Sarayı`nın inşasına başlandı ve 1856`da Sultan Abdülmecid Topkapı Sarayı`ndan kesin olarak ayrılarak Dolmabahçe Sarayı`na yerleşti.&nbsp

Hali hazırda değişim rüzgârlarının estiği 19. yüzyıla denk gelen Sultan Abdülmecid dönemi (1839-1861), yönetimin Dolmabahçe Sarayı`na taşınmasının yanı sıra saray idaresinin, işlevlerin, kültürün de değişmeye başladığı bir dönemeçtir. Protokol esasları, gelenekler ve hatta dekorasyondan giyim kuşama kültürel öğeler batı tarzı ile harmanlanmaya, Avrupa saraylarıyla benzeşmeye başlamıştır. Avrupa`dan gelen konukların da sıklaşması bu kültürel alışverişi kolaylaştırmış, hızlandırmıştır.&nbsp

Sultan Abdülmecid`in Dolmabahçe Sarayı`na kesin olarak yerleşmesiyle beraber artık Osmanlı Devleti`nin resmi ikamet ve yönetim merkezi burası olmuştu. Sultan Abdülmecid`in ardından Dolmabahçe`de Sultan Abdülaziz, Sultan V. Murad, Sultan II. Abdülhamid, Sultan V. Mehmed Reşad ve Sultan VI. Mehmed Vahideddin olmak üzere 6 padişah ve son Halife Abdülmecid Efendi (1922-1924) yaşamıştır.&nbsp