En şanslı insan kimdir derseniz eğer, çocukluğunu ve gençliğini tecrübeli ve bilgili insanların yanında geçiren kimsedir, derim. Çocukluğum işte böyle

Eskilerin bir sözü vardır, asıl azmaz bal kokmaz, kokarsa yağ kokar aslı ayrandı. İnsanın çocukluğunda öğrendiği bir cümle, bilinçaltında kalan

Fatih`te bir eczanesi vardı Selim Bey`in. Eczacılık Fakültesinden mezun olalı iki yıl olmuş gençbir eczacıydı. İşini seviyordu. Kendi mesleği ile

Aksaray ilimiz birçok Allah dostlarının olduğu hatta bir rivayette yetmiş bin evliya yatağı diye bilinen bir şehrimiz. Bu satırların yazarı

Mükremin bey düzenli olarak sabah kalktığında İstanbul Vatan Caddesinden yürürdü. Ramazan dolayısıyla yürüyüşlerini sabah namazı sonrası yapmaya başlamıştı. Sulukule surlarına

Bir insana gidip de seni Allah için seviyorum demeniz yeterli değildir. Hemen şunu soracaktır, niye? Neden ben? Benden ne çıkarın

Neyzen Tevfik`e sormuşlar !!&nbsp ‘Kimsin?’ ‘Hiç’ demiş Hoca, ‘Hiçkimseyim.’ Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: …’Sen kimsin?’ ‘Mutasarrıf’ demiş adam

MÜ SİAD`da (Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği) çalıştığım yıllarda, çok değerli iş adamları ile karşılaştım. MÜ SİAD benim için ayrı

İstanbul`u çok severim bu satırların yazarını artık tanıyorsunuz, İstanbul deyince ayrı bir muhabbetim vardır. Çocukluğumda yani sene 1978 yılında yine

İstanbul`u adım adım sokaklarını gezerken sadece tarihi eserler değil ilginçolaylara da şahit oluyoruz. Fatih-Balat semtini gezerken büyükçe bir marketin sorumlusu

Eskiler ne güzel demişler değil mi, gönül sohbet ister çay-kahve bahane.&nbsp Hele insan yurtdışında ise dilini anladığı, kültürünü bildiği bir

İstanbul`da evde masada oturdum Kuran`ı Kerim okuyordum. Hanım dedi ki, ya çamaşır makinesinden ses geliyor bir bakar mısın?&nbsp Hemen kalktım

Günümüz gençliğinin en önemli problemi nedir diye soracak olursanız belki birçok problem sayılabilir. Ama Kuran`ın ışığında bakarsak ‘ daha az

Ü niversite öğrencileri ile zaman zaman İstanbul gezileri yapıyoruz. İstanbul`u tanıyarak sahip çıkmalarını istiyorum. Bu gezilerimden birinde istirahat için durduğumuz

Yıllardır toplu ulaşım araçlarını kullanırım, uzak mesafelerde tabi, yakın mesafelerde mutlaka yürürüm, yürümeyi de severim onu da belirteyim bu arada.

Geçtiğimiz günlerde vapurda gelirken Burgazada dan iki İstanbul beyefendisi sessizce konuşuyor biri diyor ki: ‘ Azizim bugün hiçinsan kokusu alamadım.’*

İstanbul`u artık yavaş yavaş gezmeye başladığım ilk yıllarda Sultanahmet Camii`ni gezerken yolum Akbıyık Mescidi ya da Akbıyık Camiine düştü. Buranın

İstanbul`umuzun tarihi ilçesinde bulunan tarihi cami Fatih Caminin avlusunda çeşitli yaş gruplarında insanlar oturmuş dinleniyorlardı. Caminin Malta kapısından telaşla bir

Bekir Bey, ilkokul 3.sınıfa giden çocuğu Kerem`in okul dönüşü: ‘Baba yarın öğretmenimiz seni istiyor. Mutlaka gelecekmişsiniz dedi. ‘&nbsp Bekir Bey:&nbsp

Beri bak hey Fahri Sarrafoğlu, sen gazatacısın yaz bunnarı. Bana diyorlar ki internet mi ne onu bilin mi? Yok cip

Ü nlü işadamı Refik Bey, oldukça hırslıydı. O bir şeye kafayı taktı mı mutlaka ne yapar eder onu elde etmenin

Cihangir camini duyduk ama o camiye ismi verilen Şehzade Cihangir`in hüzünlü hayatını biliyor muyuz? Neden Cihangir Camii o Tophane`deki o

1988 yıllında, 22 yaşında bir üniversite öğrencisi iken, Londra`ya dil eğitimi almaya gittim; Londra`ya vardığımda, İngilizceyi öğrenmek için bir kursa

İnsana hikmet belli bir yerden değil Rabbimizin yarattığı birçok insandan, eşyadan gelebilir. Yani sizi uyandıran bilgi, size bir değer katacak