1851 yılından beri Ramazan-ı Şerif ayının ilk Cuma gününde Hırka-i Şerif Camii`nde ziyarete açılan ve oruçayı boyunca ziyaret edilen Hırka-i Şerif bu yıl maalesef ziyaret edilemeyecek.
 şık gönüller mahzun: Hırka-i Şerif bu yıl ziyaret edilemiyor. Hırka-i Şerif bu yıl salgın hastalık nedeniyle Sevgili Peygamberimizin (sav) sevdalılarıyla buluşamayacak.
Bilindiği üzere İstanbul`da Efendimizin (sav) iki adet Hırka-i Şerifi bulunmaktadır. Hırka-i Şeriflerden biri Hırka-ı Şerif Camii`ni diğeri de Topkapı Sarayı Hırka-i Saâdet dairesini nurlandırmaktadır.
Hırka-ı Şerif Camii`ndeki bulunan kutlu emanet, Veysel Karânî Hazretleri`ne (ks) hediye edilen Hırka-i Şerif`tir. Topkapı Sarayı nda bulunan Hırka-i Saâdet, Efendimizin (sav) Kâside-i Bürde`nin (Hırka Kasidesi) müellifi Kâab Bin Züher`e (ra) hediye ettiği mübârek hırkaları olup Hırka-i Saâdet Dairesi`nde gümüş bir sandık içerisinde muhafaza edilmektedir. Bunlardan Topkapı Sarayı`ndaki 'Hırka-i Saâdet', Hırka-ı Şerif Camii`ndeki ise 'Hırka-i Şerif' isimleriyle zikredilmektedir.
Hırka-i Saâdet merasimi Osmanlı asırlarında Topkapı Sarayı`nda gerçekleştirilen en önemli Ramazan âdetlerinden biriydi. Mukaddes emanetlerin İstanbul`a getirilmesiyle birlikte başlayan bu gelenek asırlar boyunca titizlikle devam ettirilmiştir. Senede bir defa, Ramazan-ı Şerif ayında Topkapı Sarayı nda bulunan kutlu emanetlerin ve Hırka-i Saâdet`in ziyaret edilmesi İstanbul asırları boyunca padişah ve saray erkânı tarafından icra edilen önemli âdetler arasındaydı.
Hırka-i Saâdet`in Ramazan-ı Şerif in 15 inci günü özel bir törenle padişah ve devlet ricali tarafından ziyaret edilmesi bir Topkapı Sarayı geleneğiydi. Topkapı Sarayı nda Hırka-i Saâdet Dairesi nde bulunan mübarek hırka, Ramazan-ı Şerif ayının 12`inci gününde Revân odasına alınarak ziyaret için gerekli hazırlıklar yapılırdı.
Ramazan ayının on ikinci günü geldiğinde Padişah, Has oda ağalarıyla birlikte kutlu emanetleri kemâl-i edep ve hürmetle Revân odasına taşır, bu esnada odanın her tarafı gül suyu ile yıkanır, amber yakılarak Hırka-i Saâdet ziyarete açılırdı.
Yavuz Sultan Selim Han döneminde başlayan Hırka-i Saâdet ve Hırka-i Şerif ziyaretleri geleneği Osmanlı Cihan Devleti`nin son hünkârı VI. Mehmed zamanına kadar devam etmiştir.
Hırka-i Saâdet ziyaretleri mübârek hırkanın sağ omuz hizasından yakasını öpmek suretiyle gerçekleştirilir, bizzat hırka öpülmez, hırkanın bohçasının üzerine konulan tülbent öpülür yüzlerce parça halinde hazırlanan tülbentler daha sonra ziyaretçilere takdim edilirdi.
Hırka-i Saâdet`in ziyaret edilmesi esnasında hafızlar Kur`ân-ı Kerî m tilâvet eder, buhurlar yakılır, salavât-ı şerifeler okunurdu. İpek bohçalar içerisinde muhafaza edilen Hırka-i Saâdet`in yanına varıldığında gönüllerdeki rikkat artar, kirpikler, çoğu kez göz kapaklarındaki ağırlıkları taşıyamaz olurdu. Hırka-i Saâdet`i önce padişah, sonra da devlet ve saray erkânı ziyaret ederdi.
Hünkâr bu ziyaretlerde yanında getirdiği tülbenti, kutlu emaneti sarıp sarmalayan ipek bohçanın üzerine sürer, saatlerce süren ziyaret sonrasında tülbentleri, ziyarette bulunanlara bizzat kendi elleriyle takdim ederdi. Hırka-i Saâdet Alayı da denilmekte olan mezkû r ziyaretlerde en son Sadrazam ve Şeyhülislâm çıkar, ziyaretin akşamında Topkapı Sarayı`nda Yeniçeri askerlerine baklava dağıtılırdı.
Reşat Ekrem Koçu, Topkapı Sarayı`ndaki Hırka-i Saâdet ziyaretlerine şu cümlelerle değinir: 'Ramazan`ın onbeşinci gecesi padişah, Hırka-i Saadet odasına gelirdi. Dülbent Ağası altmış kadar yeni süngerle gümüş taslar içinde gülsuyu getirir, Silâhdar Ağa bu süngerlerden birkaçtanesini alarak birer birer gülsuyuna batırıp ıslatır ve padişahın eline verir, padişah da içinde Hırka-i Saâdet bulunan sandukanın bulunduğu büyük gümüş şebekeyi bizzat siler, temizlerdi. O sırada başta Çuhadar Ağa ve Rikâbdar Ağa bulunmak üzere bütün Has Odalar ellerine birer sünger alıp gülsuyuna batırdıktan sonra odanın silinmesi gereken her tarafını silerlerdi.'
Farsça mendil, el bezi anlamına gelen destimâl, Hırka-i Saâdet`e sürülmekle anlam kazandığı için 'Destimâl-i Şerî f' adıyla anılır olmuştu.
Sultan Reşad dönemindeki Hırka-i Saâdet ziyaretinde ziyaretçilere arz edilen tülbentte,
Hırka-i Hazret-i Fahr-i Resû l`e
Atlas-ı çerh olamaz pây-endâz
Yüz sürüp zeylini takbî l ederek
Kıl Şefî ü`l-Ü mem e arz-ı niyâz
'Gökyüzü bile bütün Peygamberlerin kendisiyle övündüğü Muhammed in (sav) hırkasını sarmaya/üzerine koymaya layık halı olamaz. Onun kenarına yüz sererek ümmetlerin şefaatçisi Hz. Peygamber e niyâzını arz et.' manasına gelen ibarelerin yazılı bulunduğunu Safiye Ü nüvar naklediyor.
Hırka-ı Şerif Muhafız Ailesi, Sultan I. Ahmed`in daveti üzerine 1611 tarihinde İstanbul`a gelmişti. Hırka-i Şerif Camii`nin M. 1851 yılındaki inşa tarihinden önce Sevgili Peygamberimizin (sav) mübarek hırkaları ailenin konağınn misafiri olmaktaydı. Kutlu emaneti İstanbul`a getiren Yemenli Şükrullah Efendi`nin çocukları ve torunları Peygamberimizin (sav) bu özel emanetini İstanbul halkına Akseki Mescidi civarındaki konaklarında, on yedinci asrın başından on dokuzuncu asrın ortalarına kadar ziyarete açmıştır.
Şimdiki zamanda Efendimizin (sav), Veysel Karânî ye (ra) hediye ettiği mübarek Hırka-i Şerif`leri Fatih`teki Hırka-i Şerif Camii`nde İstanbul`u nebevî rayihalarla donatmakta olup Ramazan`ın Şerif ayının ilk Cuma gününde ziyarete açılmaktadır. Sallallahü aleyhi vesellem.