Avrupa’daki İslam düşmanlığı ve Türkiye karşıtlığını siyasetçilerin benzini.
Onu kullananları her türlü tehlike bekler.
İslam düşmanlığı ve Türkiye karşıtlığına "sessiz" kalanlar ya da buna katılanlar aslında kendileri aşırıcıları siyasi iklime davet ediyor.
İnsanlık ve demokrasi için tehlike büyük.
İslam düşmanlığı ve Türkiye karşıtlığıyla mücadele etmeden Avrupa siyasetinin demokrasiyi koruması mümkün değil.
Tehdit Avrupa içinden.
Aşırıcıların yükselişi ve göçmen meselesinin insani bir siyasete bağlanamaması Avrupa'yı 'ideolojik duvarlar'la bölmek isteyenleri çoğalttı.
Türkiye ve İslam karşıtlığına göz yumuluyor.
Avrupa bu tehlikeyle gerçek bir mücadele için Türkiye ve İslam karşıtlığına karşı tavır alarak işe başlamalı.
Fransa, Hollanda, Almanya, İtalya, Avusturya, Belçika dâhil Avrupa kıtasında aşırıcı eğilimler ya doğrudan iktidar koltuğuna oturdu veya iktidar ortağı durumuna geldi...
Almanya’da ikinci parti konumundaki AfD özünde İslam ve yabancı düşmanı bir parti. Aynı durum Fransa, Hollanda, Danimarka, İsveç, Belçika ve İtalya gibi ülkelerde de geçerli.
Önümüzdeki haftalar ve aylar hem Almanya’da hem de Avrupa’nın geri kalanında sürprizlere gebe. AB’yi çalkantılı bir dönem bekliyor.