Zübeyir Bey dış ticaretle uğraşan bir iş insanıydı. Sık sık yurtdışına çıktığı için çocuklarına gereken zamanı ayıramadığından hep yakınırdı. Ü

Altan Bey, İstanbul`da yaşayan sanayici bir işadamıydı. Yıllardır çalışıp, didinmiş büyük bir şirketin sahibi olmuştu. Çocukluğundan beri iş hayatının içindeydi.

Necla Hanım aslında pek âdeti değildi öyle geline pek sık gelip gitmez, ama gelinini de severdi. Sorduklarında da : ‘Efendim

Yıllar önce bir tarih hocamız demişti, eğer yurtdışındaki tüm müzelerden ülkemizden giden eserler geri getirilse o müzelerde sergilenecek eser kalmaz.

Türkiye`mizin her yerinde bir hakikat yolcusu mutlaka vardır. Yeter ki biz bakmasını bilelim. İşte Burdur`da Merkez Karasenir Mahallesi, Karasenir Caddesi,

Uluğ Bey, değimiz zaman onu çoğumuz bir bilim adamı olarak biliriz ki doğrudur. Ama O, aynı zamanda bir hükümdar ve

Çocukluğumun geçtiği Aksaray`da büyük babamın arkadaşlarından çok şey öğrendim. Eskiden dedeler, büyük babalar torunlarını alır beraber gittiği yerlere götürürlerdi. Şimdi

Yıllar önce Mehmet Ali Bulut ağabeyimiz İHA(İhlas Haber Ajansı) benim haber müdürümdü. Kendisini çok severdim. Onunla birçok anım var hepsi

İstanbul`u gezmek isteyenlere ilk götürdüğüm yerlerden birisi Edirnekapı Şehitliği`dir. Burada yüzlerce yıllardır binlerce şehit ecdadımız yatmaktadır. Geçtiğimiz günlerde Şehitliği ziyaretimiz

İstanbul`da değil sadece Anadolu`nun birçok yerinde hatta Balkanlar`da ve Osmanlı`nın hüküm sürdüğü yerlerde mimari öneme sahip eserler var. Acaba bunları

Karantina günlerinde tabi ki evden çıkamıyoruz, ama yıllardır yanı başımızda duran caminin sıradan bir cami olmadığını da bu sayede keşfediyoruz.

Günümüz dünyasında popüler olmak adına neler neler yapılıyor. Yeter ki marka olayım, yeter ki benim de adım duyulsun diye milyon

Hem Osmanlı İstanbul`unda hem de e Cumhuriyet döneminde sevilen Fransız yazarın İstanbul`da oğluyla kaldığı bina. Dışardan bakılınca pek anlaşılmasa da

Beyoğlu- İstiklal Caddesi ya da eski adıyla Cadde-i Kebir girdiğiniz zaman kendinizi Avrupa`da hissettirecek birçok han ya da yeni adıyla

Ahilik geleneğini yeniden dirilten bir hakikat yolcusu&nbsp Halkın gönlüne taht kurmuş, aradan geçen asırlara rağmen halkın sevgisi ve saygısı artarak

Yıllar önceydi Ankara Ü niversitesi İletişim Fakültesinde okuyordum. Sene 1987 yılı. Yani 3.sınıfın birinci dönemindeydim. Tüm derslerden geçmiş ama bir

Osmanlı Padişahlarının her birisinin ayrı bir merakı vardı. Marangozluktan tutun da musiki, kuyumculuk, ressamlık vb gibi. Mesela Kanuni Süleyman kuyumcu,

İlmi o kadar seven bir alim düşünün ki ilme adeta yapışmış onu bırakmıyor. İşte böyle birini gördüğü için Osmanlı Padişahı

Evet, bir zamanlar tulumbacılar vardı. Sokak aralarından geçerken yangın vaaar çekilin yoldan diye bağırırlardı. Çocuklarımızı itfaiyenin ne olduğunu nerede nereye

Bir tarafta plazalar, gökdelenler var. Diğer tarafta ise sessiz bir mezarlık. Mezarlık zaten sessiz olur diyeceksiniz haklısınız ama burada Zincirlikuyu

İstanbullu olmak bir güzelliktir. İstanbullu konuşur, ama boş konuşmaz, vereceği mesajları da sözle değil çoğunlukla çiçeklerle verir. Hasta varsa evinde

Taptuk Emre, kendisi bir derya çünkü Yunus Emre`yi yetiştirdi Hazırlayan: Fahri Sarrafoğlu Bir öğretmen düşünün ki yetiştirdiği tüm öğrenciler bilim

Yavuz Sultan Selim 2.Beyazı`ın oğlu ve Kanuni Sultan Süleyman`ın da babası. Kısa süren saltanatı süresince birçok fetihlerde bulunmuştur. Vefatından sonra

Yunus Emre`yi yeryüzünde en çok seveni olan evrenselleşmiş ve hakikat yolcularından biridir. Sadece İslam âleminde değil, Hristiyan dünyasında adı bilinen