Arkadaşlarının lisanından Adnan Büyükdeniz-III

Abone Ol

Değerli okuyucularımız, 19 Ekim 2023 Perşembe günü Yıldız Holding’in Çamlıca yerleşkesinde düzenlenen “Yerkürenin Renkleri Adnan Büyükdeniz’e Vefâ Fotoğraf Sergisi”nde/anma programının katılımcılarına, arkadaşlarının merhuma yönelik şahitliklerini ve hatıralarını kaleme aldıkları albüm/hatıra kitap mahiyetinde bir sergi kataloğu takdim etmiştik.

Yerkürenin Renkleri Adnan Büyükdeniz’e Vefâ Fotoğraf Sergimize gösterdikleri nazik alaka için Büyükdeniz ailesine, Yıldız Holding ve Albaraka Türk Katılım Bankası camiasına, sergi kataloğumuz için şahitliklerini kaleme alan merhumun arkadaşları Barbaros Ceylan’a, Erhan Erken’e, Ömer Emeç’e, Temel Hazıroğlu’na ve Murat Ülker’e teşekkürü borç biliyorum. 

Adnan Büyükdeniz “insan” gibi insandı

Barbaros Ceylan 

Hamilik Okulu Vakfı Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi

Adnan Büyükdeniz’in kansere yakalandığındaki tedavi süreci Gurup Tan nezdinde ilk ezgileri çıkardığımız vakte denk gelir. Ömer Karaoğlu, Hakan Aykut ve Taner Yüncüoğlu arkadaşlarımızla birlikte yol yürüdüğümüz bir çalışmaydı Gurup Tan. Fakir, beste ve müzikleriyle destek veriyordu. Peygamberlerin hayatları, örneklikleri üzerinden insan temasını, insan olma ve insan kalma davasını kamuoyunun irfanına arz edip vicdanlara, gönül diliyle ses vermenin gayreti içerisinde bulunuyorduk. O zamanlar eserler kasetlere ve dvd’lere kaydediliyordu. Adnan Büyükdeniz, çıkardığımız ilk kasetlerden birini almış. Mütemadiyen dinlemiş. Tedavisi tamamlandığında Albaraka Türk’te birlikte proje yönettiğimiz, Hüseyin Avni Metinkale ve Süleyman Özdil arkadaşlarımızla ziyaretine gittiğimizde –merhum benden 4-5 yaş büyüktür- “Barbaros, hastalık zamanlarımda çalışmalarınızı çok dinledim. Allah sizden razı ve memnun olsun, çok istifade ettim. Teselli buldum” demişti. 

Hayat zaten avunmak ve teselli bulmak değil midir?

İbrahim Ethem Bey, hayat zaten avunmak ve teselli bulmak değil midir? Hâce Yusuf Hemedânî’nindediği gibi “insan avunan ve teselli bulandır. İnsan ne ile teselli oluyorsa odur.” Adnan Büyükdeniz, Anadolu coğrafyasından neş’et eden irfanla teselli oluyordu. 

O, kelimenin tam anlamıyla çok nitelikli bir insandı. Aynı zamanda oldukça mütevazıydı. Tevazu sahibi insanın zaten başka bir keyfiyet sahibi olması mümkün değildir.

Takdir-i ilahi, “tam iyileşiyor” derken hastalığı nüksetti. Bu kez daha ağır bir süreç geçiriyordu. Vefâtından bir hafta kadar önce evinde ziyaretine gittik. Haliyle, vücudu epeyce yıpranmıştı. O durumdayken, bizlere hitaben “Barbaros, biraz zor bir zamandan geçiyoruz, sabır ve dua inşallah” diyerek büyük bir tevekkül ve teslimiyet göstermişti. 

Neşeli, kibar, zarif bir beyefendiydi. “İnsan” gibi insandı. Adnan Büyükdeniz’le Albaraka Türk’te mesai arkadaşıydık, birlikte çalıştık. O, pazarlamadan sorumlu müdür yardımcısıydı, ben de projelerden sorumlu müdür yardımcısıydım.  

Adnan Büyükdeniz isminin ülkemizin -o tarihlerdeki adıyla- faizsiz finans sektörü için çok büyük bir anlamı, kurucu fonksiyonu vardır. İslami finans sektöründe kelimenin tam anlamıyla çıraklıktan, uzmanlıktan gelerek genel müdür oldu. Hiç şüphesiz bu başarısında akademik, teorisyen kimliğinin yanında uygulamadaki mahir pratisyenlik kimliği âmildi. Büyükdeniz, uygulamanın içinden gelen bir teorisyendi. Adnan Büyükdeniz’de ”gerçekçilik” diyebileceğimiz bakış açısı ziyadesiyle vardı. 

O, İslami finans sektörünün bugünlere yanlış yapmadan, yanlış yollara sapmadan ulaşmasına hamle çapında katkı veren güzel bir insandı. Kendisini hayır ve rahmetle yâd ediyorum. Mekânı cennet olsun. Âmin.

İnce ruhlu, âlim bir insandı

Erhan Erken 

İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı

Rahmetli Adnan Büyükdeniz, 1980’li yılların başında tanıştığım değerli bir arkadaşım ve daha sonraki yıllarda da aile dostumuz idi. Boğaziçi Üniversitesi’ne girdiğim sene o İngiltere’ye yüksek lisansa gitmişti. Döndükten sonra, evleninceye kadar Fatih’te birbirimize yakın mekânlarda ikamet ettik. Ben, arkadaşlar arasında erken evlendiğimden bizim ev daha müsait olurdu ve bazı akşamlar bize oturmaya gelirdi. Yıllar geçmesine rağmen o samimi muhabbetlerimizin tadını hâlâ hatırlarım.

Teorik iktisat alanında sayılı insanlardan biriydi. İktisat bilgisini, ‘Faizsiz Finans Kurumları’nın oluşumu sürecinde büyük bir gayret ile kullanarak, yeni açılımlar sağlanması için gayret sarf etmişti. Bu gayretini Albaraka Türk bünyesinde uzun yıllar yaptığı çalışmalar sürecinde pratiğe de yansıtmaya çalıştı.

Albaraka’da istikrarlı bir grafik çizerek Genel Müdürlüğe kadar yükseldi ve bu mevkide de arkasında kendisinden sonra gelecek nesillere iyi bir iz bırakarak âhiret âlemine göç etti.

Yaptığı işe sadece bir iş olarak bakmadı. Ona ciddi bir misyon yüklemişti. Her keşfettiği yeni bir bilgi, rahmetli Adnan’da heyecan uyandırıyordu. Bunu, öğrendiklerini ve uygulamalarını paylaşırken ki coşkusundan anlamak mümkündü.

Kendisiyle, Bilim Sanat Vakfı ve Boğaziçi Yöneticiler Vakfı’nın çalışmalarında yıllarca beraber olduk. Daha sonraki yıllarda MÜSİAD Yönetim Kurulunda vazife yaparken Adnan, o kurumun çok önem verdiği danışmanlarından biriydi. MÜSİAD’ın ekonomi raporlarının hazırlanmasında ciddi emek veriyordu. 

Bu saydıklarımın dışında da birçok gönüllü kuruluşun faaliyetlerinde bilgilerini gençlerle ve meraklılarıyla paylaştı. Üniversitede dersler verdi. Faizsiz finans kuruluşlarının kanunî zorunluluklar neticesi Katılım Bankasına dönüşmesi sürecinde, inandığı ve uygulanması için çalıştığı belli hassasiyetlerin, yeni pratik gerçeklerle yüzleşmesi sırasında gayretlerini ve dikkatini daha da artırdı. İnandığı doğrulardan taviz vermemek için büyük çaba sarf etti. 

İlim sahibiydi ve ilmiyle âmil olmaya çalışarak örnek bir hayat sürdü. İyi bir aile babasıydı. İnce ruhlu bir insandı. İnce ruhunu fotoğraf sanatında yoğunlaşarak, çalıştığı kurumda sanata destek vererek, sanat tercihinde geleneksel sanatları ön plana çıkararak gösterdi. 

Velhâsıl, Adnan Büyükdeniz, güzel bir insandı. Millete ve memlekete faydalı bir Müslümandı.

Allah rahmet eylesin… (Âmin)

Adnan Büyükdeniz her birimize hayatla ilgili mühim bir öğretide bulunuyor

Ömer Emeç 

Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı

Vicdan ve merhamet ikliminde itina ile yaşanmış bereketli bir ömür, uzun yıllara rağmen hatırlanmaya dair pek çok kıymetli şeyi, bugünümüze ve yarına dair tasavvurumuza armağan ediyor.

Derdinin çilesini çekmiş nadir bir şahsiyetin, hayata özgün bakışını derleyen bu eser, kâh yüzlerimizde bir tebessüm, kâh boğazımızda sıkı bir düğüm oldu.  Genel Müdürümüz merhum Dr. Adnan Büyükdeniz, üzerine düşen rollere bütünüyle uyum sağlayan duruşunu; tamah ve ihtirastan uzak ahlâkıyla güzelleştirmiş hal ehli bir şahsiyet olarak yolumuzu aydınlatmaya devam etmektedir.

Adnan Bey’in aziz hatırası, yalnız iş ahlâkı ve başarılarını değil; insanlığa dair yaklaşımlarını da yazmayı ve konuşmayı gerektiriyor. Kendisiyle teşrik-i mesaisi olan, ahbaplık eden veyahut kendisini gıyaben tanıyan tüm kimseler için Adnan Bey, 7’den 70’e herkese emsal teşkil eden duruşuyla beslediği kurumsal değerleri ve kültür varlığını, Albaraka Türk koridorlarında hissettirmeyi sürdürüyor. Bu yönüyle kendisiyle doğrudan çalışma imkânı bulamasa da onu bilen, okuyan ve dinleyen pek çok kimseler için yol açıcı bir lider vasfını muhafaza ediyor.   

Albaraka Türk’ün değerlerinin oluşturulmasında ve iş dünyasında saygın bir ekole ev sahipliği yapmasında Adnan Bey’in ortaya koyduğu çaba ve bugünümüze aktardığı kazanımlar, hiç şüphesiz sektörümüzde yarına uzanan insan merkezli başarılarımızın bir ifadesidir.

“Anlayış” müessesinde, herkesi ağırlamaktan çekinmeyen Adnan Bey, günümüzün en etkin kavramlarından biri olarak “güven” kapısının ilk anahtarı olan tebessümünü kimseden esirgememeye özen gösteren yapısıyla kendisini her yaştan insana sevdirmiştir.

Adnan Bey’in, bir ayağı kendi inanç ve topraklarında; diğer bir ayağı ise dünyayı dolaşmakta ve tanımaktaydı. Bu yönüyle, ait olduğu yerin değerlerini işine ve sosyal hayatına kodlayarak, etrafına hayranlık uyandıran bir ilhamın çıkış noktasını teşkil ediyor hiç şüphesiz.

Elinizdeki bu katalog, böylesi bir şahsiyetin hayata ve insanlığa dair gözlemlerinde yakaladığı en özel anları ihtiva ediyor. 

Merhum Adnan Büyükdeniz, bizleri hayatın özel renk ve süsleriyle buluşturan fotoğrafçılık serüvenini şöyle tanımlıyor: “Var olan güzelliğe şahitlik etmeniz, onu belgelemeniz ve sevdiklerinizle paylaşmanız…” 

Akıp giden zamanın idrakine kendi üslubu ile iz bırakmayı başaran Adnan Bey, “sanal dünyadan esas dünyaya” söylemiyle her birimize hayat ile ilgili mühim bir öğretide bulunuyor. Rabbim, kendisine ve cümlemize hem sanal dünyada hem de esas dünyada rahmet eylesin. (Âmin)

Adnan Büyükdeniz’e rahmet olsun

Temel Hazıroğlu

Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş. Emekli Genel Müdür Yardımcısı

Albaraka Türk’te bilgi işlem müdürü olarak çalışmaya başladığım 1986’da tanıdığım ilk arkadaşlardan biri Adnan Büyükdeniz’dir. Hemen bitişik odada çalışan üç kişiden biriydi. Onunla, bu oda komşuluğumuz birbirimizi daha yakından tanımamızı sağladı. Adnan Bey nazik, işini iyi yapan, araştıran ve titiz bir anlayışla yol alan bir arkadaştı. 

Yıllarca birlikte çalıştık. Nihayetinde genel müdür olur olmaz beni davet ederek şunları söyledi: “Beni genel müdür yaptılar, ben de senin genel müdür yardımcısı olarak daha fazla sorumluluk almanı istiyorum. Bu yeni dönemde birlikte çalışarak, kurumu daha iyi bir noktaya getirmemiz gerekiyor. Ben, daha çok dışarıya dönük çalışmak istiyorum, aklım içerde kalsın istemiyorum. O yüzden bilgi işlem, insan kaynakları, idari işler, eğitim ve organizasyon ile reklam ve halkla ilişkiler birimlerini üstlenmeni istiyorum.” O günden itibaren yaklaşık beş yıl üst düzey yönetici olarak beraber çalıştık. 

Onun çalışkanlığına, titiz araştırıcılığına bir örnek vermek istiyorum. Bir banka şubesi açma planı çerçevesinde İstanbul’da bir ilçemizde şube açmaya karar vermiştik. Bu işin sorumlusu olarak şube açma raporları hazırladık, finansal bilgileri toparladık ve ilçenin hangi caddesinde daha çok yoğunluk olduğuna ilişkin fizibilite raporu oluşturduk. Karar verdiğimiz yeri ve binayı raporlarla birlikte kendisine ilettik. 

Zaman zaman yaptığı gibi “şurayı ben de bir göreyim” dedi. Beraber bu ilçeye gittik. Hiç unutmam, yolda yürürken camekânda bir halka tatlısı gördü ve “çok da güzel görünüyor” dedi ve onunla birlikte birer halka tatlısı yedik. Hemen sonra, şube açmayı uygun gördüğümüz caddeyi ve binayı kendisine gösterdik. Etrafa şöyle bir baktı ve bana dönerek biraz şakayla şunları dedi: “Temelciğim, sen, bana “yine aynı suali dillendiriyorsun” diyeceksin. Ancak yine de sormadan edemiyorum: Şube açmak için Bir: Bu ilçe uygun mudur? İki:  Bu cadde uygun mudur? Üç: Bu bina uygun mudur?” Biz de, hazırladığımız raporlardan hareketle her üç soruyu Adnan Bey’e tekraren izah ettik. Ve o zaman “tamam öyleyse, evet buraya açabiliriz” dedi. 

Organizasyon ilkelerine sıkıca bağlı olan, çalışkan, kimsenin aleyhinde konuşmayan, mümkün oldukça çatışmalardan uzak duran ve dürüstlüğü ile maruf arkadaşımız Adnan Büyükdeniz’i rahmetle anıyorum.

Sanmayın ki Adnan sizden biriydi!

Murat Ülker 

Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi

Sevgili kardeşim Adnan Büyükdeniz… Hani özlersiniz ya, “keşke olsaydı şimdi yanımda” dersiniz ya, işte öyleydi hislerim hep onun için…

İmrenirdim tertip düzenine, çalışma, öğrenme aşkına; hep omzunda görürdüm, onun büyük adamların memleket meselelerine olan gönüllü sorumluluğunu.

London School of Economics’de devam etmişti lisansüstü tahsiline, oradan yazmıştı bana hürmetli hocalarımızın tezlerinde oralardan esinlendiklerini!

Yani ciddi, titiz, yaşından olgundu her daim…

Daha sonra banka genel müdürlüğü yaparken hatırlarım; benim müşteri ve ortak olarak istediğim işlemleri gerçekleştirmek için yönetim kurulu, “sen Adnan ile görüşüver” derdi. Adnan bey ise “Murat, bu olmaz, ama sen diyorsan, mutlaka incelemişsin” derdi, güvenirdi bana… 

Ömrü olsaydı memleketimize fevkalade hizmetleri olacaktı, tam bunun hazırlığındayken gelmişti hastalık haberi. 

Vefâtında cenazesinde defni müteakip çok değişik bir durum hâsıl oldu. İnsanlar tabii üzgündüler, amma sanki bu son fırsatta onunla tekrar beraber olmaktan çok mutluydular, kimse ayrılıp gitmek istemiyordu mezarın başından, bilhassa her seviyeden çalışanları… Pek ibretlik, imrenilecek bir hadiseydi.

Ama sanmayın ki Adnan sizden biriydi!

Ama sanmayın ki Adnan sizden biriydi, yok o bizden biriydi. Beraber hakikati arama, memleketi tanıma yolculuklarına çıkardık. Hatta bir keresinde bir başka rahmetli arkadaşımla o ve ben, yok yere suçlanmıştık, devlete suikasttan! O çıkıp bir veciz savunma konuşması yapmıştı cesurca polis abilere!

Bugün sanki o aramızdaymışçasına ailece görüşüyoruz, çocuklarımız arkadaş…

Umuyorum Allah’ın mağfireti onun üzerine olsun. O da mesut, haberdardır bizden.

Rabbim rahmet etsin hepimize. Âmin.

İbrahim Ethem Gören/23.10.2023 Yazı No: 531

YARIN: MELİKŞAH UTKU VE MUSTAFA ÖZEL İLE ADNAN BÜYÜKDENİZ MÜLÂKÂTI