Amerika’nın kayıtsız şartsız desteğiyle Gazze’de İsrail bütün insanlığı  dünyanın gözleri önünde öldürdü

Abone Ol

Osmanlı Kudüs Müftüsü Haşim El-Hüseyni, şehiri 1918'de İngiliz General Edmund Allenby'ye teslim ettikten sonra, Ortadoğu'da dört yüzyıl süren “Osmanlı Barışı” sona ermiştir. 

O yıldan bu yana, bütün Ortadoğu'da, Müslümanlar, Hristiyanlar, Yahudiler, Edvard Munch'un, “Çığlık Tablosu”nda tuvale yansıttığı, çığlığın dehşetini yaşıyorlar. Kudüs'te barışın yollarını kapatan Batılılar, savaşın yollarını açtılar. Savunmasız kalan Ortadoğu'da, kardeşler yüzyıllarca süren kardeşliği kendi evlerinde öldürdüler.

Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Fransa'nın  ve İngiltere'nin gelmesiyle, Ortadoğu'nun kültürel dokusu ve siyasal yapısı dinamitlenmiştir. Soğuk Savaş ertesinde Amerika'nın Irak'a, Rusya'nın Suriye'ye silahlı güçleriyle, müdahaleye kalkışması, Ortadoğu'daki Osmanlı kardeşliğiyle birlikte, demokratikleşme hareketlerine de, en büyük darbeyi vurarak, bütün kazanımları yok etmiştir. Batılı ülkelerin körüklediği din, mezhep ve ırk ayrımcılığı, Ortadoğu'da çok kanlı bir dönemin, başlamasına yol açmıştır.

Osmanlı Ortadoğusu'nun üzerindeki örtü kaldırılması, dört yüzyıl süren, Kudüs odaklı, başşehiri Medine olan, “Osmanlı Millet Sistemi”nin, tarihin derinliklerinden çıkarılması, Yirmibirinci yüzyıla taşınması, dünya barışı için hayati önem taşıyor. Dilleri, dinleri ve soylarıyla Ortadoğu'yu, Kudüs'ten tanıyan Michelle U. Campos'un, “Osmanlı Kardeşler” kitabı, Yirminci yüzyılın başlarındaki Kudüs'ten yola çıkarak, dünya barışının en önemli güvencesi olan, Ortadoğu üzerindeki savaş bulutlarını dağıtıyor.

Ortadoğu'nun güzel yılları, Batılıların savaş yılları değil, Osmanlıların barış yıllarıdır. Barışın mimarları, “Osmanlı Kardeşler” olan Müslüman'lardır, Hristiyan'lardır ve Yahudi'lerdir. Hem içerden, hem dışardan baskılarla, Osmanlı kardeşliğinin yerle bir edilmesi, Ortadoğu'nun paramparça olmasına yol açmıştır. Karşılıklı zorunlu göçler, geniş Ortadoğu coğrafyasındaki savaşların ana kaynağını oluşturmuştur. Ortadoğu'nun bütün zenginlikleri, bir şans oyununda harcanır gibi, sorumsuzca harcanmıştır.

Petrol denizinin üzerindeki Ortadoğu, Allenby'den bu yana, ekonomik, siyasal, kültürel zenginleşmeye, en önemlisi barışa hasret kalmıştır. Onbeşinci yüzyılda İspanya ve Portekiz Yahudilerine kapılarını açan, “İkinci Beyazıt Ortadoğu'su”, Yirmibirinci yüzyılda, savaştan kaçan göçmenlerine, Avrupa ülkelerinin kapılarını açmasını bekliyor. Avrupaların geçen yüzyılda, Ortadoğu'ya getirdikleri çözümleri, gelen yüzyılda üstesinden gelinmez sorunlar haline gelmiştir. Büyük Haydut Devlet Amerika'nın akılalmaz sınırsız desteğiyle, Haydut Devlet İsrail barış coğrafyası Ortadoğu'yu, savaş coğrafyasına dönüştürmüştür. Filistin'de her gün bütün insanlık, dünyanın gözleri önünde, bilerce defa öldürülüyor.

Ortadoğu'nun yeni kardeşliği: Eşitlik, özgürlük,kardeşlik odaklı, “Bir İnsan Bir Oy” diyen “Demokrasi Kardeşliği”dir, “Kazan Kazandır” diyen “Ekonomi Kardeşliği”dir. Ekonomi'siz Demokrasi güçsüzlüğün, Demokrasi'siz Ekonomi ilkesizliğin üstesinden gelemez.Ortadoğu'da geçmişten geleceğe giden yol, dağları taşları olmayan düz bir yol değildir. Osmanlı kardeşliği, tavandan tabana doğru değil, tabandan tavana doğru elbirliği,işbirliği ve güçbirliğiyle yapılarak inşa edilecektir.

Her insan hem yöneten hem yönetilendir. İnsanların azınlığı yönetmek, çoğunluğu yönetilmek için doğmaz. Ortadoğu dünya için, çaydaki süt ve şeker gibidir, dünyaya hem tat hem renk kazandırır. Ortadoğu'da, milliyetlerden daha çok marifetler önemlidir. Kudüs'te peygamberler arasında ayrım gözetilmez. Kudüs'te savaş olursa, Amerika'da barış olmaz.Kudüs'ü işgal edenler, işgal edilirler. 

Kudüs  bütün “İbrahim Mileti”nin başşehiridir.

Mekke Ademoğullarının ana yurdudur

Kabe tarihin sıfır noktasıdır.