Barış dünyasının mimarları yeni Dubai'ler değil yeni Bursa'lar yeni Edirne'ler olacaktır

Tarihin her döneminde şehirler, ekonomik, siyasal ve kültürel dönüşümleri, tetikleme görevini yüklenmişlerdir.

Abone Ol

Kültürler şehirleri değiştirirken, şehirler de kültürleri değiştirmişlerdir. Dünyanın neresine gidilirse gidilsin, her kültürün bir şehiri, her şehirin bir kültürü olduğu görülür. Ancak dünyanın bir ucundan bakılınca diğer ucunun görülmesi, bütün şehirlerinin New York’a benzemesine yol açmıştır. Küreselleşme bütün şehirleri Manhattan'laştırmaktadır.

Seküler kültürle yoğrulan Yirminci yüzyılda, dünyanın kumar ve eğlence şehiri Las Vegas, dünya şehir kültürünün değişmez örneğini oluşturmuştur. Gökyüzüne başkaldırırcasına yükselen binalar ve kumarhaneler, Amerika'dan bütün dünyaya ihraç edilmiştir. Odak noktasını çok yıldızlı otellerin oluşturduğu eğlence merkezleri, bütün dünyada ekonomik ve kültürel gelişmişliğin değişmez göstergeleri haline gelmişlerdir. Şehirler bir yandan New York’laşırken, bir yandan da Las Vegas’laşmaktadırlar.

Dubai, Frankfurt, Şangay,Macau ve Hong Kong, dünyanın Amerika dışındaki New York'larıdır, Las Vegas’larıdır. Las Vegas'ın ve Singapur’un, petrol dolarlarıyla harmanlanmasından doğan Dubai, Arap Dünyasının küresel finans ve eğlence başşehiridir. Dubai'de konuşulan dil, bütün körfez ülkelerinde olduğu gibi, Arapçadan önce Amerika’nın dili olan dolardır. Dubai’nin Cebel Ali limanı, Hamburg ve Rotterdam ile yarışacak, fiziksel ve finansal altyapıya sahiptir. Ancak onların yüzyıllar içinde oluşan, ekonomik ve kültürel birikiminden yoksundur.

Dubai sıfırlanan vergileri, sınırsız vize kolaylıkları, yabancı sermayeye sonuna kadar açılan kapıları, vergisiz ithalat ve ihracat imkanlarıyla, dünyanın en büyük serbest bölgelerinden biridir. Dubai’de yüklü bir bankada hesabı olanın, saygın bir yeri yanında, hem süresiz oturma, hem sınırsız çalışma izni olur. Dubai gökdelenlerinde bir evi olanlar, Dubaili sayılmakla kalmazlar, Dubai’nin etkili vatandaşı olurlar. Çağdaş piramitleri, alışveriş ve eğlence alanlarıyla, Dubai Arapların Las Vegas’ıdır. Tarih içinde Las Vegas’ların götürüleri, getirilerinden çok daha büyük olmuştur.

Paris’te Fransa’nın simgesi, “Eiffel Kulesi” inşa edilirken, üç yüz kişi çalışmıştır. Dubai’nin yeni piramitleri olan kulelerini inşa etmek için ise, milyonlarca Afrikalı ve Asyalı insan boğaz tokluğuna çalışmaya devam etmektedir. Akıl ve gönül terine dayanmayan, yeraltından zahmetsiz kazanılan petrol dolarlarıyla, milyonlarca insanın alın teri ve el emeği, karşılığı inşa edilen gökdelenler, dünyanın yeni Babil kuleleridir. Dubai bütün dünya dillerinin konuşulduğu Babil’dir. Ancak Dubai'nin dili, kültürün binbir çiçekli zor dili değil, paranın tek çiçekli kolay dilidir.

Dubai her şeyin alınıp satıldığı dünyanın en önemli açık pazarıdır. Çin’de olduğu gibi Dubai’de her şey, bin kere değil, bir kere tüketilmek için tasarlanır ve üretilir. Amerika’nın dünyayı işgal eden, tüketim kültürünün merkezi Hollywood, Hindistan’da Bollywood’a, Arap dünyasında da Dubaiwood’a dönüşmüştür. Petrolle büyük bir zenginliğe ulaşan Dubai, kumarla, dolarla zenginliğini korumaya çalışmaktadır.

Dubai’nin günah şehri Las Vegas, kuralsızlığın kural, etiksizliğin etik, yasasızlığın yasa olduğu, uluslararası sularda inşa edilmiştir. 
Kültürel dönüşüm olmadan, kentsel dönüşüm olursa, her şey doların rengine boyanır. Dubai’nin yeşili, doların yeşilidir. Kentsel dönüşüm kültürel dönüşümü izler. Kültür öksürürse şehir yatağa düşer. Dubai demek ilkesizlik demektir.