Ashab-ı Kiram Arasındaki Kardeşlik

Abone Ol

Peygamber efendimizi hayatta iken ve peygamber olarak bir an gören, eğer âmâ ise bir an konuşan mü`mine 'Sahabi' denir. Birkaçtanesine 'Ashab' veya 'Sahabe' denir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)`in Enes bin Malik`in (r.a.) evinde Muhacir ile Ensar arasında tesis buyurduğu kardeşlik, tarihte eşi ve örneği görülmeyen içtimai bir yardımlaşma ve dayanışmadır.&nbsp

Muhacirler bütün mal ve mülklerini Mekke`de bırakarak Medine`ye hicret etmişlerdi. Medine Müslümanları, bu dindaşlarını evlerinde müsâfir etmişlerdi. 'Ensar, kendileri için şiddetli bir ihtiyaçolsa bile Muhacirler`i kendilerine tercih ederlerdi.' mealindeki Haşr Suresinin 9. Ayet-i kerimesinde buyrulduğu üzere Ensar, Muhâcirler`e son derece müsafirperverlik gösteriyordu.&nbsp

Mescid-i Nebevi`nin inşasından sonra Res&ucirc lü Ekrem (s.a.v.) bir gün Enes bin Mâlik`in (r.a.) evinde Muhacir ve Ensar`dan doksan sahabi arasında ikişer ikişer çağırıp aralarında kardeşlik akdettikten sonra kendileri de Ali bin Ebu Talib`in (k.v.) elini tutarak:

'Bu da benim kardeşimdir.' buyurdu.

Bu kardeşliğin pek büyük tesiri görüldü. Hiçtereddüt etmeden denilebilir ki çeyrek asır zarfında İslâm nurunun bütün âleme yayılması, İran`ın tamamen fethi hep bu kardeşliğin eseridir.&nbsp

Ashab-ı Kiram bu kardeşlikten şahsen de istifade ediyorlardı. Medine`nin en zengini olan Sad bin Rebi` (r.a.) kardeş olduğu Abdurrahman bin Avf`a (r.a.) servetinin yarısını hibe etmişti. Fakat Abdurrahman bin Avf (r.a.) bunu kabul etmemiş, süt, peynir, yoğurt satmakla başladığı ticareti sayesinde az zamanda binlerce dirhem sadaka verecek bir servete malik olmuştu.&nbsp

Bu kardeşliğin hedefi, kardeşlerin birbirlerine yardım, sıla ve ihsan, nasihat ve rehberlik etmeleridir. Bu kardeşlik ve yardımlaşma, samimiyetle devam etmiştir. (Tecrid-i Sarih Terc.)